kulübün 100 yıllık dev gibi bir geçmişe sahip olmasıdır gün itibari ile..
nice yıllara ankaragüçlü kardeşlerim..
not: iyi günde, kötü günde.. hep beraberiz! *
--spoiler--
imalat-ı Harbiye Usta Mektebi öğrencisi Agâh Orhanın başını çektiği grup Altınörs idmanyurdunu kurarken aynı mektebin bir diğer öğrencisi Şükrü Abbas ise Turan Sanatkarangücünü kurdu ve tarihler 31.08.1910u gösteriyordu. Mustafa Kemal Atatürkün çağrısı üzerine Ankaraya geçmiş bulunan Altınörs idmanyurdu Kulübü mensupları, bir taraftan cepheye cephane yetiştirmek için geceli gündüzlü çalışırlarken, spor tutkularını da yenemiyorlardı. Aralarında yaptıkları görüşmede, Altınörs idmanyurdunun Ankarada bu defa Anadolu Sanatkarangücü adı altında tekrar faaliyete geçirmeye karar verdiler.
imalat-ı Harbiye Esliha tamirhanesinde çalışan eski Altınörs idmanyurdu Kulübü mensuplarının kulüplerini Ankarada Anadolu Sanatkarangücü adı ile tekrar kurmaları üzerine Ankaraya geçen, imalat-ı Harbiye tamirhanesinde çalışan demir usta ve işçileri de kulüplerini tekrar canlandırmak istediler ve süratli yapılan hazırlıklar sonunda Turan Sanatkarangücünü yeniden kurarak faaliyete geçirdiler. Aynı kurum bünyesinde faaliyette bulunan Anadolu Sanatkarangücü ile Turan Sanatkarangücü kulüplerinin faaliyeti 1923 yılına kadar sürdü. Her iki kulübün başkanı olan tamirhane müdürü Mehmet Nuri iki kulübü birleştirerek 31.08.1923 tarihinde tek çatı altında toplama kararı verdi. 31.08.1933 tarihinde yapılan kongremize istanbul ve diğer birçok Anadolu illerinden de gelenler oldu. Çok hareketli konuşmaların yapıldığı bu tarihi ve büyük kongrede, kulübümüzün sarı-lacivert olan renkleri aynı kalmak şartı ile Ankaragücü Gençlik ve Spor Kulübü adı ile faaliyetini sürdürmesine karar verildi. 1938 yılında yürürlüğe giren 3512 sayılı Cemiyetler Mıntakavi isim Kullanamazlar hükmü nedeni ile adımızı tekrar değiştirmek gerekti.
Spor teşkilatı, 1942 yılında yayınladığı bir genelgede Cemiyetler kanunun Mıntakavi isim bölümünün yanlış anlamlara yol açtığını belirtti. 1942 yılında asker futbolcuların askeri güçlerde oynaması kararına sivil kulüp yöneticileri dengeyi bozuyor gerekçesi ile itirazda bulunuyorlardı. Sonuçta 1942 - 1943 sezonu maçlarının Asker Sivil iki grup halinde oynanmasına karar verildi. Askeri ligde Ankaragücü, Sivil ligde ise Gençlerbirliği şampiyon olmuşlardı. Ankara şampiyonluğu için iki takımın karşılaşması gerekiyordu. iki kulüp arasındaki rekabet bir de asker sivil ayrılığı karışınca bu maçı yönetecek hakem bulmada güçlük çekildi. Sonunda, futbol federasyonu eski başkanlarından Halim Çorbalının teklifi üzerine Gazi Eğitim Enstitüsünde öğretmen olarak görev yapan ingiltere Federasyonuna mensup Mr. Prior üzerinde anlaşma sağlandı. ingiliz hakem, maça iyi bir başlangıç yapmıştı. Hatta lehimize bir de penaltı vermiş bunu Fikret Bilal gole çevirmişti. Penaltı golünü Halim Çorbalının attığı beraberlik