Bazı şehirler gelir, geçer hayatından. Kimisi bir yol üstü molasıdır, kimisi geçerken bile fark etmezsin. Ama Ankara… Ankara başka bir şeydir. O griliğin içinde seni hiç beklemediğin bir anda yakalayan, sarıp sarmalayan bir sıcaklık vardır. Ve uzaklaştığında anlarsın, Ankara’nın soğuğu değil, eksikliği titretirmiş insanı.
Hatırlıyorum da Kızılay’da akşamüstü bir simit alıp Güvenpark’ta oturduğum o günü… Yanımdan telaşla geçen insanları izlerken, saat kulesinin hemen yanında, o gri havanın altında her şey ne kadar “gerçek” gelmişti. Ankara’da hayat hep böyleydi; ne fazla süsü vardı ne de gereksiz bir telaşı. Her şey tam kararında, tam olduğu gibi. Ve şimdi uzaklarda, başka şehirlerin karmaşasında Ankara’yı özlerken, bu anılar gözümün önüne geliyor..
Ankara’yı özlemek, bir yanıyla sakinliği özlemek aslında. Gümbür gümbür olmadan bile hayatın sana hissettirdiği o yavaş, ama bir o kadar derin ritmi… Ankara özlenir çünkü o her zaman seni anlayan, hiçbir şey söylemeden yanında duran eski bir dost gibidir.
Ben hâlâ uzaklarda simidi başka simitlere, havasını başka havalara benzetmeye çalışıyorum ama olmuyor. Çünkü Ankara bir kere içini ısıttıysa, onu başka hiçbir yerde bulamazsın.
bu aralar içinde bulunduğum durum. sürekli ankara'yı hatırlatan şarkılar dinliyor, ankara'da çektiğim fotoğraflara bakıyor, kendimi haritalarda ankara sokaklarında gezerken buluyorum.
Ankara’ ya çok haksızlık edilmiştir. Ne ararsanız var. Mutfağı, kafesi, barı, çorbacısı, aspavası, kendine has kültürü, oyun havaları, pavyonları, içine karışıp kayboluverdiğiniz kalabalığı ile ankara hep biraz özeldir. Daha görmediğim yerleri de var, kim bilir oralar ne güzeldir ? Ankara güzeldir arkadaşlar, sadece siz anlamamış olabilirsiniz.
Var böyle birşey. Kendine has bir havası var . kendine göre kurulu düzeni var bu şehrin.Ankara'da asla yaşamam dedim ama 12 senem geçmiş geçiyor bu gri şehirde. Sanırım sevdiğimin etkisi . Memlekete gidince deniz kum bir yere kadar özlüyorum.