bilindiği üzere suszluktan kırılmak üzereyiz memleketin başkentinde. tasarruf çabaları, kesintiler, su peşinde koşan zabıtalar, park bahçe sulamak için su satan kamyonlara falan alışmıştık iyice. ta ki geçen hafta içinde gimat bölgesinde dün de demetevler mahallesinde patlayan su borularından sonra tasarruf yapmanın bir anlamı olmadığını anladık. su şehir şebekelerine verilmeye başlayınca borular basınca dayanamıyor ve patlıyordu. patladığı yerlerde ev, araba, iş yeri olmak üzere talan ettiği şey bırakmıyordu. melih gökçek ise yine susmaya devam ediyor olayları ilahi boyutlara taşıyordu sanırım. acaba hiç hesabı yapılmamış mıydı? boruların kaldırabileceği basınçın ne olduğu hesaplanmamış mıydı? hadi giden sudan vazgeçtik o insanların zararlarını kim karşılayacak şimdi?
bu sorular bitmez tükenmez, allahtan melih gökçek iyi çalışıyor. bahçe, park, köprü yapıyor bol bol. onun sayesinde başkent hizmet gördü. imanlı adamın hali başka tabi. inşallah en kısa zamanda toplu yağmur duası mitingi falan düzenlemesini bekliyoruz. memleket bir su görsün, herkes suya doysun.
1-Su kesintisi yapılmasaydı patlayan borulardan evleri, dukkanları basan o seller miktarında tonlarca su kaybı olmayacak dolayısıyla, zaten kıt olan su, sel olup israf edilmeyecekti.
2- Borular tamir edildikten sonra Ankara'ya doyana kadar su verilecekmiş. Doyana kadar ne demektir? Ankara suya aç olduğundan mı susuz kaldı? Anlayan var mı bana anlatabilir mi?
3-"Su kesintisinin ardından musluktan akan suyla dişlerinizi bile fırçalamayın, bir damladan ne olacak demeyin" Deniyor. yani, "kesintiden sonra musluktan akan su kontamine olmuş, kolera,tifo hepatit mikropları taşıyan bir sudur" denmek isteniyor. O zaman neden bu pis sular musluklarımıza kadar getiriliyor? Başka bir deyilşle bu sularla biz ne yapacağız? Bulaşık, meyve, ağız yıkamayacaksak yalnız tuvalete dokmek icin su akıtmak israf olmaz mı? Ankara'lı susuz yaşamayı öğrenmek zorundadır. Öğrenemeyen boşaltsın Ankara'yı." Deyip bizi lagım karışmış su ile zehirleyerek terbiye etmek, Ankara'nın nufusu azaltılmak mı isteniyor? Hem benim annem babam hayatta değiller, su kesintisi yuzunden iki ay yanlarına sığınacağım kimse yok. Ne olcak şimdi?
3- Çocuklugumuzda bizler boyumuzu aşan bir işe kalkıştığımız zaman büyüklerimiz: "Geçenlerde bir tellal bağırdı sen duymadın mı?" derlerdi o tellal "Herkes elinden gelen helvayı karsın!"
diye bağırırmış.Gökçek'in tellalı duymadığı biraz geç de olsa apaçık anlaşıldi bakalım başka duymayanlara sıra ne zaman gelecek? Vay benim köse sakalım. Anlayana sivrisinek saz,anlamayana davul zurna az.Her millet kendisine layık idare tarafından yönetilirmiş.
işte oylarınızın karşılığı bu. Pursaklarda, Ataturk bulvarında kazalar, musluklardan iki gunde bir akan pis sular. Borç gırtlakta, Dicle Fırat satılık. Durmak yok yola devam. Hayırlı olsun.
"yüce rabbimiz izin vermediği için patlamış borulardır. biz o'ndan daha iyisini bilecek kadar öngörülü müyüz? tövbe haşa... inananlar boru tamiri duasına çıksın!" i melih gökçek
"chp'lilerin beton delme makinası ile toprağı delip patlattığı borulardır. bu müthiş komplo, bütün delilleriyle (bir adet arabanın bagajında beton delme makinası, "su boruları nasıl delinir" konulu el kitapçığı, nutuk, cumhuriyet gazetesi, chp gençlik kolları kimlik kartı) birlikte tarafımdan en kısa zamanda açıklanacaktır! vatandaşlarımız provokasyona gelmesin!" i melih gökçek
melih gökçek in sayesinde bir borunun lafı bu kadar yapıldı, bundan bile oy toplar adam boruculardan borunuzun reklamını yaptım diye.* boruları uygun bir yere takmak lazım boşuna patlamadı bunlar.
ihmalkarlığın göstergesidir. keşke tasarruf edilmeye kalkışılmasaydı en azından daha az su giderdi.. tasarruf edeceğiz diyip milleti susuz bıraktılar ondan sonra bir boru patladı bütün tasarruf amaçları boşa gitti. yazık ülke gitgide ihmalkarlığın sorumsuzluğun pençesine sürükleniyor.. biri artık dur desin..