Benimdir. Ankaralı değilim. Doğma büyüme Akdeniz çocuğuyum. Ankarada toplam 7 senedir yaşıyorum. Anlam veremediğim bir şekilde ankarayı seviyorum. Neden bilmiyorum.
-Havasından diyeceğim ama ankaranın havası kadar anormal bir hava yok. Sabah yağmur yağar, öğlen güneş açar, akşam kar yağar. Kısacası Ruh hastası bir havası var.
-Suyundan diyeceğim ama suları rezalet derece pis. Musluktan fanta akıyor resmen. Deniz desen o hiç yok. Havuzlu site evleride yok. Olan varsa çok nadirdir ve kullanılmıyor. Şahsen ben kullananı görmedim.
-insanları diyeceğim ama ne yazık ki o da değil. insanları çok ama çok soğuk. akdeniz, ege tarafındaki insanlar daha sıcakkanlı, daha samimi, daha güleryüzlü olurlar. Ankarada yaşayan insanlar ne yazık ki bunun tam tersi. Sanki kendilerine ana-avrat sövülmüş gibi suratları asıktır. Çok soğuk davranırlar. ikliminden olsa gerek, bilemeyeceğim.
-Doğası, tabiatı filan diyeceğim ama bozkırın göbeği ulan. Ne tabiatı allah aşkına. Yeşil yok bu şehirde.
Kısacası bu şehiri seviyorum. Evet, "bu kadar neden saydıktan sonra sevecek ne buldun" diye soruyorsunuzdur şimdi. Bu sorunuza cevap vermek çok isterdim ama sorunun cevabını senelerdir bende bulamadım. Denizi, güneşi, kumu, sıcak iklimini ve insanlarını çok özledim. Ama gel gelelim ankarayı da seviyorum. Sanırım ankaranın ruh hastası havası gibi bende ruh hastasıyım.
Belli olmaz, belki beni bu şehiri sevdiren 5,5 milyon insandan 1 kişidir. Belki onun varlığını hissederek bu şehiri seviyorum. Belki onu bu gri şehirin içinde farklı renkleri yaşatacağı için seveceğim. Belli mi olur? Bu şehire olan sevgimin Mutlaka bir nedeni olmalı çünkü...