ankara'nın hem ilk gelindiğinde hem yaşadıkça sevilebilecek bir şehir olduğunu insanlar pek düşünmez.
ben bir zamandır bu şehirde yaşayan bir insan olarak düşündüm ve bazı nedenler buldum:
Bir şehri sevmek için illa onun denizi, yeşili olması gerekmez ki. içindeki yaşanmışlıklar, hatıralar, okuduğun okullar, çocukluğun, arkadaşların derken ben birçok neden sayabiliyorum aslında. Birkaç yıl sonra bu şehirden ayrıldığımda o kadar eminim ki burayı özleyeceğime. Ya da yıllar sonra başka bir şehirdeyken tekrar ankara'ya geldiğimde sokaklarındaki anılarımı anımsadıkça gözlerimin dolacağını o denli iyi biliyorum ki. E daha ayrılmadan buradan, özleyeceğimin garantisini veriyorsam, beni hüzünlendiriyorsa bu anılardan uzaklaşmak, bu bile ankara'yı sevmek için gayet yeterli bir nedendir.
kolaylıkla bulduğum nedenlerdir.Ocak ayında titreterek yükselden geçmeyi se seviyorum.Bahçelideki butiklere girmeyide.Hava ısındığında biraları alıp seymenlere gitmeyide.Bu kadar ulu orta olmasını bile seviyorum.insanların haberlerde gördüğü göremediği eylemlere direnişlere tanık olmayı da mesela.sıhhıyede ki sabah koşuşturmasını da.Atakuleden o eşsiz manzarasını da.Hiçbir yerde olmayan o kocaman simidini bile seviyorum.Bi de sevdikleriniz varsa tadından yenmeyecek olan şehir.Seviyorum kız seni.