beton yığınları içinde yaşadığın her günü aynı bir hayatta, koşuşturmada, bitmeyen ya da yasını tuttuğun çocukluğunda, ilk aşkında, ilk aşk acında, son aşkında, artık aşk acısı duymadığında aspirin iyi gelmez sana. bekle ki istanbul gelsin, deniz getirsin.
istanbulun hakkını yiyen bi ankaralının objektiflikten uzak olarak yapmış olduğu söylemdir. kendisine kızılmaz. herkese yaşadığı, mutlu olduğu, hayatının güzelliklerini tattiğı yer daha hoş gelir. bu durum bazen ne yazıktirki insanı bile bile gerceklikten uzak cumleler sarfetmeye iter.
(bkz: ankaranın istanbuldan kat kat daha güzel olması)
bu başlık ve altına yazılan bunca yorum, breh breh...
bir çıkın ülke sınırları dışına, görün istanbuldan çok daha güzel şehirleri ama şöyle bir 10 yıl kadar özleyin toprağınızı "altın kafeste misali", o zaman konuşurmusunuz bakalım istanbuldu izmirdi diye. ülkemin en kuytu köşeleri, en pis yerleri bile sıcacık gelir vatan hasretinden.
istanbul neden abartılır böylesine, onun kadar güzelken türkiye'nin heryeri.*
doğruluğu kişiden kişiye değişen önermedir. bir ankaralı olarak istanbul' u asla ankaraya değişmem ama. istanbul gibi şehir yok ya. boğaz manzarası yeter!
istanbul'u bütün güzellikleriyle sevmek kolaydır, ama ankara'yı hiç bir artı yönü olmamasına rağmen sevmek de bir o kadar zordur. ankara başkadır. tabi ki kişiden kişiye değişmesi normaldir.