bu karşındakine cinnet geçirtecek bir davranıştır. herkesçe yapılır. bazen en sevdiğine, bazen de kaale almadığına yaparsın bu sinir bozucu olduğunu bildiğin davranışı. ama inme indirir adama.
-samet ya baksana hani bazen bir filme rastlarsın izlemediğin halde doğru tahmin edersin tek bir sahnesinden o filmi.. çok tuhaf di mi? sana da oluyor mu?
+ne anlamadım?
-ya diyorum ki.. hani izlemediğin bir filme rastlarsın tv'de ve dersin ki aa şu film olmalı.. sana da oluyor mu?
+ hmm.. anlamadım bir daha söylesene..
- ya işte izlemedi..mrımırırmı..( devam eder uzun uzun anlatmaya..)
+ hm. benim bu soruyu biraz düşünmem lazım. yarın cevap versem olur mu ?
- bi sktir git çay koy bok herif.. ühüh..
sağa sola bakmak, halının desenlerini saymak, telefonu kurcalamak vesaire. şayet gerçekten anlayacak kadar saf, aptal olma şansımız yoksa taklidiyle yetiniriz. anladıklarımız yaralıyorsa, yaralanmaktan usulca kaçmak, hayatı daha iyi anlamış olmak demek. yok öyle kararlı şeyler. sen anlamamış gibi davranırsın, beri anlamış olduğun halde anlamamamış gibi yaptığının farkında o da farkında değilmiş gibi yapıyor. konu değişiyor. döne döne yontan çarkın dişleri küçülmüş gibi oluyor. başlar öne eğiliyor.
o değil de, temmuz sıcağında öğlen, orta refüjde bir gölgelik alan bulup uykuya dalmış bir köpek huzuru.
söylediği, yaptığı şeyleri umursamadığım insanlara karşı ekseriyetle "salağa yatarım". boş yere kendimi sinirlendirmem, üzmem.
kendiğimi sevdiğimden ileri gelir yani. uğraştırmam kendimi saçma şeylere cevap düşünerek, cevap vererek. her şey tertemiz. mis.
