tayad lilari pkk li zanneden bir guruhun saldirmasi. dagittiklari bildirilerde ne yazildigini bile merak etmeyen bir grup. dortyol'da, bursa'da ve simdi de bolu'da.
hakkini arayan herkesi teorist olarak nitelendiren, insanlara boyle lanse eden bir sistem bu.
haber :
istanbuldan ankaraya yürüyen tutuklu hükümlü aileleri yardımlaşma derneği (tayad) üyesi 44 kişi, boluda saldırıya uğradı. taş ve sopalarla saldıran gençlere, bir grup ülkücü ve sanayi esnafı da levye, tornavida ve sopalarla katıldı.
doğru harekettir. bildiriye bakarak kişiler hakkında bilgi edinemezsiniz. suçu olan yatar içeride çıkar kardeşim. öyle orda burda artistlik yapıp milleti tahrik etmenin bir anlamı yok. taş atanları en içten tebrik ediyorum, ellerinizden öpüyorum. bu ülkenin bölücü insanları sadece o dilden anlarlar kardeşim, aferin sizlere.
edit: eksileyenler size sesleniyorum; düşünce özgürlüğü bütün kötülüklerin anasıdır. düşünce özgürlüğü bazen kısıtlanmalıdır, sizin düşünce özgürlüğünüz ne kadar büyük olursa diğer insanların yaşam şansı ve alanı o kadar küçük olur. düşünce özgürlüğü ehhehehehihiöö diyen ergenlerden farkınız yok.
bu tayadlılar kimdir? nedir? ne değildir? bunu bilmeyen beyni bok tutmuş kişilerin saldırısıdır.
haa bu beyni bok tutmuş kişiler, 35 yıl önce yani biz henüz amerikanın kucağına oturmadan önce kahrolsun abd emperyalizmi! yaşasın tam bağımsız türkiye! sloganı atan üniversite gençlerini aynı şekilde levyeyle, taşla sopayla kovalamıştır.
neden? çünkü o zamanda dahi bu bok beyinlilerin bağımsızlıktan anladıkları tek şey toprak bütünlüğüydü...
coğrafi, ekonomik ve siyasi bağımsızlıktan ne haberleri vardı ne de başka birşey...
neyse... tayadlılar kimler midir? düşünce suçlularıdır. sadece düşünmüşlerdir. ellerine silah alıp, vatan evladını öldürmemişlerdir...
bazi ergenlerin "dusunce ozgurlugu"nu kisitlamaya kadar goturdugu olay. 1789'dan gunumuze kadar gelen ilerici dalgayi(yeterli olmasa da) hice sayan bu tiplerin nasil bir at gozluguyle insan kiliginda gezdiklerini gormek, anlam verilemeyen objeyi gormekle(ufo) ayni duyguyu yaratiyor.
descartes ve rousseau'nun kemikleri sizliyordur herhalde.
önüne geleni pkk'lı sanan, üç beş "ya allah bismillah allahuekberci" faşist zibidinin bayrak açarak gövde gösterisi yapmaya çalıştıği linç girişimidir.
saldırı, tecritin öldürdüklerinin ve hasta tutsakların tahliye edilmeyerek öldürüldüğünün üstünü örtmek i̇çindir
yürüme özgürlüğü ve can güvenliğinin olmadığı yerde, demokrasinin olduğunu iddia etmek, riyakarlıktır
linç saldırısının tek sorumlusu akpdir
akpnin faşist terörüne karşı,
tayadlılarla omuz omuza olalım
demokratik, meşru taleplerle ankaraya yürüyen tayadlılar, boluda linç güruhunun saldırısına maruz kaldılar. linç güruhunun ilk saldırısı düzce yakınlarında kaynaşlıda gerçekleşmişti. ancak bu saldırıya rağmen polis ve jandarma, tayadlıların güvenliğini almadılar. tam tersine, linç güruhunu, kışkırtan, onların saldırılarına zemin hazırlayan polisten başkası değildi.
1-) sorunlarını ve taleplerini demokratik yollarla dile getirmek, meşru ve yasal bir haktır. yasalar diyor ki, güvenlik kuvvetlerinin görevi, halkın demokratik haklarını kullanmasını güvence altına almaktır.
ama tersi olmuştur:
linç güruhunun toplanışı, saldırıya hazırlanışı, kilometreler boyunca tayadlılara taşlarla saldırması, bütün bunlar hepsi polisin gözlerinin önündedir.
yol boyunca tayadlıları tehdit eden, linççileri kışkırtan polistir.
