-denizi olmaması.
-insanlarının buz gibi olması.
-memur ve öğrenci şehri olması.(öğrenciler iyi hoş da, memurlar hiç çekilmiyor valla)
-başkent olmaktan başka hiçbir olayı olmaması.
-havasının pis olması.
-ankaralı namık, ankaralı turgut ve envai çeşit "ankaralı" kırolarla dolup taşması.
-çinçin mahallesi
eğer bahçelievler veya emek gibi bir semtte oturmuyorsanız ankara'dan daha da nefret edersiniz.
"ankara'nin dikmeni bir daha gelirsem s.k beni" deyip daha sonra ankara'ya bir daha gelmek ve ankaralilarin bu sozu unutmamis olmasi. (bkz: ankara ankara guzel ankara)
ankara, kimseyi zorla tutmaz, sevmemezlik etmez ama pek hoş karşılamaz kendini sevmeyenleri.
bilir ki, için nasılsa öyle bakar insan etrafına. iyi ise iyi, kötü ise kötüleri görür. pek önemsemez demek istediğim. s.kine bile sallamaz.
yol gösteren tabelaların yetersiz olması ve misal tunalı'ya gidebilmek için dolaşırken anıtkabir'in bir sağda kalması bir süre sonra hop solunuzdan geçmesi.