Türk-Fransız Cephesindeki faaliyetleri durdurmuştur. Güney sınırımızın taslak olarak belirlenmesine karar verilmiştir, ama asıl politik kararları Lozan antlaşmasına bırakmıştır.
Doğu sorununda ingiltere, Yunanistan ve italya ile milli menfaatleri uyuşmayan Fransa, Sevr Antlaşması'nın imzalanmasından 3 ay önce Türk-Fransız Cephesi'nde geçici bir mütareke yaparak T.B.M.M ile ikili ilişkilere başlamıştı. Ancak, yeni T.B.M.M'ni bir siyasi mevcudiyet olarak kabul etmelerine rağmen Milli Hükümet'in Fransa ile ilişkileri daha ileri götürmesi mümkün olmamıştı.
Fransa Cumhuriyeti, eski bakanlarından Henry Franklin-Bouillon'u gayriresmi olarak Ankara'ya gönderdi. 9 Haziran 1921'de Ankara'ya gelen Buyyon, Mustafa Kemal, Dışişleri Bakanı Vekili Yusuf Kemal Bey ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ile iki hafta kadar devam eden görüşmelerde bulundu. Özellikle, Mustafa Kemal ile Henry Franklin-Bouillon arasında yapılan görüşmelerde esas olarak "Misak-ı Milli" konusu ve yeni Türk Devleti'nin mevcudiyeti ele alındı. Henry Franklin-Bouillon ve Fransa, "Misak-ı Milli"yi ve yeni devletin varlığım anlamalarına rağmen Yunan ileri harekatının sonucunu ve dolayısıyle Sakarya Zaferi'ni görmeden kesin bir teşebbüste bulunmadılar. Nihayet, Zafer, Fransızlar'ın bu tereddütünü ortadan kaldırdı ve iki ülke arasında Ankara Anlaşması imzalandı.
Ankara Anlaşması ile itilaf Devletleri Cephesi bozulmuş ve yeni Türk Devleti Fransa tarafından tanınmıştır. Bu anlaşma sonunda Güney Cephesindeki savaş resmen sona ermiş ve Türkiye'nin Güney hududu belirlenmiştir.
Nihayet bu antlaşma ile Türk milli emellerinin haklılığı ilk defa olarak batı devletlerinden birisi tarafından da resmen haklı görülmüş ve onaylanmıştır.
Antlaşmanın imzalanmasını müteakip iki ülke aynı düzeyde temsilcilerini karşılıklı göndererek siyasi ilişkilerine süreklilik kazandırmışlardır.
Fakat, bu antlaşma ile Fransa ve Türkiye arasındaki askeri harekat sona ermiş olmasına rağmen, Lozan müzakeresinde Fransa, itilaf Devletleri safındaki yerini ve durumunu muhafaza etmiştir. *
Madde 1) Her iki taraf işbu anlaşmanın imzalanmasından itibaren aralarında harbin sona ereceğini bidirirler. Ordular, mülki memurlar, ahali keyfiyetten derhal haberdar edilecektirler.
Madde 2) işbu anlaşmanın imzasını müteakip, her iki tarafın harp esirleriyle mevkuf veya mahbus Türk, Fransız bütün şahıslar serbest bırakılacak ve kendilerini, tevkif eden taraf yol masrafını ödeyerek gösterilecek en yakın şehre gönderilecektir.
Madde 3) işbu anlaşmanın imzasından başlayarak, en geç iki ay içinde Fransız kıtaları 8. maddede de yazılı hattın güneyine ve Türk kıtaları da kuzeyine çekileceklerdir.
Madde 4) 3. maddede belirtilen müddet zarfında seçilecek bir karma komisyon bu maddenin ne şekilde tatbik olunacağını tespit edecektir.
Madde 5) Her iki taraf boşaltılan arazide, buranın işgalini müteakip genel af ilan edecektir.
Madde 6)Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Misak-ı Milli'de açıkça tanınan azınlıklar haklarının, bu hususta müttefikler ile bunların düşmanları ve bazı dostlar arasında yapılmış mukavelelerdeki esaslara dayanarak, kendi tarafından teyit olunacağını bildirir.
Madde 7) iskenderun Bölgesi (Hatay) için özel bir idare usulü tesis olunacaktır. Bu mıntıkanın Türk ırkından olan ahalisi kültürlerinin inkişafı için her türlü teşkilattan faydalanacaklardır. Türk lisanı orada resmi dil olacaktır.
Madde 8) 3. maddede zikredilen hat: iskenderun körfezinde Payas'tan başlayarak Meydan-ı Ekbez-Kilis-Çobanbeyli istasyonuna gidecek ve demiryolu Türkiye'de kalmak üzere Çobanbeyli'den Nusaybin'e varacaktır. Payas ile Meydan-ı Ekbez ve Çobanbeyli istasyonları Suriye'de kalacaktır. işbu anlaşmanın imzasından itibaren bir ay içinde mezkur hattı tespit etmek üzere her iki taraf delegelerinden mürekkeb bir komisyon seçilecek ve bu komisyon tespit muamelesine nezaret edecektir.
