bu akşam ntv'de görünce irkildiğim rakam. istanbul'da ise aynı gün su seviyesi yüzde 41 idi. bir ara çok tantanası yapılan konuyu hiç bir medya kuruluşunun irdelememesi ise ayrı bir konu.
sanırım seçim olacak korkusuyla i. melih gölçek sularımızı kesmiyor. 22 temmuz'dan sonra ankara'yı susuz günler bekliyor.
gerekli olan önlemleri zamanında almayan belediye'nin aymazlığı sonucu, ankara'nın suyunun bittiğini ifade eden durum...
her işini allah'a bırakanlara kızmamak elde değil. sadece 1 sene yağmur yağmadı. demek ki bi kaç sene yağmur yağmasa susuzluktan kırılacağız hep birlikte. türkiye gibi her yerinden su fışkıran bir memleket'in başkenti'nin düştüğü duruma bakın.
melih gökçek'in hakkında "bazıları kendine zarar verdiğini unutup sırf melih gökçek'e zarar vermek için suları boş boş akıtıyor" şeklinde bir açıklama yaparak beni gülmekten öldürdüğü oldukça ciddi konu.
türkiye'nin üç tarafının sularla çevrili olmasıyla hiç mi hiç alakası olmayan durum. ona bakılırsa avusturalya'nın da dört tarafı sularla çevrili ama sallama bir oranla yüzde doksan'ı çöl.
aklıma getirmekten bile ürktüğüm durum. insanın elini eteğini bağlayacak felaketin ta kendisi. günlük ihtiyaçlarımızı karşılayamamakla başlayıp, hastalıklarla karşılaşacak olmamızı bilmek içler acısı doğrusu. bugün başkentimiz ankara' da, yarın istanbulda. köprülere asılan küçücük "dişlerimizi fırçalarken musluğu açık bırakmayalım" yazılı reklamlar bile tasarruf konusunda halkımızı bir nebzede olsa etkilediğini düşünüyorum. bu önlemler başımıza gelecek bu felaketin bu denli yaklaşmamasından önce alınmış olsaydı eminim çok daha karlı çıkardık şu anda...
metro altı çarşılarında bulunan ankara gazetesindeki hep aynı adamla baraj başında çekilen resimle sergilenen durum.hepsinde bu aynı amca var..ve yanında da baraj su ölçüm aleti.*
imparatorluğunun kuruluşundan beri, iğne ile kuyu kazsa bile çoktan su problemini halledilebilecekken, köprülü köprüsüz kavşaklardı, bedava toptu, sirkdi, amblemdi derken gelinen durumdur. şimdi biz, şehrin dört bir yanında asılı güleç yüzlü fotoğraflarını mı içecez?
bulduğu her boş noktaya şelale ve benzeri boşuna su harcama tesisleri kuran melih gökçek'in altyapı çalışmalarında ne kadar başarısız ve yeteneksiz olduğunu gösteren olay.
sadece ankara'nın değil tüm türkiye'nin sorunu. tehlike kapıya dayanınca birbirini suçlamak yerine herkesin önlem kapsamında didinmesi gereklidir.
aynı zamanda küreselleşmeyi melih gökçek'e bağlamış olan arkadaşlarımız için bir hatırlatma. melih gökçek küreselleşme sürecinde önlem olarak;
-belli bir tüketimin üzerine çıkanlara ceza kesmekte (milletin su kullanmasından bile ceza kesiyor diye eleştirildi)
-bağ bahçe sulamalarını yasaklamakta (sulamayacakmıyız kardeşim çimenizimizi diye eleştirildi)
-gecekondu bölgelerinde su sorununu hiç kafaya takmayıp tek kuruş ödemeden kuyu sularıyla foşur foşur halı yıkayanların kuyularını kapatmakta, kapatmayanlara ceza kesmekte (gariban insanların bedava suyuna göz dikti diye eleştirildi)
-sulama için belediye özel olarak ücretli tankerle sulama hizmeti veriyor, bir sitenin aylık sulama gideri 5000 ytl iken bu rakam 2000 ytl ye düşüyor, doğam olarak 3000 ytl lik su boşa harcanmıyor (belediye para kazansın diye sulamayı yasakladı tankerle sulatıp para alıyor diye eleştirildi)
en önemlisi;
ankara'nın su sorunu yaşayacağını önceden görerek kızılırmağın suyunu ankara'ya getirme projesini hayata geçirmeye çalışmış fakat içimi mümkün olmadığından proje iptal edilmiştir. gerçi bu zihniyetle biz akdeniz'i kurutup melih gökçeğe bok atarız o ayrı.
melih gökçek, 1994 yılında milletvekilliği devam ederken refah partisi'nden ankara büyükşehir belediye başkanlığına aday oldu ve kazandı. 1999 yılı belediye seçimlerini kazanarak Ankara tarihinde ilk kez iki kez üst üste seçilen belediye başkanı oldu. 2004 yılında üçüncü kez aynı göreve seçildi.
