Normalde bu yazıyı dün yazacaktım ama birileri patlamayı önce içine sindirsin, ortalık yatışsın. Ondan sonra okusun diye biraz bekledim.
Bu yazıyı, basından meydanı takip ederek yazmıyorum, patlama sırasında meydanda olan birisi olarak yazıyorum.
insanların yüzlerindeki o korku ifadeleri, onlarca cesedin kaldırıma yapışmış görüntüleri, arkadaşlarını kaybeden insanların ne yapacağını bilmeden ortalıkta koşuşturmaları, üzerine miting otobüslerinden yapılan "program iptal edildi herkes hastanelere kan vermeye koşsun" anonsları sonrasında ordaki "can pazarı" gerçekten insanın içini acıtan bir görüntü oluşturmuştu. Bir insan olarak, ölen insanları, yakınlarını ve korkan insanları görmek gerçekten üzüntü verici bir olay. Bu yönüyle baktığım zaman, saldırıyı kınayasım geliyor,
AMA...
Saldırıyı kınayamıyorum. O gün o meydanda olan insanların, düşünerek hareket etmesi gerektiğini, algı operasyonlarına kapılarak gittikleri yolun sonunun bu olduğunu bildikleri halde koşa koşa o meydana gittiklerini de görüyorum.
Tek tek açıklayalım,
1- O gün oraya toplananların çoğunun amacı barış falan değildi. Tanıdıklarınız varsa sorun, gelenlerin "Erdoğan düşmanlığı üzerinden devlete çakmak için gidiyoruz" dediklerini ben biliyorum. Amacı barış olan insanlar "Bu meydan kanlı meydan" sloganları ile, yakarız yıkarız seni indiririz sloganları ile, polis araçlarını taşlayarak barış falan isteyemez arkadaş. Allah(cc) ayette, "Onlar size barış getireceğiz derler, inanmayın" buyuruyor. Tam da bu insanlar. Gezi olaylarında devlete zarar vermek için yakanlar, yıkanlar, parçalayanlar, polise saldıranlar bu gün de buradaydı.
2- Bomba patladıktan sonra ilk 5 dakikada, 20 küsür ambulans meydanın girişine kadar geldi. Ama sadece meydan girişine. Niye? Ambulanslar meydana, yaralıların olduğu bölgeye sokulmadı. Devreye çevik kuvvet girerek yolu açmaya çalıştı. Polisle çatışmaya başladılar. Ulan barış güvercinleri, polise her zaman saldırıyorsunuz. Bırakın yolu açın da ambulans görevini yapsın. Ben burdan şunu anlıyorum, orada can çekişen insanlar zerre kadar devletin önemsediği kadar umurlarında değil.
3- Bombayı devlet patlattı! Bu haberleri yayanların amacı nedir? Amaç belli. Suruç bize kazandırdı. Biraz daha göz önünde bir yerde yapalım bu eylemleri, daha da fazla kazanalım. Amaç bu! Gittiniz HDP'yi desteklediniz, o terör geldi bu gün de sizi buldu. Terörün her türlüsüne lanet olsun. Ama, erdoğanın söylediği şu cümleyi de aklınızdan çıkartmayın. "Terör akrep gibidir. Eninde sonuda tutan eli de sokar" o yüzden, kendi besleyip büyüttüğünüz canavara teslim oldunuz. Bir şey söylemiyorum.
4- Devletten izin istediniz. Devlet size izin verdi. Sıhhiye meydanını belirli saatler arasında miting için trafiğe kapattı. Önceki geceden barikatlarla, portatif tuvaletlerle hazırlık yapıldı. Miting alanı Sıhhiye idi ve polisler sabah 6'da meydan girişlerine geçti. SiZi KORUMAK iÇiN orada üst aramaları sıkılaştırılmıştı ve meydana girenlerin üzeri didik didik aranıyordu. Siz ne yaptınız? Kim yönlendirdi sizi polis korumasından geçmeyen insanlar ile Gar önünde toplanıp "bu meydan kanlı meydan" sloganları atarak halay çekmeye? Bunun suçlusu devlet olamaz. Bunun suçlusu, başınızda sizi ÖLÜME SÜRÜKLEYENLER, bunu o ufacık beyinlerinize sokun.
5- Bomba patladıktan 17 dk sonra, çok güzel kurulmuş cümleler ile 1,5 sayfa polise çakmak nedir ya? Ulan bi bakın meydanda ne oldu? 17 dk içinde 1,5 sayfa çok düzgün şekilde düşünülmüş metinleri nasıl yazdınız? Nasıl servis ettiniz? Önceden nasıl hazırladınız bunları? içinizde olan insanlar, yarın orda bomba patlayacak dediğinde, hesabı şikayet edip neden sildirdiniz? Sus olum planımızı ifşa etme diye mi?
6- Bomba kime kazandırıyorsa, eylem onundur. Eğer bomba orda HDP'ye kaybettirecek olsaydı, seve seve sıhhiye meydanında toplanırlardı. Güvenlik sağlanmış olurdu. Bomba devlete kaybettirdiği halde, devlet gidip orda bomba patlatır mı? Suruçta olduğu gibi, burada da sizi öldüren PKK'dır.
7- Hani diyorum ya, layığını buldunuz diye. Bunun sebebini de anlatayım. Dün askerlerimize, polislerimize tayyibin köpekleri gebersinler diyordunuz, terörü alkışlıyordunuz ya, işte dönüp dolaşıp layığınızı buldunuz.
Terör maşa gibidir, önce işe yarar, sonra elini yakar. Elim yandı diye ağlamayı bırakın.
Size gösterilen meydan dışında toplandınız. Polis kontrolünden geçmediniz. Orada teröristleri kucakladınız.
Erdoğan düşmanlığı sizde, "denize düşen yılana sarılır" paniği oluşturdu biliyorum. Ama sarıldığınız yılan sizi soktuğu zaman ağlamayın..
Herkes şu ülkede, kimin dost, kimin düşman olduğunu bilsin! HDP ve uzantısı PKK bu ülke için dışardan yönetilen şerefsiz örgütlerdir. Takım elbise giyip saz çalmasına inanmayın. Gelin adam gibi, bu devlet için, yerli, milli, enerjisini sadece bu devlet için harcayacak adamları başınıza seçin. Bu ülkede artık güzel bir şeyler olsun.
Beyinsizlikten vazgeçin!
Erdoğan düşmanlığı sizi ne boyuta getirdi onu görün!
Terörü alkışlamak, şerefsizliğin, vatan hainliğinin en üst mertebesidir. Bunu bırakın!
Barış getireceğiz diyen PKK'ya inanmaktan vazgeçin. içinde bulunduğunuz medya organlarının sizi ölüme sürüklediğini görün.
Birilerinin sizin cesetleriniz üzerinden siyaset yapmak istediğini görün.
Birilerinin orada sizin yaşadığınız can pazarını avuçlarını ovuşturarak izlediğini görün!
Kim bu devlet için çalışıyor, kim bu devlete düşmanlık yapıyor görün!
Ondan sonra gelin, acınızı paylaşayım. Ondan sonra gelin, sizinle birlikte üzüleyim. Ondan sonra gelin, birlikte o meydanlarda halay çekelim.