ilaçlarla düzelmeyen bir rahatsızlık. ilaçların bir tek anksiyetem üzerinde etkili olmadığını yazabilirim. intihar düşüncem geçti anksiyetem tavan yaptı hatta. Rahat rahat geçirebildiğim bir dakikam bile yok.
3 yıldır selectra kullanıyorum ve hayır bitmiyor. Sadece kontrol altına alınabiliyor. Bu aralar yine kafamda kurup kendimi delirtmeye başladım.
Bu aralar şeye kafayı taktım. 1 yıldır Uzak mesafe ilişkisi yaşıyorum. Sevgilim olan beyefendi çok sadık ve karakterli bir insandır. Müzisyen kendisi. Fakat menajeri olmadığı için WhatsApp ve Facebook üzerinden konser ve etkinlik görüşmelerini kendisi yapıyor. Bu aralar malum yaz sezonu olduğu için de çok yoğun. Peki ben ne düşünüyorum? "Acaba benimle konuşmuyor da hangi şıllıkla yazışıyor?" Kendisi de haklı olarak "Allah rızası için saçmalama, ben ekmeğimin peşindeyim sen ne derttesin? Beni neyle itham ettiğinin farkında mısın?" diyor. Haklı mı? Kesinlikle. Ben de yoğun çalışıyorum ve bir sürü karşı cinsten insanla muhatap oluyorum. Bana asla hesap sormaz, kıskançlık yapmaz. Çünkü benden emin. Sıkıntılı olan benim. Kafamda hiç susmayan sesler var.
Anksiyete bozukluğu nedir biliyor musunuz? içinizi kemiren, sizi soruların içinde boğan bir parazittir. Beyninizi yiyerek beslenir ve doymak bilmez. O nedenle mutlaka kontrol altına alınmalıdır.
(#45377914)
(#45377964)
hayatında anksiyete yokken bir olayla birlikte ortaya çıkan anksiyetenin doktorsuz atlatılması nispeten daha kolay. (eğer hasta bilinçli bir şekilde araştırma yaptıysa, neler yapması gerektiğini öğrendiyse.) genetik anksiyete o kadar kolay olmayabilir. Benim doktora gitmem gerekmedi, zaten çok şiddetli de değildi, 3 yıl sürdü. hayatımın en mutsuz 3 yılıydı ancak geçti, geri gelmez diye bir şey yok ancak genetik yatkınlığı olan birisine göre daha düşük bir olasılık. her iki durumda da doktora gidilmesini öneririm, psikiyatriste gitmek kötü bir şey değil. eğer genetik yatkınlık varsa, ataklar çok şiddetli geçiyorsa, mutlaka düzenli olarak psikiyatriste gitmenizi, eğer istemiyorsanız verdiklerini kullanmamanızı öneririm. (tabi ki de kullandım diye yalan söylememek lazım.)
ben uzman değilim elbette ancak her hastalığın en büyük ilacı "kabullenmek", bu durumun hayatının bir parçası olduğunu kabul etmek ve her zaman bulunduğunuz durumu bilmenin yararlı olduğunu düşünüyorum. doktora "ben bu ilaçları kullanmıyorum ancak tedavi için şunları yapıyorum, bana iyi geliyor" derseniz hiç bir şey yapmamak yerine durumunuzu takip edecek yorumlayacaktır en azından. yapmıyorsa psikiyatristinizi değiştirmeyi deneyebilirsiniz.
