türkiyede yaklaşık 75-80 il 200-250 tane ilçe görmüş birisi olarak her zaman söylediğim cümledir. arkara`yı seviyorum çünkü çok düzenli ve kalabalığına rağmen yorucu olmayan bir şehir.
arkadaşlarımla bir sürü anım var orada. 7 sene ne kadar da çabuk geçti be.
yalnız olunca ne tunalı nın ne bahçelinin 7. caddenin ne çankaya nın o gezmelerin kısaca hiçbirşeyin tadı yok be.
edit: duygulandım.
denizi olsa benim için bir sevme sebebi olabilirdi.
ankaralılar nefret ederler bu deniz muhabbetinden.
edit:(ben söylemiştim ama nefret ederler diye. yok lan işte yok deniziniz yok her yan dağ taş)
başkentimiz ankara' yı sevmemizin nedenleridir. bunlar; ankara karın usulca yağışını izlemek kadar heyecan dolu, kızılay kalabalığıyla içini ısıtır insanın, en güzeli de simit ve ayran muhteşem ikilisi öğrenci kafesinde. ankara anıların en parlak yüzü ve unutulmayacak bir sevgili kanımca.
alışkanlık yapıyor insanda. sevmek değil ama öyle bir alışıyorsun ki bir müddet uzak kalınca ankara dan artık dönsem ya demeye başlıyorsun. garip ankara ya, farkettirmeden sevdiriyo kendini belki de. *
karanfil bazarlarında dolaşmak, sakarya çiçekçilerinde gezmek, konur cafe-barlarında içmektir efendim.
abada oturmak, olgunlar kitapçılarında dolaşmak, bahçelievler 7. caddeyi turlamak ve nihayetinde ziraat bankamatiklerindeki kurukta beklemektir.
aşık olmaktır bazen...
harikalar diyarında piknik yapmak, kuğulu parkta-güven parkta buluşmak, tek pencereden hem anıtkabiri hem koçatepe camiyi görebilmektir bazen de...
yani öğrenci olmaktır aslında en büyük sebep.
benim öğrenciliğim bitti ama bu ve bunun gibi sebeplerden severim ankarayı, sanırım hep de sevicem.