içinizde biriken endişe, sıkıntı ve ruhsal yıpranmanın bedeninizi de kemirmeye başlaması hali. Parkinson hastası gibi titremeler, kalp akciğer hastası gibi nefes alamamak, terleme, çarpıntı, bulantı ile seyreder. Nefesinizin içinize dolmadığını hissedersiniz, o kadar dolmuşsunuzdur ki kendinize yer kalmamıştır.
Düşman başına. Öyle bir şeydir ki bazen içtiğiniz suyun bile sizi zehirlediğini düşünür bir sağa bir sola giderek "ulan bu defa ölüyorum galiba" diyerek ne yapmanız gerektiğini bilmeden dolanırsınız. Göğsünüzde kor bir ateş sıcaklığında hissettiğiniz ısı tüm vücudunuza yayılırken bunu da farklı bir durumun belirtisi olarak algılarsınız. Anlatılmaz yaşanır.
kendi işinizi kendiniz görün. yemeğinizi hazırlayın, çamaşır yıkayın. boş kalmayın ve kendinizi insani ölçülerde yorun.
yorun ki dinlenmekten, hiç bi şey yapmadan durmaktan bile zevk alın.
bir de para pulu dert etmeyin. olduğu kadarla idare edin.
sevgilimden ayrıldığım günlerin ilk zamanlarında nefesimin daralması, mutsuzluk, çökkünlük gibi semptomlarla anksiyete kendini göstermişti. ardından ataklar azaldı ama her eski sevgilimi gördüğümde ataklar kendini gösterdi. ardından parfüm kokusunu herhangi bir ortamda aldığımda oluyordu hatta parfüm kokusunu aldığımdaki ataklar hala oluyor.
sanılanın aksine fazlasıyla ciddi bir durumdur. oldukça acı verici ve can sıkıcı dakikalardir. hasta kendisini endiseden bitap düşürür. tedavi edilmelidir. ataklar genellikle panik bozukluk neticesinde cereyan eder.
Bugüne kadar anksiyete, panik ataktan kimse ölmemiştir. Sakin olun, nefessiz kalarak ölmezsiniz en fazla bayılırsınız, ya da kalp krizi geçiriyorum diyerek kalp krizi geçirilmez. Vücudun oluşturduğu savunma sistemlerinin kötüye kullanılmasıdır aslında. Kısa vadede ilaç çözüm ama uzun vadede hayata bakış açını değiştirmen lazım.
Bugün geçirdiğim. Akşam üzeri eve girdim. Ev boştu. Duş alıp dinlenmek istemiştim. Tek istediğim sessizlik ve dinginlikti. Ama korku dolu anlar yaşadım. Nefes alamadım. Yalnız olduğum için iyice kötüledim. "Bir şey yok, kötü bir şey olması için hiç bir neden yok, sakin ol, sakin ol, sakin ol...." diye telkin etmeye çalıştım kendimi ama tam anlamıyla işe yaramadı. Biraz bağırdım, ağlar gibi oldum ama tuttum kendimi. Geçecekti. Biliyordum.
Geçti de.
Ama etkisi biraz devam ediyor. Karnımda bir kütle varmışcasına, içime bi şeyler oturmuşcasına hislerle bezeliyim. Çikolata falan da yedim ama seratonin seviyeme o bile bi şey yapamadı. Ah lustral ah.
Bu ara her gece yaşadığım ataklardır. Kapalı havalar monoton hayat ilgisizlik hatta karanlıkta oturmak bile tetikler. Allah hepimizin yardımcısı olsun.
tedavi olmaksızın atlatmaya çalışmak imkansız gibidir.sakin düşünürek, derin nefes alaraki pozitif mizahen bir yaklaşımla bir iki defa atlatsanız bile bir sonraki defa atlatamazssanız ve zamanla inancınızıda yitirirsiniz.bu atakları geçirdiğinizde normalde çok zeki,mantıklı bir insan olmanıza ramen edata başka birini dönüşürsünüz.muhtemelen ardından uyku bastırır güçsüz hissedersiniz.
gergin,depresif,sürekli yemek yiyen,gün ortasında saatlerce uyuyan,özgüvensiz,umutsuz bir insana dönüşürsünüz nasıl olduğunu anlayamazsınız bile.
edit: hepsi senin yüzünden oldu zalımın kızı.