Kendisini benim hayatımda normal bir şey zannediyordum meğer hastalıkmış. Ailemde de genetik olarak mevcut. Küçük yaşlarda da birebir yaşadım ataklarını, bende okb ile birlikte var. Ancak ben bunun bir hastalık olduğunu o yaşlarda çözemiyordum ve çok korkuyordum. Genetik diyerek geçiştiremem çünkü benim bulunduğum ortamda çevresel faktörlerin etkisi de oldukça fazla oldu. Henüz kurtulabilmiş değilim. ilaç tedavisi aldım ancak bıraktım. ilaç kullanmak özellikle antidepresan kullanmak beni Çok yıpratıyor. ilk kez intihar girişimi sonrası depresyon tanısı ile geçiştirildim. Doktor değişikliği ve şehir değişikliği daha iyi geldi en azından bunun anksiyete olduğunu ve okb olduğunu biliyorum. Bilinç de önemli bir adımdır, korkuyu azaltır. Benim kaygı ve takıntılarımı yaşayan kişilerle karşılaştım. Ailem mesela. (Ailemde de tanı alanlar var) Onlara kaygılarımı ve takıntılarımı anlattığım zaman farklı düşünceler yer alsa da birebir aynı kaygı ve takıntılar edinmişiz. Bu hastalığın seyrinde var. Ben anksiyete atağı yaşadığım zaman derin derin nefes alıyorum ve kalp ritmimi biraz daha normale indirebiliyorum. Bende taşikardi olurken kalp hastalığından endişelendiler. Meğer anksiyete atağıymış çünkü kalp ile ilgili bir problemim çıkmadı. Yalnız olmadığımı biliyorum, çarpık düşüncelerime (bende kaygı uyandıran olaylara bakış açıma) değişik bir bakış açısı kazandırmaya çalışıyorum. Aktif olarak tedavi almıyorum, zorlanıyorum ama atlatmak da istiyorum. Kendimi meşgul ediyorum ataklar olurken. Ve atağı normal yaşamdan ayırt edebiliyorum. Okb biraz daha rahatsız edici sanki ya da değil bilmiyorum. ikisinin de kendine has bulguları var. Atlatmak kolay olacak mı bilmiyorum ama elbet bir gün geçecek. Ya da azalacak.
“Takma kafana”, “geçer ya üzme kendini” şeklinde hiç iyi gelmeyen tersine sinir eden pek çok şey duyacaksınız bu dönemde.
Hiç sinir olmayın, okumadıysanız “şu hortumlu dünyada fil yalnız bir hayvandır” adlı kitabı okuyun, izlemediyseniz “avcunuzdaki kelebek” adlı konferansı dinleyin.
Hayatta hiç bir şeyin sağlığınızdan daha değerli olmadığına kendinizi ikna edip gezin dolaşın. Arkadaşlarınızla anılar biriktirin. (Bu ekonomide nasıl olur bilmem ama olduğu kadar) internette takılmak, bir şey satın almak, içki içmek gibi geçici mutluluk veren şeylere saplanıp kalmayın sakın. Bunların kalıcı etkisi yoktur, daha da kötü yapabilir hayatınızı. Söylediklerim iyi gelecek emin olun.
ilk defa 2-3 sene once falan yasamistim. ilk defa yasadiginizda ne oldugunu bilmediginiz icin hayatiniz gercekten cehenneme donuyor. ne oldugunu ogrendikten sonra iyilesmeseniz bile, asla ne oldugunu bilmeden yasadiginiz ataklar kadar kotu olmuyor. internette baya entry okudum ama iyilestigini yazan insan sayisi gercekten az. zaten genel olarak internete insanlar biseyden sikayeti varsa yaziyor, memnun oldugu icin cok nadir yazar.
neyse, 2-3 sene once 2-3 ay gibi bi surecte meditasyon, spor ve bazi kitaplari okuyarak atlatmistim.(beyhan budak'in kitaplari ve iyi hissetmek kitabi).
1 ay once falan tekrar yasamaya basladim. nedeni baya komik. en azindan gorunen nedeni. uyuz olmustum ve 3-4 ay boyunca gecti mi gecmedi mi diye stres yapmaktan, en son tekrar anksiyete,panik sahibi oldum. artik olumlu yanindan bakiyorum ama. sanki bu hayatimi duzeltmek, bi ceki duzen vermem icin bi uyariymis gibi. tabi atagin geldigi en yogun anlarda bunlarin hicbiri fayda etmiyor, ama bir kere atlatmis olmanin, ve sonrasinda o gunlerin aklima bile gelmedigi bir 2 sene oldugu icin elimde, gececegini biliyorum. sizinki de gecicek merak etmeyin.