yazın su sıkıntısı yaşaması beklenen ankara'ya kızılırmak'tan su getirilecek. başbakan tayyip erdoğan'ın başkanlığında, devlet bakanı beşir atalay, enerji bakanı hilmi güler, büyükşehir belediye başkanı melih gökçek ile dsi genel müdürü veysel eroğlu'nun katılımıyla dün yapılan toplantıda kesikköprü barajı'ndan kızılırmak suyunun aski tarafından getirilmesi, dsi'nin de gerekli denetimi yapması kararlaştırıldı. proje için 125 kilometre isale hattı yapılacak.
tüketici dernekleri federasyonu (tüdef) genel başkanı ali çetin, aski genel müdürlüğünün 10 yıldır su ve kanal işleriyle ilgili çalışmaları ikinci plana ittiğini ifade ederek, ''kuruluş hilafına yollar ve köprülü kavşaklar yapmıştır. aski'nin bu işlere harcadığı kaynak yaklaşık 350 milyon dolardır'' dedi.
çetin, kentin su sorununa ilişkin ankara serbest muhasebeci mali müşavirler odasında basın toplantısı düzenledi.
mevcut tablodan, 15 yıldır büyükşehir belediye başkanlığı görevini yürüten melih gökçek'i sorumlu tutan çetin, ''sorumlu ne tanrı, ne global ısınmadır. sorumlunun kim olduğunu bulmak için dsi tarafından yaptırılan temmuz 1995 tarihli master plan raporuna ya da ocak 2002 tarihli ankara su temini projesi gerede sistemi revizyon fizibilite paporuna veya bizzat aski tarafından yüksek projeye hazırlatılan rapora bakmak yeterlidir'' dedi.
söz konusu raporlarda özetle ''ankara'nın su sorununun 2027 yılına kadar gerede sistemi projesi ile çözülmesi, projenin birinci aşamasının da 2003 yılına kadar tamamlanmasının'' öngörüldüğünü belirten çetin, kızılırmak projesinin ise 2027'den sonra hayata geçirilmesinin düşünüldüğünü söyledi.
kızılırmak projesinin geç devreye sokulmak istenmesinin temelinde nehre akıtılan kanalizasyon, tarım ilaçları ve sanayi atıkları olduğunu kaydeden çetin, süreç içinde bunu arıtabilecek teknolojik gelişme ve altyapının olabileceğinin düşünüldüğünü bildirdi. çetin, şu anda türkiye'de bu arıtmayı yapabilecek ne bir tesis ne de teknoloji bulunmadığını vurguladı.
''hem daha kirli hem daha pahalı proje seçildi''
raporlarda, 2027'de devreye sokulması düşünülen kızılırmak projesinin de 8 alternatifli olduğunu ve bunlar içinde en ekonomik ve en az kirliliği olan kapulukaya-a projesinin öne çıktığını anlatan çetin, ''halen melih gökçek tarafından inşasına başlanan proje, daha yoğun kirlilik içeriyor ve kapulukaya-a alternatifine göre yüzde 27,5 daha pahalı'' diye konuştu.
gökçek'in, kızılırmak suyunu ''kırıkkaleliler yıllardır içiyor. bir tane ishal olan yok'' şeklinde savunduğunu aktaran çetin, ''zehirli kızılırmak suyu ankara'ya geldiğinde insanlar sadece ishal olmayacak, kanser riski, ölüm riski de artacak. o nedenle gökçek zehirli suyu kurt boğazı-çamlıdere suyu ile karıştırarak, yani zehri seyrelterek, yani ölümü uzun süreye yayarak çeşmelerimizden akıtacaktır'' iddialarında bulundu.
çetin, şunları söyledi:
''sorunun vehameti, gerçek kamuoyundan saklanıyor. peki niçin yalan söyleniyor, niçin gerede projesi hayata geçmedi? çünkü aski genel müdürlüğü yaklaşık 10 yıldan bu yana su ve kanal işleriyle ilgili çalışmalarını ikinci plana itmiş ve kuruluş yasası hilafına yollar ve köprülü kavşaklar yapmıştır. aski’nin bu işlere harcadığı kaynak yaklaşık 350 milyon dolardır. dsi'ce planlanan gerede sistemi ile ilgili birinci aşama tesislerin maliyeti ise 238 milyon dolardır. aski'nin yol ve köprülere yasa dışı harcadığı paralar ile gerede sisteminin 1. aşamasının hayata geçirilmesi fazlasıyla mümkün iken bunun yapmamış ve ankara kentine karşı kurumsal bir suç işlenmiştir.'' kısa süre içinde sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını bildiren çetin, kızılırmak suyu ile ilgili yürütülen mevcut projenin durdurulması için de dava açacaklarını belirtti. çetin, iç hukukta alacakları sonuca göre ''yaşam hakkına saldırı'' gerekçesiyle avrupa insan hakları mahkemesine de başvurmayı düşündüklerini söyledi.