2-) linçler akpnin himayesindedir. demokratik bir hakkın kullanılamadığı, kullanılmasının bizzat polis tarafından engellendiği, linç güruhlarının can güvenliğini ortadan kaldırdığı bir ülkede, demokrasi olduğunu iddia etmek riyakarlıktır. linçler, akp iktidarının karakteristik bir özelliği olmuştur adeta. bütün linçlerin arkasındadır. son olarak istanbul tophanede yaşanan linç saldırısında da istanbul emniyet müdüründen başbakana kadar tüm iktidar, linççi güruhun arkasında durmuştur. linçler, politik olarak da, polisiye olarak da iktidarın himaye ve güvencesi altındadır. bu artık kesin bir biçimde açığa çıkmıştır.
3-) linçler, devlet politikası haline gelmiştir. 6 nisan 2005de trabzonda tayadlılara yönelik saldırıyla başlamış ve o günden bu yana da ülkemizde onlarca linç saldırısı gerçekleşmiştir. o günden bu yana, linçleri önlemek için tek bir politika geliştirilmemiştir. tersine, tüm linç saldırıları, polis tarafından örgütlenmiş, iktidar tarafından himaye edilmiş, burjuva basin tarafından meşrulaştırılmış, yargi tarafından aklanmıştır.
ankara yolunda yaşanan saldırı işte bunun sonucudur.
4-) tayadlı aileler, 18 eylülde i̇stanbuldan yola çıkmışlardı. 5 talepleri vardı.
- hapishanelerde tecritin kaldırılması,
- sohbet hakkının uygulanması,
- tutsak tayadlıların serbest bırakılması,
- hapishanelerde işkencenin son bulması,
- hasta tutsaklara özgürlük!
bu talepler, zulme, işkenceye karşı olan herkesin katılacağı destekleyeceği haklı meşru taleplerdir.
5-) burjuva basın yayın organları yazmadığı, duyurmadığı için, ülkemizdeki hapishanelerin durumu, halkımızın büyük bir kesiminin bilgisi dahilinde değildir.
zulüm, keyfilik, hukuksuzluk kol geziyor hapishanelerde.
tecrit işkencesi 10 yıldır sürüyor.
akp yönetimindeki türkiye hapishanelerinde, tecritin, hasta tutsakları tedavi ettirmeyerek gün gün öldürme politikasının nasıl bir katliama dönüştüğünü göstermek için tek bir rakam vereceğiz:
hapishanelerde son 10 yıl içinde 1659 tutuklu ve hükümlü öldü.
bu rakam, bizzat adalet bakanlığının verdiği rakamdır.
tecrit öldürüyor, keyfilik öldürüyor, hasta tutsakların tedavilerinin engellenmesi öldürüyor, coplu, dayaklı işkence öldürüyor... 10 yılda 1659 tutuklunun ölümü bir katliamdır.
akp iktidarı, hapishanelerdeki tecrit ve katliam gerçeğini anlatan, tutsakların sesini dışarıya taşıyan, haklı meşru taleplerini dile getiren tayadlılara saldırarak, zulüm düzenine karşı çıkanları sindirmek istiyor. akp, demokratik mücadeleyi bu topraklardan silmek istiyor. linç saldırıları, esas olarak bu amaca hizmet ediyor. buna izin vermeyelim.
tüm devrimci, ilerici, demokratik güçler! 5 yıldır süren linç saldırılarına karşı kimse daha fazla tavırsız, sessiz kalamaz. akpnin linç güruhlarıyla sürdürdüğü faşist terörün karşısına birleşerek çıkmalıyız.
tayadlılar yürümeye devam ediyorlar. linç saldırıları altında onlarca yılın kararlılığıyla, fedakarlığıyla, sabrıyla yürüyen tayadlıların yanında olmak, insanlık görevidir, demokratlık görevidir. linççilerin ve akpnin faşist terörünün karşısına halkın, solun birliğiyle çıkalım.
i̇ktidar, tecrit zulmünü gizlemek için, hasta tutsakların tedavi edilmeyerek katledildiğini gizlemek için linç saldırıları örgütlerken; devrimci, ilerici, demokrat güçler, tecrite karşı mücadele için, hasta tutsakların özgürlüğü için kurulan birlikleri büyütmek görevi̇yle karşı karşıyadırlar. iktidar, hapishanelerden tabutlar çıkarır ve tabutları örtbas etmek için linç saldırıları düzenlerken, yapay gerekçelerle bu birliklerden ayrılmak, birlikleri zayıflatmak, sorumlu bir tavır değildir. tüm sola yeniden özellikle tutsaklarımızla ilgili bu birlikleri güçlendirme çağrısı yapıyoruz.