oyle yazmak istedim, icimi dokmek istedim. yoruyor mu yoruyor ama hayat iste. oluyor boyle seyler ne kadar zor da olsa...
ha tedavi icin bende en cok ise yarayan bir diger sey de, korktugunuz seyle ilgili en kotu senaryoyu kabullenmekti. biliyorum bu baya zor bir sey ama ya olursa diye kendinize surekli izdirap cektireceginize, olursa olsun, napalim caresine olduktan sonra bakariz, caresi olmayan bir korkunuz varsa da malesef bunu da kabullenmek lazim. kabullenmeniz o seyin olacagi anlamina gelmiyor, merak etmeyin, korkmayin.
Son zamanlarda toplumda herkeste görülen hastalık gerçekten bu hastalıktan olanların sayısında ciddi bir artış var ama bazıları cidden pick me yani sende böyle bir hastalık var diye kimse senin peşinden koşmuyor.
Babamin bana bahşettiği hediyesi... 12 yaşlarımdayken sekreter sevgisiline gitmek için bahanelerle bizi ve annemi sırf canı öyle istediği için sıkıntıya sokup, kavga çıkartıp stres atıp terk ettiği, sonra vazgeçip geri döndüğü gel git zamanları bende kaygı bozukluğu yaratti. Annemin de onu affetmesi bu süreci uzatmıştı. 32 yaşındayım iki ebeveynimin birleşerek yarattığı eseri hayatımın her anında yanimda... (Bunu birine anlatmak zorken burda yazmak çok kolay oldu)
bu baş belası tamamen kontrol dışında gelişiyor. bt anjiyoya girecem giremiyorum.nabzın 80 i geçmemesi lazımmış. ekg tomografi cihazı gibi aletleri görünce nabız 150 ye fırlıyor. tamamen istem dışı bir şey. ben neden heyecanlanıyorum diye kendimi tokatlıyorum. yarın gidecem bakalım muhtemelen doktor senden bir cacık olmaz diyecek. tanım: iğrenç bir heyecan/stres bozukluğu.
Bütün hepsini geçtim o olur olmaz yerde nedensz bir nefes darlığı geliyor ve kendini dışarı atıyorsun ya o çok sinir bozucu doğru düzgün odaklanamıyorsun nefesin yetmiyor ya bu çok kötü bir his ben normalde tamamen içeri insanıyım ama anksiyetem beni dışarı itiyor iyi yapmıyor.
8.yıl dönümümüze girdim kendisiyle. Bir AVM'de nefesimi kesişiyle başladı her şey. Doktor ne derse yaptık. Sorumluluk almak, sosyalleşmek, çalışmak, gezmek, okumak, egzersiz yapmak, uyku düzeni, terapiler, kendine yardım kitapları vb.
Bir kere yapıştığında bırakmıyor ağzına tükürdüğüm. Ne menem bir şeymiş ben de anlayamıyorum. Bi yerden sonra genlerdeki yıkıklığa inanmaya başladım.
herkesin çevresinde mutlaka bu hastalıktan muzdarip birilerinin olduğu bir hastalık türü.
benimde bir arkadaşım bu hastalığın içerisinde diyebilirim. tanımış olduğum ilk yıllardaki özgüven ve rahatlık grafiği yavaş yavaş düştü. yerine kaygı, kuşku, sorgulama, uyku sorunu, obsesif davranışlar, herşeyi mantık çerçevesine sığdırmaya çalışma vb. çeşitli edinimler kazandı.
yıllar boyunca ben de bu özellik/tavır değişikliğine birebir tanık olmama şaşırıyorum doğrusu. çünkü benim için zor bir sınav bu hayatta. herkes bulaşmak istemez bu duruma ve kaçar ardına bile bakmadan.
benim yıllardan beri görüştüğüm ve sevdiğim bir arkadaşım. umarım bu olumsuzluklardan vazgeçer. çünkü bazı şeyler kendi elinde. yoksa inanılmaz zor bir hayat bekliyor kendisini ileriki yıllarda. hoş bunu kendide biliyor da. belki zevk alıyordur.*
Her türlü psikolojik hastalığı tadabilirsiniz hatta öylece yaşayabilirsiniz de meselâ benim gibi olabilirsiniz.
