tasarrufu bilmektir, en bürokrat ailede yaşayanı da hissetmiştir devlet sancısını en işçi aileside. sırf o şehirde doğdun diye düzenli yetişmektir. bazen siyasete karışmaktır, bazen siyasetçilerin soğuk nefesleriyle karşılaşınca anarşist olmaktır. bazen 7. caddede dizginlenmiş gençliği yaşamaktır bazen kuğulu parkta sakinleşmektir. alem denize ben kar'a hastayım demektir kışın, hastanede ortopedi doktorunun gülümsemesini görünceye dek. memur doğmaktır. hiç memur olmasanız da düzenli bir maaşınız haftasonunuz hatta bayram tatiliniz olmasa bile sırf ankara'da yaşadığınız için memursunuzdur. gri binaları içine alır sizi. devlet dairesine benzer sokaklarında aşk yaşarsınız. hoş boyarsınız siz o sokakları caddeleri binaları renklere, fakat ankaralı değilseniz bu şehrin neden sevildiğini anlayamazsınız.
hiç orda yokmuşçasına kafasını öne eğmiş halde yürüyen topluluklar görmektir.
hayat orda dahamı zordur yoksa sürekli bir iş hengamesi içindemidirler bilinmez.
sevdiğin kızı beklerken ayazını yemektir kızılayın. bütün bir hafta boyunca öpüşmek istediğin dudakları soğuktan hissedememektir. sevdiceğinin ellerinde ısınmaktır. güvenpark'ta kuşlara yem atmak, kızılay'da karşıya geçmek için girdiğiniz altgeçitten bir türlü istediğiniz yere çıkamamaktır.(bu banada özgü olabilir. kaç yaşıma geldim hala bulamıyorum mk.) karanfilde volta atmak, özellikle hava soğuk olduğu zamanlarda kitap alma bahanesiyle dost kitabevine sığınmaktır. gözlerini kaçıracak herhangi bir manzara olmadığından karşındaki insanın direk gözüne bakmaktır. la bebenin tipe bak ammada gılıksız diyebilmektir ankaralı olmak. yanında tüm samimiyetiyle takma gardaş la milletin amk sana bir şey olmasın diyen bir arkadaşa sahip olmaktır. herkesin burada yaşanmaz dediği ve herkesin ammada grisin dediği kenti sanki bir gökkuşağı imiş gibi bağrına basmaktır.
birine "abi dostun orda* bekle" dediysen; "hangi dost?" diye sorduysa ankaralı değildir. ama sormadıysa ve tamam deyip karanfile* gittiyse ankaralıdır.
eski ankara olmasa da kasvetlidir ama kendisini de ozlettirir insana mahkum kılar insanı. oyle kendisine ozel hicbirseyi yoktur zaman icinde bunalmamak icin kendini sinemaya tiyatroya abidik gubidik ugraslara mahkum etmezsen bunaltır bu sehir. ankara diyalogları ankara insanı farklıdır farkettirir. behzat ç izle ve gor