canınız sıkıldığında bakacak bir deniz'iniz olmamasıdır.
o sizin için vazgeçilmezse, okulunuz ne kadar mükemmel olursa olsun, hep gözleriniz arar bir deniz, mavilik ne varsa.
çevrendeki binaları ,ağaçları sürekli kendi şehrinizdeki denizle değiştirirsiniz.
hele de eviniz 7saat mesafedeyse, evi eskisehir'de,konya'da olanlar gibi bir haftasonu plansızca çıkıp gidemezsiniz bir parça deniz için.
not:arkadaşlarınız da olmasa, veya bağlı olduğunuz bir şey, bir kişi çoğunlukla *, doğma büyüme ankara'da öğrenci de değilseniz,anılar da yoksa hele pek fazla biraz çekilmez ve sıkıcı olacaktır.
not2: sizi bağlayan şey olursa bu kente, yıllarınız geçerse ki dopdolu anılarla, sokakları denize çıkmasa da bu şehirden de vazgeçmek mümkün ol(a)mayabilir ama. ihtimali veriyorum, evet.
yarrak gibi bir durum olsa gerek. iş ve gezme için toplam 4 günde bile kafayı yedirten, etrafında çorak dağlardan ve bomboş iç anadolu ovalarından başka hiç bir bok olmayan bir şehirde aylarca yaşamak -üstelik şehrin yabancısı olarak- hiç hoş bir durum olmasa gerek. *
Ankara'da öğrenci olmak Ankara'da yaşamaktan çok farklı bir durumdur ki bunu ancak önceden Ankara'da yaşıyor olup daha sonralarında, Ankara'da öğrenci olarak kalmaya devam edenler anlayabilir. Ayrıyeten Ankara Üniversitesi Hazırlık sınıfları için verilmiş kısa film konusudur.
hayat pahalıdır, istanbulu aratmadığından zordur. yılmaz erdoğanı şubat ayında battaniyeye sarılı vaziyette dinlediğinizde acı acı gülersiniz. soğuğu çetindir. ancak herşeye, her zorluğa rağmen güzeldir. hele ki gazi'de okuyorsanız daha da güzeldir.
paso'ya her yıl 25 lira vermek,olgunlardan kitap almak,sakarya caddesinde 4 liraya sulu bira içmek,botanikte sevgiliyle yürüyüşe çıkmak,konurda çakma solcularla muhattap olmak ve ulaşım pahalılığından her gün şikayet etmektir.
özellikle deniz barındıran bir memleketten geldiyseniz resmen bok gibidir. hacettepe üniversitesi iyidir ama hakkını vereyim. aha ilk defa hacettepe ile ilgili iyi birşey dedim.
gazi hukukta sap olmaktır, odtüyü görüp yeniden sınava girmek istemektir(veya yatay geçiş vs.vs.), parasızlıktan dershanelerde 3 kuruşa gözetmenlik yapmaktır, gözetmenlikte açlıktan bayılmamak için sınav öncesinde 3'ü 1 liraya simit yemektir, "ankara'da öğrenci olmak" başlığına entry girerken gözyaşlarını tutamayıp onları özgür bırakmaktır ankara'da öğrenci olmak.
her yerde polis görmektir. memlekette polis görmek demek olağanüstü bir şey demektir. eylemler de sık olmaz. ama ankara öyle mi? eylemi, polisi, pankartı, sloganı eksik olmaz.
otobüs sırası beklemektir, yemekhane sırası beklemektir hatta kapıdan çıkmak için sıra beklemektir.
kısacası; (bkz: sıra beklemek)
özellikle (bkz: hacettepe üniversitesi)
14 yil gerceklestirdigim eylemdir. tabi burada klastedilen aha farkli bir ogrenciliktir. devlet universitelerinin kampusu yeter diyebilirim. onun disinda hayatinizin merkezi kizilay hatta nokta atisiyla karanfil olacaktir. bazen ezgi cafede oturup tavla atacaksiniz bazende sakarya always rock da tekila atacaksinizdir ankara guzel sehirdir.
ankara'da öğrenci olmak ders çalışmaktır azizim. öyle pek bir bokunu göremiyorum ankara'nın. bu kadar gezecek vakti bu insanlar nereden buluyor arkadaş?
illa bi o aptal sakarya caddesine gitmektir. oraya arkadaşlarla gidip içmektir. ondan sonra o arkadaşların sarhoş olup sizin tek ayık olarak çıkan rezillikleri yatıştırmanızdır.