En önemlisi insan olmanın tadına varabilirsiniz.
ilaçları almayıp yeri gelir aile şirketi kurar yeri gelir zengin olur yeri gelir farklı dallarda spora da başlayabilirniz bu aslında bir mükâfattır.
insan üstü bir durumdur.
Normal insan standart insandır fakat diğer türlü olan insanı el üstünde tutmak gerek zira onun ayrıcalıkları vardır..
Sevgiler Uludağ sözlük zall iyi ki kendi için bizim için yatırım yapmış da bu ortamı kurmuş.
Kanser gibi yavaş yavaş eritir adamı.ilk zamanlar tek takılır.ama bir dönem sonra kardeşı pic panik bozuklukta gelir ozman götünüze çelikten don giyseniz fayda etmez.
anksiyetem var...anksiyete bozukluğu....anksiyetem azdı...
en temelde kaygı durumudur evet ama farklı farklı belirtilerle ortaya çıkar.
daha önce bir arkadaş açıklamış alt başlıklarını o yüzden onlara değinmeyeceğim.
en temelde bir duygu durumudur.
bazen düşünce öğretir.
bazen yaşantı öğretir.
ama bir şekilde tedavisi mümkündür.
tedaviden kastım terapi tabii ki.
sizi korkuttuğu kadar da uzun sürmez terapi süreci.
evet , bazı durumlarda travmatik yaşantılar eşlik ettiyse tabii ki uzun sürer.
ancak genel anlamda üstesinden gelinecek bir durumdur.
lütfen size karşı "öldün bittin çok kötü allah sabır versin" diyenlere aldırmayınız.
güven duyduğunuz bir ruh sağlığı çalışanıyla gerçekten uygun şekilde atlatabilirsiniz.
tabii ki bazı durumlarda ilaçlı tedavi de gerekebilir.
bu tür durum söz konusu olursa psikolog ya da psikolojik danışman mutlaka sizi yönlendirecektir.
korkmayınız efenim!
insan eseri olan bir şey ise ortadan kalkar!
nörobiyolojik bir şey ise ilaçlı tedavi ile kontrol altına alınır.
lütfen korkmayınız
Ablam ve annemde olandır. ikisinde de hem anksiyete hem de depresyon var. Anksiyeteleri depresyonlarından daha baskın. ikisi de çok telaşlı ve heyecanlı. Kafalarında çok kurup düşünüyorlar. Annem özellikle hastalıklar konusunda fena bir kaygı bozukluğu çekiyor. Başı ağrısa kanser olduğunu zannediyor. Ve internetten araştırıp kendine teşhis koyuyor. Bir süre sonra hissetmese bile kendisine koyduğu hastalığın semptomlarını göstermeye başlıyor. Ablamda daha çok yaşantıya ilişkin kaygılar var. Çocukken taciz edildi büyük travma hala atlatamadı. Eşinin ve dedelerinin dahil herhangi bir erkeğin Yeğenimle temasta olmasından rahatsız oluyordu o derece. Onun dışında sürekli kötü haberler izlediğinde- savaş, cinayet, tecavüz- uyuyamıyor sürekli onları düşünüp başına gelebileceğini düşünüyor. Ablam örtülü biri seçim zamanlarında birilerinin ona saldıracağından korkuyor. Bu tip durumlarda normal düşünemiyor pek.
Antidepresan kullandıklarından beri bu tip kaygıları azaldı. anksiyeteleri Hayatlarını etkileyecek düzeyde değiş şu an ama arada nüksediyor yine.
oda arkadaşımın vardı, not ortalaması 3.90 bir şeydi, bu hastalık sayesinde yüksek alıyor derslerden diye düşünürdüm. bir ara bende de olsun istemiştim........
oda arkadaşımın vardı, not ortalaması 3.90 bir şeydi, bu hastalık sayesinde yüksek alıyor derslerden diye düşünürdüm. bir ara bende de olsun istemiştim........