insana verdiği mutluluğun yanısıra, işyerinden eve nasıl gideceğiniz düşüncesini de aklınıza sokuyor. Evet, sebepsiz bir mutluluk kapladı içimi, dışardaki homeless köpekler gibi karın içerisinde fingirdeşmek istiyorum. *
bu gece kar yağıyordu şehre ben otobüse koştururken
ankaranın betondan silüetine, ruhsuz griliğine, somurtgan suratına en çok yakışan şeydi kar. beyaz beyaz noktalar dökülüyordu gökten. sokak lambaları cılız sarartılarıyla tanıklık ediyordu bu şölene. gökten masumiyet yağıyordu.
hayatınızda duyabileceğiniz en sessiz şarkı çalıyordu yukarıda bir yerlerde ve herkesin hoşuna gidiyordu. çünkü o sessiz şarkıda kim ne isterse onu dinliyordu.
kar yağıyordu şehre. gri beyaza dönüyordu. kirli sokaklar temizleniyor, kirli işler unutuluyordu. insanlar bile insanlaşıyordu giderek. gece daha fazla aydınlanıyordu. sabahın berraklığı geceden vurmuştu kaldırımlara. her taraf ışıl ışıl parlıyordu. camındaki buğuyu silip izleyenlerin dudaklarında hafif bir tebessüm oldu her kristal tanesi.
kar yağıyordu şehre hüzünler depreşiyordu derinlerde. kalplerde ince sızlamalar oluyordu yer yer, sonra susuyordu yukarıdan gelen şarkının sessizliği. karın parlaklığına bakan insanlar, kendi dertlerini görmeye başlıyordu yavaş yavaş. anılar ağlıyordu kuytu köşelerde sessiz. kar tanelerinin süzülürken çıkardığı ıslık sesine eşlik ediyordu hıçkırıkları.
kar yağıyordu şehre. sokaklarda havuçsuz kardan adamlar boylu boyunca uzanıyordu en yavan haliyle. yarına hazırlık yapıyordu çocuklar. kar kalınlığı yer yer kızak kaymak için elverişli oluyordu yüksek kesimlerde. validen gelecek oyun müsaadesine müsait hale geliyordu zemin. geceden hazırlıklar yapılıyordu çocuklar, ertesi günün acı verecek tecrübelerine. kıçının ya da kafasının üstüne çakılmaya hevesli afacanlar, yokuşlardan aşağı su döküyordu. sabah olunca giyeceği ayakkabının hesabını yapıyordu bir taraftan. okul için alınmıştı o ayakkabılar ama çok da güzel kayıyordu.
şehre kar yağıyordu hala eski günleri yad edenler oluyordu kalorifer peteklerinin kıyısında. kestaneden gelen patlama sesleri kulaklarda peydah oluyordu yıllar sonra. elini uzatıyordu peteğe amcalar, sobanın samimi sıcaklığını arıyordu. kömür kokusu yoktu artık odalarda, güğümler kaynamıyordu artık. bu yüzden hava kuruyordu. hastalıklar çoğalıyordu bu yüzden. teyzelerin ayakları daha çok üşüyordu.
kar yağıyordu durmadan, umursamadan titreyen köpekleri sokaklarda yalnızlık dışında kimsecikler dolaşmıyordu. arabaların üstü dört parmak kar olmuştu neredeyse. birileri hala gökyüzünü dinliyordu. kendi şarkısı içinde yankılanırken, kendisi gibi yukarı bakıp düşünen uzaktaki sevgilisini hayal ediyordu.
kar yağıyordu ana arterlerdeki tuzlama çalışmaları devam ederken. yollar kapanmasın diye gece harıl harıl uğraşıyordu birileri. belediyeler alarma geçti saat 3:30 sularında. çankayadan aşağı kaymakta olan araçlar, park halindeki diğer araçlarla haşır neşir oluyordu. dikmen istikametine gidecek olanlar ikişer kere düşünüyordu.
şehre bir yıl aradan sonra yeniden kar yağıyordu. kartopu yaptım otobüs gelmeden. elim üşüdü. duraktaki tabelaya fırlattım kartopumu. içim sıcacık oldu
şu dakika itibariyle gerçekleşen durumdur. resmen tipi...
bu kadar kar yağarken kar delisi 8 yaşındaki yeğenimi evde tutmaya çalışmak; Tecavüzcü coşkunun ormanda yalnız bir kız görüp yanından geçmesini beklemek gibi bişey...
bir aydır nerdeyse hergün olmaktadır.Eğer böyle devam ederse evde sosyallesmek zorunda kalan halkımızın nüfusu 9 ay 10 gün sonra 1,5 milyar nüfuslu Çin'i geçebilir o kötü...
elim sikimde beklediğim olaydır. kaleye çıkılıp dumanlı ve puslu ankarayı elde scigara ile izlemenin verdiği hazzı master cardın satın alamayacağı şeyler bile veremez. kar yağsa da ankaraya gitsek.