ankaranın en iyi anadolu liselerinden; söğütözünde yer alan, okul bahçesinde yatakhane spor salonu ve yemekhane bulunduran, yeri kötü olsa da okuyanların çok memnun olduğu okul.
Okuduğum yıllarda mehmet öner adlı bir müdürü vardı. her cuma 1 saate yakın konuşur ama aynı demirel gibi hiç bişey demezdi. kendisi öğrencilerler uğraşmaz ismet kasapı öğrencilerin üstüne salardı. kendisi milliyetçi muhafazakar olduğu için her iktidar dönemimde yerini koruyarak okul kurulduktan sonra yaklaşık 13-14 yıl müdürlük yapmıştı.
koskoca 7 yılımı, ortaokul ve lise dönemimi geçirdiğim zeki öğrencileri ve birbirinden aptal öğretmenleriyle ankaranın en iyi okulları arasında ilk üçte yer alan caanım okulum. o kocaman yemyeşil bahçesinde* bahar gelince derse gitmek yerine çimlerde oturup muhabbet etmeye doyamazsınız. belalı ingilizcecileri, pısırık edebiyatçıları, matematikten bihaber analitikçileriyle türkiyenin en iyi üniversitelerine bir yığın öğrenci gönderebilmeyi nasıl başarıyor, anlamış değilim. efsane müdür mehmet öner'in lafları ise yıllar geçse bile unutulacak türden değildir. her cuma minimum 50 dk süren tören konuşmalarıyla yeter amca bir sus şeklinde başlayıp allah belanı versin senin e giden milyonlarca söz öbeği * geçerdi zihnimizden. en akılda kalanları;
büyük küçük adam olmayın, küçük büyük adam olun. * altı forma, üstünü sorma * gençlik çok kötü, televizyonlarda görüyosunuz sibel canı özeniyorsunuz. sakın ha, dersinize çalışın onun hayatı örnek alıncak bir hayat değil. * ayaktopu oynamayın bu okulda. * otostop çekmeyin başınıza bir iş gelebilir. *
6 yıl boyunca beni şehrin dışında tecrit etmiş. Okulu astığınız zaman otostop çekmekten başka şansınız olmayan, bir zamanlar efsane müdürü Mehmet Öner'in cuma töreni konuşmaları sayesinde dersanelere geç kalınan okul. Daha sonraları bari psikolojileri düzelsin diye okulu maviye boyamışlardı. Bende bir katkısı olmadığını söyleyebilirim.
`
Ülkücü` bir kaç hoca yüzünden yaşanılan bazı tatsız durumları dışında Ankara'nın en saygın okullarından biridir. Üniversite sınavlarındaki başarısı oldukça iyidir.
laneti siz fizana dahi gitseniz de arkanızdan gelen okul. her an bir hocasıyla, öğrencisiyle karşılaşıp beynin aynı kabusları tekrar yaşamasına tanık olabilirsiniz. pansiyonunun iğrenç b*k sarısı bir rengi vardır ve buranın arkası sigara içenlerin mutlak mekanıdır. yemyeşil denen bahçenin yerinde hep yeller esmiştir. topu topu 10 kurumuş, bakımsız ağaç vardır ve bunları okul dergisindeki fotoğraflarda size bir ormanmışçasına göstermeye çalışırlar. bilip bilmeyen "jungle" falan der, o derece.
faşist öğrencileri ve öğretmenleri de ünlüdür. okul faşistlerin mekanıdır. kendilerini kurtlar vadisinin dizi setinde sanan bakışlar atarlar, ancak korkmayınız. sallamamanız yeterlidir. tüm hocaları komplekslidir. öğretmenler odası deseniz zaten geniş bir yer. iki üç hoca bir köşeye çekilip devamlı dedikodu ederler. kantini pistir, pahalıdır ve kantin çalışanlarından azar yemeniz muhtemeldir.
bu okulda hissettiğiniz tek şey lise yıllarınızın heba olduğudur. o yüzden böyle uçsuz bucaksız bozkırlara falan merakınız yoksa, otostop çekmeyi seven bir maceraperest değilseniz, "ben adrenalin seviyorum, boyumun iki katı duvarlardan atlayıp okuldan kaçmak benim eğlencem." diyen biri de değilseniz lütfen bu eğitim yuvasından uzak durun. mümkünse yolunuzu bile düşürmeyin. dolanın çevre yolundan falan gidin. önünden geçince bile ürperiyor insan.