"su sorunu 2 yıldır alarm veriyordu"
ankara inşaat mühendisleri odası başkanı fehmi toptaş da ankara'nın su sorununun ''2 yıldır alarm verdiğini'' belirterek, ''aski'nin kuruluş kanununa göre, sudan aldığını suya yatırım olarak kullanması gerekiyordu. Ancak aski sudan aldığını yollara yatırmıştır. suya harcanmış olsaydı bu sene Ankaralılar barajdan beslenebilecekti'' diye konuştu.
türk mühendis ve mimar odaları birliği peyzaj mimarları odası'nın "melih gökçek'ten bir trajedi-komedya daha" başlıklı yazısında:
ankara'da yaşanan su sorununun suçlusu bulundu! küresel ısınma...
ankara büyükşehir belediyesi meclisi 18.05.2007 tarihinde toplandı ve 1358 nolu kararı ile dedi ki "küresel ısınma nedeniyle ankara'daki su sıkıntısı için alınacak önlemler..."
ve her zaman olduğu gibi sn. melih gökçek yine bizi şaşırtmadı ve kendi yönetimi ve yönetim anlayışından kaynaklı bir soruna suçlu buldu.
"küresel ısınma"...
büyükşehir belediye başkanı bu durumu ranta çevirmenin yolunu da buldu..
"alo sulama hattı"...
doğru ve bilinçli sulama konusunda ankara'lıyı bilgilendirme ve bilinçlendirme amacını taşıyor görüntüsü veren site ve kamu görevini yerine getiriyor imajını veren bir belediye...
hem, bir ülke için stratejik önemi olan yer altı su kaynaklarının hoyratça kullanacaksın hem de tankerle sulama kararı gibi astarı yüzünden daha pahalı bir sistemi de ankara halkına çözüm diye sunacaksın...
sn. melih gökçek ilk göreve geldiği 1994 yılının mayıs- haziran aylarında, çevre koruma daire başkanlığı'nda çalışan peyzaj mimarları tarafından kendisine verilen brifingte; ankara kentinin açık - yeşil alanları planlanırken kent yöneticilerinin su üzerine geliştireceği politikaların öneminin altı çizilmişti. Ayrıca çim alan tesislerinin plansız olması ve şehir şebekesi ile sulanmasının teknik önlemlerinin alınması, plansız ve mühendislik fizibilitesi olmayan proje uygulamalarının yapılmaması gerekliliği de kendisine aktarılarak, ankara kentinin açık-yeşil alanlarından örnekler verilmişti....
yekünden çıkarılacak sonuç: kar ve-veya yağmurun yağmaması melih gökçek'in suçu değildir. ankara gibi karasal iklimin hüküm sürdüğü şehirlerde susuzlukla karşılaşılacağı beklenmedik bir problem değildir. geçmişte de susuzluk yaşanmıştır. rize'nin (en fazla yağmur alan il) belediye başkanı olmadığı aşikardır. makamlar, yetki verdiği gibi sorumluluk da yükler. bu unutulmamalıdır.
ayrıca dikkat etmek gerekir: suyu içenin dağa kaçmamasına..
ankarali vatandaslarimizin tasaruflu olmasi gereken olaydir. sorun sadece i.melih'in baraj sorunudur diyemeyiz. kuresel isinmaya neden olanlar olarak hepimiz duyarli davranmaliyiz.
ankara'nın seksen günlük suyu(nun) kalması olayı. yalnızca ankara'nın değil istanbulun da başında olan beladır. küresel ısınmayı bir taraflarına takmayan yetkililerin veya devlet büyüklerinin musluklarından su yerine hava geldiği zaman bir çnlem alınacaktır. ama o zamanda bu küre çoktan kaynamaya başlamış olacak.
ankara da kesintiler ağustosta başlıyor. ankara iki bölgeye ayrılacakmış ve bu bölgelere 24 saatte bir dönüşümlü olarak su verilecekmiş. basınç nedeniyle de yüksek bölgelere suyun gitmesi zaten zor olacakmış.
öte yandan dsi ise su kesintisine gidilmeden de sorunun hallolabileceğini söylüyor ama bu yaz ankara da kesinti kesin.
susuz koca bir gün nasıl geçer bilmiyorum valla ama şu düştüğümüz durum hiç hayra alamet değil.
inşallah kesinti sadece ağustosu kapsar ve eylülde şahane sağnaklar sayesinde sorun çözülür yoksa var ya hepiniz kokacaksınız, güzelim başkent sokaklarını afedersiniz bok götürecek, salgın hastalıklar artacak.
(bkz: sözlüğün felaket tellalı)
sadece ankara için değil istanbul içinde geçerli olan durum. istanbulun da yüz gün yetecek kadar suyu kalmıştır ve sonrasında olacaklar insanı kara kara düşündürtmektedir.
secim oncesi oy kaybetmemek ugruna, kesintiye gidilmemesinin taktiri ilahi sonucu, iktidari kaybederler ise, bakin allah sizi cezanladirdi, kilifina yatacaklari kesindir!
kesinti olacağından mütevellit halk şu günlerde fil gibi su tüketmekte, su depolamakta ve bu sayede su tasarrufu bir yana normalden de fazla su tüketimi yapılmaktadır. böyükşeer kaş yaparken göz çıkarmaktadır.