hey gidi ankara hey
beni de benzettin ya kendine
astın suratımı resmileştirdin beni
hey gidi ankara hey
beni de benzettin ya kendine
yüzümde bürokrat gülümsemesi
içimde politik çıkmazlar
kaçıncı aşktı tattığım akşamlarında
kızılay'da yürüyemeden el ele ayrıldığım
bir gecelik duygu esnemesinde
yalnızlığımla kendimi evime attığım
tadamadığım mevsimlerini doya doya
kaybettiğim kendimi herhangi bir sokağın
herhangi bir ayrımında...
geçerken ömrüm giriş katlarında
üşüdüm,titredim otuz yaşıma girerken bir yaz akşamında
bekar evlerinin soluk aydınlığında kötü alışkanlıklar edindim
hiç bir kıza yalan söylemedim ankara
ama bir ebruli akşamda,ezan seslerine karıştı çığlığım
oyalıyormuşum meğer kendimi geçici heveslerde
kar çiçekleri acı verdi yüreğimde
sen aşk de buna ben çıkmaz sokak ankara
delik olan cebime koyacaktım tüm hüzünlerimi
yine şiirler çalıp şairlerin soluk nefesli kitaplarından
şarkılar...
şarkılar düzecektim ona
ve ankara...
çelik renkli gecelerine dağıttığım yıldızlardan
taç yapacaktım sarı saçlarına
gözlerindeki yeşilden sürecektim antik yalnızlığıma
ikimizin de paylaşacağı birisi olacaktı hayatımda
anlarsın ya ankara sen, ben ve o
üç kişilik bir dünya kuracaktık
gözyaşlarının kahkahaya karıştığı şu dünyada
duygu sevinecekti
telefon edip zeynep'e evleniyormuş diyecekti
frekansını yakalamışken tam da mutluluğunun
çankaya'dan bir rüzgar esti
kıskandın bizi ya helal olsun sana
şu ölümlü dünyada kendin gibi bir dünya görmeden
boğacaksın öylemi, kalabalık kaldırımlarında beni
hüzne doyacağım öylemi senin gibi gecekondularında
benim gibi bir bozkır çocuğu
meram akşamlarında çiçeklerin nasıl olgunlaştığını bilir ben
çözmüşken şifresini hayatın
korkma ankara korkma
yazılmamış bir şiirin okundukça çoğalan ilk kelimesinden
akıp giderken kaderimiz iki ayrı yöne
mutlaka buluşacak vuslat denizinde
ankara korkma okuduğu duaları anamın
ikimizi de kurtaracak
hiç ummadığın bir günde
şöyle güneş burcundayken sevinçlerin
sen bana alışacaksın ben de sana
ankara....
göç efsaneleri içersinde istanbul kadar gizemli olmadığı için göç edenlerin geride bıraktıkları için de sevimsiz bir şehirdir ankara. bir yakınınız, cocukluk aşkınız ya da kankiniz ankaraya göçünce hiç de hoş hatırlamazsınız bu şehri. gıcık olursunuz ona. yahya kemal'in gıcıklığının esamesi bile okunmaz. ankara sizi sevidiginizden ayıran kara kuru bir şehirdir. kara deliktir. dipsiz kuyudur. düşenin bir daha görünmediği.
deniz yoktur orda bilirsiniz herkes bilir ama yinede özellikle istanbul'dakilerin ' ay orda deniz yok' demeleriyle çamur atmaya kalktıkları, bambaşka bir ruhu olan herşeyin daha sakin daha sıcak yaşandığı düzeninden dolayıdır ki arkadaşlara daha çok zaman ayırabildiğiniz kocaman bir mahalle havası taşıyan öğrenciliğimde sık ziyaret ettiğim * keşke burda yaşasaydım dediğim yer
coğrafi konumu itibariyle diğer şehirlere ulaşım konusunda avantajlı,çok fazla öğrenci barındıran ve bu yüzdende yaşam koşulları yönünden memur şehri imajını yitiren * ,şehir içi ulaşım sıkıntısı olmayan ve bu yönüylede küçük şehir avantajı sağlayan, yaşaması kolay sayılabilecek bir şehir,başkentimiz,ancak denizin olmaması çook büyük bi eksik ona da yapacak bişi yok..
kışın soğuktan, yazın sıcaktan dolaşılması zor olan şehir. bahar aylarında gidilip gezilmesi tazsiye edilir.huzur verici bir havası var.senede bir kaç kere bu havadan almak iyi gelir bünyeye.kaybolmak zordur.çok sıkılıp da şehrin kalabalığından uzaklaşmak isteyenler ankara kalesinde alır soluğu benim gibi.orada antikacıları dolaşırken zamanda yolculuk yapmak, lüks otellerin, kafelerin arkasına sıkışmış gecekonduları görmek mümkün. her zaman gitmekten zevk aldığım, anılarla dolu dost bi şehir ankara.
ve hep aklımda olan.
istanbulluların, tüm yoksunluğunu deniz olmamasına indirgedikleri ve bıkkınlık derecesinde en güzel yanının "istanbul'a dönüşü olduğu " aforizmasına sığınarak oryantalist şımarıklığı ile tanımladığı şehirdir. ankara, memur ya da öğrenci iseniz eğer başlangıçta "başa gelen" bir şeydir. aşk gibidir başa gelir, dile gelmez. yıldırım ya da ilk görüşte aşk değildir bu, farkettirmeden içinize işler. onun mavisi gönüllerdeki serinlik ve duruluktadır. dostlukların limanıdır ankara.