Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinin temelleri zamanın Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt'un girişimiyle kurulan ve 5 Kasım 1925'te Kemal Atatürk tarafından törenle açılmış olan '' Ankara Adliye Hukuk Mektebine '' kadar uzanır.
Atatürk ,hukuk Mektebinin kurulmasını Hukuk Devriminin başlangıcı olarak görmüştür.
Okulun kurulmasının gerisinde yatan temel düşünce çağdaş Cumhuriyet Hukukunu koruyacak, öğretecek ve geliştirecek iyi eğitimli hukukçulara duyulan acil ihtiyaçtır.
Hukuk Fakültesi, tarihsel onurlu görevinin bilinci ile bu amaca 80 yıldır katkıda bulunmaktadır.
Ankara Adliye Hukuk Mektebi, aynı zamanda Cumhuriyetin ilk yüksek öğretim kurumudur.
Temel görevi hukukçu yetiştirmek , hukukun çeşitli alanlarında araştırmaları yönetmek ve desteklemek olan Hukuk Fakültesinde 110 akademik personel ile öğrenci işleri , kütüphane ve diğer yardımcı hizmetlerde görevli 45 idari ve teknik personel bulunmaktadır.
"Cumhuriyetin müeyyidesi olacak bu büyük müessesenin küşadında hissettiğim saadeti hiç bir teşşebüste duymadım ve bunu izhar ve ifade etmekle memnunum" sözleriyle Mustafa Kemal ATATÜRK'ün 1925 yılında açılışını yaptığı kurum...
sevmeyerek girmiş olsam da acı tatlı anılarıyla belleğimde hoş bir seda bırakan tamamladıklarımdandır.bittiğine inanamamıştım hala kabuslarımda bütünlemelerine girerim.
sayısaldaki aşırı artışa rağmen eşitağırlıkta en fazla 5 puanlık bir artışın olacağı söylentisinden yola çıkarsak ; 2007-2008 sezonundan itibaren evim olacaktır.. ***
an itibariyle garip bir huzur,mutluluk ve istanbul^u fethetmiş hissi veren kurum-kuruluştur..
1-Inek Bayrami olmasa da mezunlarina "avukat",lik "hakim" lik gibi meslek veren fakultedir.
Bizim Inek Bayramimiz vardir, ancak bir cogumuz Isletme yi filan bitirir ne iş olsa yapariz...
2- 67-69 yıllarında lokantasına gidip guzel yemeklerini yedigimiz kardeş fakultedir.
öss'de idealist olarak tercih yapan öğrenciler için ideal bir okuldur. hukuk burda okunur dedirtir ve okulda yılların vermiş olduğu bir karizma vardır.
Kapısından ilk girdiğim günü hatırlarım. Kayıt gününü...
Sütunlu ön kapıdan değil, eski binayla kütüphaneyi birbirine bağlayan koridordaki yan kapılardan birinden.
ilk izlenimimi hatırlarım. Haşmetinden ezildim, soğukluluğuna çarpıldım, şefkatli olabileceği hiç aklıma gelmezdi...
Çoğu defa ağlattı. Vergi finali öncesi iş bankası ATM.si yanındaki duvarda, babamın hasteneye kaldırıldığı yalanını duyduğumda ön binanın merdivenlerinde, ceza özel bütünleme cevaplarının asıldığı panonun önünde, icra- iflas sınav çıkışı 4-a amfisinin önünde, çardaklarda, kantinde...
Çok güldürdü. Olur olmaz her sebepten; Artuk hocanın girdiği bir pratikte Danıştay'ın verdiği bir karara amfide, "sigara içmek yasaktır" ibarelerinin altında verilen sigara molalarıyla kütüphanede, arkadaşların olduğu her yerde pastanede, çimlerde...
Mezun olduğum günü hatırlarım. Miras Hukuku tek ders sınavından Ahmet Kılıçoğlu'nun "Tamam, yeterli. Yeterince çalışmışsın" derken sesindeki sakinliği, "çıkabilir miyim?" sorusununun cevabını beklerken kalbimin çarpış hızını, merdivenlerden inerken attığım her adımda içimde daha da büyüyen boşluğu...
Sonuç; Yıprattı. bazen kendime olan güvenimi sarstı, bazen gururlandırdı.
şimdi, herşeye baştan başlar mıydım? Evet.
derslere arada bir uğrayarak, hiç not tutmayarak, yıl içinde alınan derslerin sadece bir iki tanesinin kitabını alarak, ders tekrarı yapmayarak, vize ve finallerden bir hafta önce copycilerden alınan notlara çalışmaya başlayarak, yani kısacası kasmayarak bitirilip bitirilmeyeceği muallakta olan okuldur.
Okulum. ilk gördüğüm günü hatırlıyorum. Soğuk ve umursamaz görünüyordu. Beni sev,bana emek ver ama benden bir şey bekleme tarzındaki kadınlara benzettim. Sevdim,çalıştım,bitirdim. Her şey tek yanlıydı. Ben sevdim,ben emek verdim,ben çalıştım,uğrunda gözlerimi bozdum,mezun olurken güle güle dahi demedi. Vefasız,ama vazgeçilemeyn bir sevgili gibiydi.
lise döneminde bir çok eşit ağırlık öğrencisinin hayallerini süsleyen; bir çoğunu ** tatmin eden fakat bir kısmını da hayal kırıklığına uğratıp sürüncemede bırakan Ankara Üniversitesi Fakültesidir.
öğrenci işlerinde ki dekan kapasitesinde bilgi sahibi ve bürokrasi uzmanı yaşar abisiyle, kapısının önünde ki simitçisinin gizli ajan olması dedikodularıyla, ve pek tabi ki betacopy'siyle meşhurdur.
gidenleriyle kalanlarıyla, eksikleriyle fazlalarıyla yüzyıllarca dimdik ayakta kalacağı imajı verir her zaman o kasvetli ön binası.
an itibariyle öğrenci affı cıkması sebebiyle herkesin geri dönmesi gereken fakültedir. **