bugün

Türkiye’de vatandaşların iş çözmek adına gittikleri şehir. Neden bi Yozgat yahut Bilecik’e gidilmiyor anlamış değilim.
ah be ankara seninle de bozuştuk.
uzun bir yolculuktan sonra iki saat önce ilk kez ayak bastığım şehir.

ilk gelişimde de sırılsıklam sucuk ettin ya beni, unutmam bunu ankara!
Geceden beri yağışlı olan kalktıgımda gece karanlığı ile güne basladigim gri şehir.
bugün kapalı. yağmurlu. serin.

o kadar özletmiş ki bunu.
En son corona da 1. sırayı oynuyordu.
ilk kez biber gazı yediğim şehir.
Kar yagsa da karanfil de soguk bira icseks ya.
bir Ankaralı olarak .özlenecek zerre bir olayı yok. bomboş ruhsuz karma karışık bir şehir. kafanı yukarı kaldırdığında her yer ev bina . ulan böyle şehir mı olur dersin ? oluyor . Anıtkabir ile başkent ünvanını kaldırın aha dümdüz bir iç Anadolu şehri .
çoğu insan sevmemesine rağmen benim sevdiğim şehir. farklı bir havası var.
Valilik tarafından toplu taşıma kullanımlarında hes kodu bulundurulması zorunlu hale getirilmiş.
otobüslerde göt göte yolculuk ediyoruz. Yeni mi aklınıza geliyor böyle şeyler?
Guzel kadınları var kalben.
bebeleriyle ünlü şehrimiz.
angara güzeldir iyidir de çinçin'den uzak durulması gerekir.
Nisan ayında kar yağmıştı. Sadece soğuk havasını özlüyorum biraz.
"ankara'dayken her yer özlenir" repliğinin aksine ankara her yerde özlenir diye düşünüyorum.
Hayatımın en zorlu ancak en güzel zamanlarını geçirdiğim şehirdir. Kasvetli, gri ve bürokratik bir şehir olmasından mütevellit insanların daha samimi ve sıcak ilişkiler kurduğu ve buna daha fazla önem verdiği yerdir. Farklı farklı birçok noktasında hayatımın en güzel anılarını biriktirmiş olmamdan mıdır bilmem ama hem Ankara'ya hem de orada yaşadıklarıma inanılmaz özlemim vardır.
Anlık kıyametin koptuğu şehir.
Yağmur ve fırtınanın dansına an itibariyle yıldırım eşlik ediyor.
Ayy ıslandım hep ya püu.
Uğursuz bir tılsımı var gibi Dünyanın ve Türkiye'nin en uç noktalarına gidip bir şekilde burada buluyorsun kendini...
Sessiz, olabildiğince nefessiz...
Kapkara ruhunda neşesiz.
An itibariyle Buz gibi olan şehir.
doğasıyla insanıyla ülkenin en kötü şehri. kimsenin işi düşmez umarım.
Başta nefret ettiğim şehre gün be gün aşık oluyorum. Sokaklarında gezerken başka bir şehre gittiğimde özleyeceğim diye dertleniyorum. Ankara dışında nereye gidersem aynı yer olacakmış gibi hissediyorum. Ülke gözümde ankara ve diğer şehirler olarak ikiye bölünmüş durumda. Memleketimin de buna dahil olması çok garip tabii.

Bu başlıkta okuduğum onlarca entry ve çevremden duyduğum bir o kadar yoruma bakarak ankaralılara ankara hakkında yapılan olumsuz ve değişik yorumlara sinirlenmemelerini tavsiye ediyorum. Şehir gerçekten çok garip. Bir yandan çekici bir yandan itici. Bir yandan nefret ettirici bir yandan bağlayıcı. içindeyken sıkan, dışındayken kendini özleten bir karakterde.

Yıllar içinde duygularım dalgalansa da 6 yılın sonunda anlam veremediğim bir sevdayla ankara'ya tutulmuş vaziyetteyim. insanlarından, mekanlarından ve zamandan ayrı müşahhaslaşan ve gönlümde mülkiyet edinmeye ve bunu sinsice ilerletmeye devam eden garip bir şehir.