ankarada insanlar samimidir. sevmedikleriyle konusmaz, sevdikleriyle de onlar nereye isterse oraya giderler. arkadaşlık, dostluk yalan üzerine değildir. içten gelir. denizi yoktur, evet yoktur. ama bir şehri eleştirmek için insanların tek dayanağı denizse, dünyanın birçok güzel şehrinde yoktur. ankarada bir mekana mekan için gidilmez, o mekana gidenler için gidilir. 1 hafta okulda göremediğiniz bir arkadaşınızın sizi görünce yüzünün gülmesi, ankaradaki arkadaşlıkların samimiyetini gösterir. bu gri şehirde insanlar sürekli bir telaş içindedir ama telaşlı saatler geçince, her insan içindeki cevheri ortaya çıkarır.
not1: bir de kasaba kadar şehirden gelip ankarayı beğenmeyenler, gri bulanlar vardır. hatta denizi olmadığı için sevmezler. sanki geldiği 50 binlik şehirde bozkırdan başka bir şey vardır.
not2: bir de ankaraya gelişim sürecinden bakacak olursak, 80 yılda bir kasabadan metropole dönüştüyse ankara, bu bir başarıdır.