ya arkadaslar ben anlattıgınız seylerin yuzde 99 unu ilk seferde anlıyorum.
her seyi konusmayı sevmiyorum.
bana kırk defa anlattıgınız seyleri tekrar etmeyin.
tesekkurler:)
Kolay olduğu sanılan ama herkesin yapamadığı bir anlam arayışının kelimeye dökülmüş halidir.
Bu yüzden bir kitabı, bir şiiri, bir işi, bir aşkı, bir ayrılığı, bir dünyayı, bir insanı, bir ruhu herkes anlayamaz.
her ne kadar tdk'ya göre idrak kelimesiyle eş anlamlı gibi görünse de, kanaatimce idrak etmekten bir önceki safhadır.
iletinin duyu organlarıyla alınması sonrası algılama süreciyle anlamak başlar ve gerçekleşir ya da gerçekleşmez, akabinde eğer anlama işlemi gerçekleşirse iletinin ne ifade etmeye çalıştığı idrak edilir.
örnek
inşaat ustası: tuğla, der
amele: inşaat ustasının "tuğla" dediğini duyar ve tuğla'nın ne demek olduğunu anlar bu süreçte bir sıkıntı yoktur. duyma, algılama, anlama gerçekleşmiştir.
"idrak" amelenin, ustasının "tuğla" demesiyle "tuğla vermesi gerektiğini" düşündüğü an gerçekleşmiş olur.
özetle; mesajın alınması, anlamadır. ustanın vermek istediği mesajın alınması, idrak.
Anlasilan insan icin sinir harbi sirasinda verilen narkoz gibidir oyle kurtarici oyle beklenen. Anlamak fiil olarak onunde sapka cikarilmasi gereken bir eylemdir zaten . Bazi insanlar ki birini bir fikri anlamak icin ( ki bu gercek bir deger vermenin sonucudur ) kafa parcalarcasina dusunur tartar . Alir bi yaklasimini oraya deger verdigini koyar hayati tartar belki ufacik bir mesele icin . Dusunmek belkide isin esasi .ozumsemek ve anliyorum seni demeden isi basitlestirmeden anlatabilmek mevzuyu aziz sey. Caldigin kapida anlasilmaksa sans isi .
anlamlandırmak..
bir şeyi, bizde var olan bilgilerle ilişkilendirmek..
'seni anlıyorum': seni bende var olan bilgilerle ilişkilendiriyorum..
'seni anlamıyorum': seni anlamak için gereken bilgi bende mevcut değil, seni bende var olan bilgilerle ilişkilendiremiyorum..
hayatı anlayamamamızın sebebi budur belki de, hayatı bizde var olan bilgilerle ilişkilendiremiyoruz.. hayatı ilişkilendireceğimiz bilgiyi bulursak hayatı anlamlandırabileceğiz..
peki, bu bilgi mutlak tek bir bilgi midir?
bilmiyorum, bende var olan şu anki bilgilerle bu cümleyi ilişkilendiremiyorum..
Sonra düşünüyorum ki anlamak sorununda zekânın rolü çok azdır. Anlamak için her şeyden önce iki şey lazımdır: Tolerans sahibi olmak, dünyayı ciddiye almamak. Düşünüyorum da, görüyorum ki benim dünyada itham edebileceğim bir fert bile bulunamaz, herkesle özdeşleşerek herkesi anlamaya o kadar hevesim ve istidadım var.
anlamsızlaştırma ediminin ta kendisi... ludwig witgeinstein notlarında şunu der;
"Bir sözcüğün anlamı nedir?"
Başta son derece basit gibi görünse de devamında şu tümce gelir;
""Anlam"ın anlamını anlamak için "anlamın açıklaması"nın anlamını da anlamak gerekir."
Bunların hepsini bir yana bırakırsak "anlamak" olarak adlandırılan şey özünde, verili bir durumun içine girmektir. "Kitap" kelimesini işittiğimiz şey halihazırda verilmiş olan tanımı yinelemektir. insan ilişkileri açısından ele alırsak;
"Beni anlamıyorsun" diyen biri özünde şunu der;
"Kendime bir tanım yaptım ve sen bu tanımı öğrenmiyorsun"
Yani bu cümleye mağruz kalan kişi özünde anlamadığı iddia edildiği kişiye hayatının iyiliğini yapmaktadır.
Tam anlamıyla gerçekleştiremediğimiz eylem. Başarabilsek geriye ne kalır ki zaten herkes anlaşılmayı bekliyor. Anladığımız an her şey bitecek herkes gidecek gibi geliyor.
Yaptigim is sebebiyle cevredeki insanlar tarafından zorundalığa dönüstüştürülen durum. Arkadaş benim de anlamama lüksüm var. Bu hakkımı kullanmak istiyorum. Birini anlamamak istiyorum.