golü izledi. Takımımız Saksağan Mehmetin (Yavuz) attığı gol ile 2 - 1 öne geçmiş ancak Halim Çorbalının golüne mani olamamıştık(2 - 2). Attığımız bir golü hakem saymamış futbolcularımızın yaptığı itiraz sonucunda takımımızdan Kenan Çolak, Fikret Bilal, Mehmet ve Salim Kandemiri oyundan atmış, takımımız sahada 7 kişi kalmıştı. Sonuçta Gençlerbirliğine 4 - 2 yenilerek şampiyonluğu kaybetmiştik. Yöneticilerimiz kural hatası yapıldığı gerekçesi ile maçın tekrarını istemiş, fakat Nevzat Tandoğanın bölge başkanı, Kerim Bükeyin bölge müdürü ve ihsan Bayrının futbol ajanı olduğu dönemin yöneticiler, maçın tekrarı yerine kulübümüze bir yıl müsabakalardan men (ligden ihraç) kararı vermişlerdi. Karar tarihinde Fikret Karabudak Askeri Fabrikalar Umum Müdürü ve kulübümüzün hami başkanı idi. Karabudak paşanın etkin girişimleri sonucu ihraç kararı geri alındı ve kulübümüz 1947 yılından itibaren tekrar maçlara katılmaya başladı.
1947 yılında Ankarada lig maçlarına katılan kulüp sayısı ye yükseltilmişti. Lig heyeti bu yüzden 32 kulübü er takımlık 4 guruba ayırdı. Guruplarında ilk 3 sırayı alacak 12 takım Ankara şampiyonunu belirlemek için aralarında tek devreli maçlar yapacaklardı. Bu maçlar sonucunda 1 - 8 arasında dereceye girecek kulüpler, ertesi yılın amatör birinci kümesini oluşturacaklardı. Lig heyeti askeri takımları Sarı grupta toplamıştı, takımımız bu gurupta Harbolunun arkasından bir puan eksiği ile ikinci olmuş ve play-off müsabakalarına katılma hakkını elde etmişti. Play off müsabakalarının ortasına gelindiğinde Genel Kurmay Başkanlığı askeri güçlerin sivil kulüpler ile maç yapmasını yasaklamış, kulübümüz bu karar gereği lig maçlarından çekilmek zorunda kalmıştı. Bu karar üzerine kulübümüz genel başkanı Tüm General Fikret Karabudak kongreyi toplantıya davet etti. 02.07.1948 günü yapılan kongrede Cemiyetler Yasasına göre sivil kulüpler arasında faaliyet gösterebileceğimiz yeni bir tüzük hazırlanması kararı alındı. Komisyon çalışmalarını çok kısa bir sürede tamamlayarak kulüpler arasında maç yapabileceğimiz yeni bir tüzük taslağı hazırladı. Taslak 31.07.1948 günü yapılan kongremizde kabul edilerek Ankaragücü Gençlik Spor Kulübüadı ile liglere katılmamız sağlandı. O yılın lig maçlarında iki hükmen yenilgi dışında yenilgi almamış ve ligi 4.sırada bitirmiştik.
Başkentin futbol takımının birinci ligde olması gerektiğini savunan Kenan Evren, o dönemde ikinci ligde mücadele eden kulübün birinci lige çıkartılması talimatını verir. Türkiye Kupasını kazanan futbol takımının hangi ligde oynadığına bakılmaksızın birinci lige çıkartılacağına dair kanun düzenlenir ve Türkiye Kupasını kazanan Ankaragücümüz birinci lige çıkar ve o yıldan sonra da ligden düşmez. Bu olaydan itibaren 8 yıl daha yürürlükte kalan yasadan yararlanacak olan başka bir kulüp olmayacaktır. Zira alt liglerden gelerek Türkiye Kupasını kazanan başka bir takım henüz olmamıştır.
--spoiler--