ankarada yaşayanların ya da ankaraya şöyle bir uğrayanların gördüğü, başka bir yerde ender olarak görülen olaylardır.
ankarada şu ana dek toplasan 10 gün kalmışımdır. elbette yabancı bir şehirde olmanın yaşattığı değişik duygular hissettim, ama en garibi yol kenarlarında, ellerinde birer küçük pankartla kurbanlık bulunur yazısını taşıyan amcalar olmuştur.
metronun ulusa kadar gelip 15 dakika beklemesi ardından yolcularına "arıza nedeniyle trenimiz batıkent istikametinde yol alacaktır" uyarısı. çok gariptir, kızılaya gitmek için batıkent istasyonunda trene binen biri niye batıkente geri dönsün ki.
şok edici bir tecrübe olmuştu benim için. tabi ki de kızlayın asfaltından bahsediyoruz...
not:türkiye nin başkentinin en merkezi yerine asfalt döküp; köy yeri gibi asfaltınız hayırlı olsun yazılması garip olmakla beraber değişik duygular uyandırmıştır.
her yıl asfaltların kazılıp, kazılıp ahmet gökçek'in sahip olduğu şirket tarafından yeniden yapılması, hem kazarken hem de yaparken para alınması bu sayede bu arkadaşın her yıl kamyon, tır, şirket, para miktarının artması. tam mahallenin girişine iki okulun ortasına benzinlik yapılması aslında yasak olması ve benzinliğin sahibinin melih başkanın oğullarından birinin olduğunun anlaşılması sonucu durumun yadırganmaması. tabii ki hediye edilen futbol kulüplerini de unutmamak lazım, benimm babam bana bırakın kulubü kulübün formasını bile hediye etmezken, edemezken hem de. ulan ne babalar var hayatta.