Oyy bunla ilgili arkadaş çok trajikomik bir hikaye anlatmıştı. Manyağın biri, ceketinden kartvizitleri yere çaktırmadan saçan/saçmaya çalışan adamın yere düşen kartvizitlerini toplayıp arkasından koşup veriyor falan.
Kolpa gibi geliyor insana ama var lan böyle mallar. Off ben utandım yemin ederim aklıma geldikçe. Neyse. Evlerden ırak.
eğer az çok islami dersler almışsanız, harama bakmamak için yere bakarak yürümek öğretilir. Buna her ne kadar birileri aa yobazlık falan dese de, doğru olandır aslında bu. Senin kız kardeşin veya annen geçerken de aynı saygı gösteriliyor sonuç olarak.
Her neyse, normalde yere bakarak yürümek gerekiyor biraz daha. Ama durum böyle olunca, "ceyda seni bekliyor, arzu seninle çılgınlar gibi eğlenecek" falan gibi kartları görünce gökyüzüne bakası geliyor insanın. Hele ki 50 yaşını geçmiş adamların yere eğilip o kartları "neymiş lan bunlar acaba, hiç bilmiyorum şu an yere eğildim alıp inceleyip atıcam" edasıyla bakmaları falan çok itici geliyor.
Neyse madem bu kadar pisleştik, pis bi anımı anlatayım. Bir gün ulus'ta heykele yakın bir yerde bir arkadaşı bekliyorum. 3-4 metre uzağımda da 1 buçuk metre boyu olan, tipi kayık, bi ton makyaj yaptığı halde hala bi boka benzememiş, giyim tarzı salaş, acayip bir yaratık duruyor. 65 yaşlarında bir amca geldi yaklaştı kadının yanına. ulan dedim sorsa sorsa bu adam ziraat bankasının yerini sorar, emekli maaşını çekecektir falan dedim. ihtimal vermedim başka şeylere. direkt gitti kadının yanına, ne kadar dedi, "herşey dahil 60 lira" dedi kadın, adam "çok" dedi, kadın "50 olur otel senden" dedi, o andan itibaren el ele tutuşup sanki yıllardır sevgililer gibi yürümeye başladılar. ulan şurda ölümüne kalmış 3-5 gün, bi tövbe et, namaz kıl falan. yok. adam hala başka alemde. cehennemlikler sayılırken, sıralamada "yaşlı zinakar" diye geçiyor. işte onun ne kadar iğrenç bişey olduğunu hah orda anladım.
Konu travesti kartlarıydı,
onlar da ağır abilerimizdir. Saygıda kusur etmeyiz. Yanlışlıkla laf falan atmaya kalkmayın, hacemat ediverirler. Hele "balyoz" kelimesini hiç kullanmayın.
Ankara'da bir zamanlar adını vermeyeceğim orhan müdür tarafından, emniyette nerde böyle gece evine gitmeyecek, boşanmış tarz dangalak, canı sıkılan polis varsa onlardan oluşan bir ekip vardı. Şu an ankara narkotikteler çoğu kısmı. bazen denk gelirse eski hikayeleri dinliyorum, acayip akıcı. Neyse o müdür ankarada böyle bir ekip oluşturdu, kendi arkadaşlarından, zenginlerden aldığı transporter araçlara sahte plaka ayarlayarak travestileri alıp gölbaşından biraz daha ilerde sağ tarafa ayrılan yol ayrımından 6km ötede bir tepenin arkasına çıplak olarak bırakıp geliyorlardı. Soyduktan sonra hortumlarla dövüp, ağız burun dağıtıyorlardı. ama bu travestiler sonraki gün yine makyaj yapıp, kurtuluş parkının etrafında, cinnahta boy gösteriyorlardı. bir gün balyoz ekibinden birisinin halasının oğlu çıkmış travestilerden birisi. aa bilmemne abii falan diye sarılmak için polise doğru yönelmiş, polis sinirle omzundan vurmuş falan. hastaneye götüremedikleri için dışarda tedavi ettirmişler. bir gün birisine travesti kafa atmış burun kırılmış falan çok ilginç şeyler var.
sonuş olarak onlardan biraz uzak durun. biraz değil çok uzak durun. ulan mide meselesi de, saçları kestirip makyajları temizlediğin zaman kahvede karşılıklı okey atacağın mahmut abiyle, dağda bayırda... öğh. ayıp lan. hatta fiyatını da vereyim de iyice tiksinin. 20 lira falan diyorlardı iskitlerde. 20 lira. bildiğin baya 20 lira. o kadar değersiz misiniz lan siz?
her neyse ısrarla dönemiyoruz kart mevzusuna, karttakileri arayıp sapıklık yapmaya da kalkmayın onu da tavsiye etmem. 1,5 saniye içinde öyle bir küfür eder ki sabaha kadar uyku kaçmaz. annenizin halasının kızının dayısının kızına kadar çok sağlam döşer. sen o bağın tekrar annene geldiğini sabaha doğru anlarsın, o zaman tekrar bir daha uykun kaçar. tekrar ararsın ama o çoktan işini halletmiş uyuyodur muhtemelen. ya da göz altında alınmıştır. ya da ne biliyim çetelesini tutacak değilim sonuçta.
not düşmek zorunda hissediyorum kendimi, burdaki bilgilerin tamamı gerçektir, olaylar ve fiyatlar sadece duyumdur. olaylarla alakam olmaz.
Genelde ulus, kolej ve çevresinden denk gelinen olaydır. 10 yıldır kartları görüyorum ama daha hiç atanları göremedim. Sırf buna yasa çıkıp yasaklanmıştı diye hatırlıyorum.
istanbulda, sıkışık trafikte duraklayan arabaların camına takıyorlar kartvizitleri ama masaj salonu kartı oluyor. Ankara esnafı aşmış olayı demek ki. Dur bakalım hazır hızlı trende başlamışken arkadaşları ankaraya göndereyim sonra da sözlüğe yazarım bir arkadaş gitmişti kartvizitte yazan adrese falan diye.
(bkz: bir arkadaş ekolü)
ankaranın bursadan ünvanını alacağı pezolardır (ünvanın adı ne belli değil amk "bursa çocuğuyum her yerde sikişirim" ünvanıda denebilir aslında hayır çok saçma oldu). nedense bu tür kartvizitlerde kampanya olmuyor mesela her türlü muamele hediyemizdir olabilir.
Ulusta görülmesi muhtemel olaylardır. Babamla cumaya gidiyoruz hacı bayrama ulan yerler hep bunlardan dolu. Abi yazık günahtır ya. Bari oralara atmayın. Ki bu ulusun güzelmiş hali diyorlar eski hali nasıldı kim bilir..
ankaraya her gidişimde özellikle sabah saatlerinde ankara adliyesi ile ilk meclis arasındaki kaldırımlarda adım başı gördüğüm kartvizitlerdir. insanı hayattan soğutur.