sıhhıyededir. az yukarsında ibni sina karşısında da hacettepe hastanesinin acil girişi vardır. okula girerken güvenlikle işiniz olmaz rahat rahat girersin. daha sonra merdivenlerden çıkıp ilerlediğinde morfoloji binası görürsün. karşıda morfoloji kantini ve biraz arkada rıdvan ege laboratuvarı onun da arkasında basket sahası fılan war.ilk geldiğinde kişide yabancılık ve beğenmemezlik hissi uyandırması pek muhtemeldir. ewet. önce biraz soğuk ama sonra insan alışıo:).
cumhuriyet kurulduğunda ülkede 554 hekim vardı.istanbul tıp fakültesi yenilendi geliştirildi.böylece 1935 yılına gelindiğinde ülkedeki hekim sayısı 1625'e ulaşmıştı.ancak bu rakam ülkenin hekim ihtiyacını karşılamıyordu.yeni bir tıp fakültesinin kurulması bir zorunluluk haline gelmişti.1937 yılında atatürk'ün emri ile ankara'da bir tıp fakültesi kurulması kararlaştırılmıştı.ancak ikinci dünya savaşı bu girişimin gecikmesine neden olmuştu.konu 1945 yılında tekrar ele alındı ve ankara üniversitesi tıp fakültesi ilk olarak 1945-1946 ders yılında 317 öğrenci ile eğitime başladı.
yeni eğitim sistemi pdö'nün uygulanmasıyla staj sonu yapılan ömür törpüsü sözlü sınavlarını tarihin derin sularına gönderen, yerine "nesnel yapılandırılmış kuramsal sınav" denilen objektif değerlendirme sistemini getiren, çok da sevmediğim okulum. tusta başarı sıralamasında yeri giderek gerilemektedir.
geçme notunun 70 olduğu tıp fakültesidir.
küçük bir alana yayılmış yılda 2 kez tezeklenen * çimleri vardır.
kantini yeni yapılmış ve moderndir.
kdt denen garip bir dersin var olduğu tıp fakültesidir.
ablamın dediği kadarıyla ;
Aktif sistem denen gereksiz bir hededen dolayı doktor olamayacağını olsa bile çok kötü bir doktor olacağını düşünmesine sebep olan sürekli lanet ettiği ama bence nankörlük ettiği bölüm bunun yanında sanıldığı kadar inek olmadıklarını kendi gözlemlerime dayanarak söyleyebilirim lakin final haftalarında gereksiz bi asabiyet olur kendilerinde .
türkiye cumhuriyeti'nin ilk kurulan tıp fakültesi olmasına karşin neredeyse her sene sistem deneyen bu fakülte, türkiye'de en iyi imkanlara sahip olmasına rağmen hocaların en uzağa ben işerim zihniyeti yüzünden maalesef hakettiği konumda değildir.
birçok tıp fakültesinde dersleri asistan,doç ve yardoçlar anlatmasına rağmen,sunum ve uygulamaları sürekli proflarla yapmak zorunda kalacağınız kurumdur. hayır yani yolun sonuna kadar gelmiş adamın öğrenciyle uğraşmaktan başka derdi olmuyor da...
okunması giderek zorlaşan ve zorlaştırılan okuldur. pdö **sistemi kaldırılıp bir de sözlü sınav eklenmiştir üstüne üstlük. ama yine de sevilesi yanları çoktur, insanlarıyla ve tatlı hocaların hala inatla var olmasıyla, iyi ki bu okuldayım dedirtir.
geçme notu yetmiş olan, altmışın altında aldığınız her not kadar puanınızı kıran fakültedir. başka tıp fakültelerinde 35le 55le geçen akranlarını gördüğünde öğrencilerini kahreden fakültedir ayrıca.
birinden hoşlanıyorsanız işinizin zor olduğu fakültedir. hele ki hoşlandığınız kişilik üst sınıflardansa.. eğer ilk 3 sınıftan birinde okuyorsanız ve o da ilk 3 sınıftan birinde okuyorsa haftanın iki günü sizin kalan diğer iki günü onun diğer kampüste dersi olur size kalan ortak günse sadece bir gündür.. eğer stajlara başlamışsa ya cebecidedir ya sıhhıyede, arayıp bulmak izin gözlerinizin keskinliğine kalmıştır, bu durumda yine de haftanın iki günü ortak yerlerde bulunursunuz.o da muhtemelen sadece öğle aralarıdır. *