linç saldırılarında yer alanlar! son sözümüz de sizedir. sizi onlarca yalanla kandırıp 60-65 yaşındaki tutuklu yakınlarının üzerine saldırdılar. kendinizi milliyetçi diye adlandırıyorsunuz ama, bu saldırıyla emperyalizme hizmet ettiniz. tayadlılar, emperyalizmin uyguladığı tecrit politikasına karşı çıkıyorlar. siz bu saldırıyla amerikanın ve avrupanın tecrit politikasını desteklemiş oldunuz.
sizi kullanıyorlar. kendinizi kullandırtmayın! gerçekleri araştırın öğrenin. türk bayrağıyla sizin gözlerinizin önüne perde çekiyorlar. tayadlılar f tipi hapishanelere karşı çıkıyorlar. siz f tiplerini mi savunuyorsunuz? bilin ki, f tipi hapishaneleri amerika ve avrupa yaptırdı. siz, sabancıların, koçların, ülkerlerin, albayrakların sömürüsünü mü savunuyorsunuz. bilin ki, f tipi hapishanelerdeki tecrit, onların sömürüsü sürsün diye uygulanıyor... bunları araştırın, sorun, öğrenin. göreceksiniz ki, yanlış yerdesiniz.
tayadlılar olarak, halk cephesi olarak, emperyalizm işbirlikçi faşist iktidarların polis terörüyle, linç güruhlarının saldırılarıyla ilk kez karşılaşmıyoruz.
tayadlılar, bugüne kadar çıktıkları hiçbir yoldan dönmediler.
başlattıkları hiçbir mücadeleyi yarım bırakmadılar. şimdi de öyle olacağından herkes emin olmalıdır.
tecrite karşi mücadeleye devam edeceğiz.
akpnin hapishanelerdeki katliamciliğini tüm dünyaya anlatacağiz
polis desteği olmadan değil saldırmak,tuvalete bile gidemeyecek olan zavallıların etkin oldukları eylemdir.buna rağmen,utanmadan ''nası dövdük komünistleri''diye hava attıkları görülmektedir.
yasadışı bir harekettir. her ne kadar yürüyüş yapan grubun kötü bir ünü varsa da, demokratik ülkede bu, onlara saldırarak yasal bir hak kullanmalarını engellemeyi haklı çıkarmaz.
hareket yasadışı olmakla birlikte hapis yatmış biri olarak içimden geçenleri söylemek isterim.
adamlar saldırmakla haklı değildirler ancak tayadlıların bir çoğunun hakkını aradığı insanlar pkk lıdır. o bakımdan vatandaşın kendini tutamaması doğaldır. hapishanede yatan her insanda kader mahkumu değildir arkadaşlar. birçoğu orada olmayı gerçekten hakedecek şeyler yapmıştır. çoğunluğu dışarı çıkınca bir daha suç işlemeyecektir ama hiçde azımsanamayacak bir kısmı zaten suç makinasıdır.
benim işlediğim suçun çok daha büyüğünü işleyen birçok insan benim aldığım 12 yıllık cezanın yalnızca dörte birini almaktadır bu ülkede. ne yazıkki kanunlar nedeniyle suçlular ya alması gerekenden az yada çok fazlasını almaktadır. kanun adamlarının da bu durumda yapacak pek birşeyi yok ne yazık ki.
baklava çalan gaziantepli çocukları hatırlayın mesela. onlar yıllarca cezaevinde yatarken güya taş atan çocuklar olarak adlandırılan junior teröristler bir kaç ayda çıkmıştır dışarı. tahminlerime göre hala taş, molotof ve bomba atmaktadır bunlar. e o zaman bu vatandaşlar kızmakta haksız mıdır?
dünyada teröriste bizden daha iyi imkanlarda hapishanelerde bakan ülke yoktur bence. asker şehit et, molotof at, kamu mallarını yak sonrada ben hapishane beğenmiyorum de. komik değil mi sizce? arkadaşlar eşşeği ziken ossuruğuna katlanır. ben yedim o boku 105 gün ossuruğu kokladık. kimse kusura bakmasın. içerde yatanların hakkı var, ya yerin altında yatan daha 30 yaşına bile gelmemiş insanların hakkı yok mu?
edit: eksileriniz çokta umrumda değil biz nasıl yattıysak o damın altında her suç işleyende zike zike yatacak. tatil köyü değil oralar aq. devlet adam gibi duran vatandaşına o imkanları veremiyorki suçlulara versin.