ankara'da aşık olmak güzeldir ama hazindir... aşık olduğunu hissettiğin anda ankara rengarenk olur. kızılayı, ulusu, dikmeni bir başka görünür gözüne. ama aşk bittiğinde ankara'nın semalarını kara bulutlar kaplar (ya da bize öyle gelir) ve ankara grileşir. işte o zaman anlarsın ki ankara'da aşık olmak çok güzeldir, aşkını kaybetmek ise acı verici ve karanlık...
taş sektirebileceğiniz bir denizi, biranızı elinize alıp oturabileceğiniz sahili, derdinizi anlatacağınız dalgaları olmadığı için biraz daha zordur. onun dışında çok da farklı değildir diğer şehirlerde aşık olmaktan. neticede aşk bu zaman mekan kavramı yok her türlü çakıyor allahsız.
söz konusu olan aşk ise gerisi teferruattan ibarettir.lakin ankara bir başkadır. kar yağdığı zaman bembeyaz karlar içinde "kar perisi" çıkagelir birden ve siz ona kapılırsınız. onsuz yaşamanın imkansız olduğunu düşünürsünüz. duygularınızın ne anlama geldiğini sorarsınız kendinize sürekli. dostum fazla düşünme sen aşık olmuşsundur. kendini hırpalama bu yıkık viranede bir güneş doğmuştur.
istanbul da ya da başka bir şehirde aşık olmaktan bi farkı yoktur, her şehri ayrı güzeldir ülkemin, aşk her yerde aşktır.Ayrıca
(bkz: ankara da asik olmak zor iki gozum)
ankara çok değişmez, başkenttir çünkü, devlet binaları hiç yenilenmez. mesela bakanlıklar bundan 15 yıl önce nasılsa, şimdi de öyle. her yaz, her bahar, her kış aynıdır ankara. küçüktürde, her köşesi anılarla doludur. öyle sevgilini alıp gidebileceğin yerler azdır ankara'da. tunalı, bahçeli, aoç, karanfil... her kış ayazı suratını kesmeye başladığında kalbin acır. bir şeyleri hatırlatır durur. aşk her yerdeki gibidir ankara'da ama ayrılık, ayrılığı farklıdır. ondan uzak olmak hasretini çekmek, daha da farklıdır.
(bkz: ankara'yı sevmeyene bir zülümdür ankara da yaşamak)
dünya üzerinde herhangi bir yerde aşık olmak kadar çaresizlik hissiyle beraber garip bir heyecan getirir.
sonbahardaysa ayrılık, hakkını verir ama ankara'nın griliği aşk acısının.
eger kizilay tarafinda cok geziliyorsa gunde ortalama 10-15 kere gerceklesen olaydir, eee kizlariyla meshur bir sehirdende baska bisiy beklenmez heralde.
istanbul'da aşık olmanın yanına yaklaşamıyacak olan eylem... platonik aşkını boğaza anlatamazsın mesela, ya da platoniklikten çıkmışsa gidip kız kulesine karşı çay içemezsin , eminönü de balık ekmek aşkınla yiyemezsin ankarada...
şarkı olanını geçtim, sözleri, söyleyeni, bestesi güftesi bilmem nesi yazılmış zaten....
dünyanın herhangi bir yerinde aşık olmaktan farksızdır. aşk mekan tanımaz çünkü. acıtır her yerde, her iklimde, her şehirde.
en iyisi aşık olmamak aslında. yok çünkü yeryüzünde aşkı hak edecek bir canlı. özür dilerim, var aslında;
analarımız var. illa aşık olacaksınız, gidin onlara. aşkı görün, merhameti görün, affı görün, her düştüğünüzde ilk koşanı görün, "elimden bir şey gelmez" demeyecek tek insanı görün! aşık olun ona, ve korkmayın;
ankara' ya birkez gelen ayrılamaz bu şehirden nekadar nefret etsede bırakıp gidemez. bunun en büyük nedenide belkide ankara da aşık olmaktır. hiçbir şehrin aşkına benzemez burdaki aşklar şehrin akan trafinde, gri taş yığınlarının, bürokratlarının, soğunun arasında ince bir ayrımdır ankara da aşık olmak
ankara da aşık olmak zor iki gözüm
...
ankara da sensiz olmak zor iki gözüm
ankara da yalnız olmak zor iki gözüm