Madde 9) Osmanlı sülalesinin kurucusu Sultan Osman'ın dedesi Süleyman Şah'ın Caber kalesinde bulunan ve Türk mezarı ismiyle belirli türbesi müştemilatı ile Türkiye'nin malı olacak ve Türkiye oraya muhafızlar koyacak ve Türk bayrağı çekecektir.
Madde 10) Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Pozantı ile Nusaybin arasındaki Bağdat demiryolu parçasını, Adana ilinde yapılmış bulunan şubelerin işletme hakları ile beraber bütün ticaret ve ulaştırma işlerini Fransa Hükümeti'nin göstereceği bir Fransız grubuna vermesini kabul eder. Türkiye Hükümeti Meydan-ı Ekbez'den Çobanbeyli'ye kadar Suriye arazisinde demiryolu ile askerî ulaştırma yapacaktır.
Madde 11) işbu anlaşma yürürlüğe girdikten sonra seçilecek bir karma komisyon Türkiye ile Suriye arasındaki gümrük işlerini düzenleyecek, bu işlem yapılıncaya kadar her iki hükümet hareketinde serbest olacaktır.
Madde 12) Türkiye ve Suriye, Kırık suyundan hakkaniyet üzere faydalanacaklardır. Suriye Hükümeti, masrafı kendisine ait olmak üzere Fırat nehrinin Türkiye kısmından su alabilecektir.
Madde 13) Madde 8'de belirtilen hududun her iki tarafında oturan yerli ve yarı göçebe halk buradaki otlaklardan faydalanacak veya emlak, araziye sahip bulunanlar eskisi gibi haklarını kullanmaya devam edeceklerdir. Bunlar işletme ihtiyaçları için serbestce ve hiç bir gümrük veya otlak resmi ve ne de başka bir resim vermeksizin hayvanlarını, araçlarını, tohumlarını ve bitkilerini taşıyabileceklerdir. Bunlara ait vergileri oturdukları memlekette ödemeleri kararlaştırılmıştır."
sakarya savaşı sonunda imzalanmıştır.
fransa ile yapılmıştır. (fransa türk devletini tanımıştır)
iskenderun ve hatay hariç, bugünkü süriye sınırımızı çizdiğimiz anlaşmadır.
12 eylül 1963 tarihinde Türkiye ile AET arasında ortaklık yaratan anlaşmadır. Ankara'da imzalanan anlaşma Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin hukuki temelini oluşturmaktadır. türkiye cumhurbaşkanı'nı temsilen Dışişleri Bakanı Feridun Cemal ERKiN imzalamıştır.
--spoiler--
Türk halkı ile Avrupa Ekonomik Topluluğu içinde bir araya gelmiş halklar arasında gittikçe daha sıkı bağlar kurmaya AZiMLi OLARAK;
Türkiye ve Avrupa Ekonomik Topluluğu'ndaki yaşama şartlarının, hızlandırılmış bir ekonomi ilerleyişi ve uyumlu bir alış veriş genişlemesi ile devamlı olarak iyileşmesini, böylece Türkiye ekonomisi ile Topluluk üyesi Devletlerin ekonomileri arasındaki arayı azaltmayı sağlamaya KARARLı OLARAK;
Türk ekonomisinin kalkınmasının ortaya koyduğu özel sorunları ve belli bir sürede Türkiye'ye bir ekonomik yardım yapılması gerekliliğini GÖZÖNÜNDE BULUNDURARAK;
Türk halkının yaşama seviyesini iyileştirme çabasına, Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun getireceği desteğin, ileride Türkiye'nin Topluluğa katılmasını kolaylaştıracağını KABUL EDEREK;
Avrupa Ekonomik Topluluğunu kuran Antlaşma'nın esindiği ülküyü birlikte izliyerek, barış ve hürriyet güvencesini pekleştirmeye AZMEDEREK;
Avrupa Ekonomik Topluluğu'nu kuran Antlaşma'nın 238. maddesi uyarınca Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında ortaklık yaratan bir anlaşma aktini kararlaştırmışlardır.
--spoiler--
TÜRKiYE iLE AVRUPA EKONOMiK TOPLULUĞU ARASINDA BiR ORTAKLIK YARATAN ANLAŞMA 12 EYLÜL 1963 TARiHiNDE ANKARA'DA iMZALANDI.
Madde - 1.
Bu Antlaşma ile Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında bir Ortaklık kurulmuştur.
Madde - 2.
1. Anlaşma'nın amacı, Türkiye ekonomisinin hızlandırılmış kalkınmasını ve Türk halkının çalıştırılma seviyesinin ve yaşama şartlarının yükseltilmesini sağlama gereğini tümü ile gözönünde bulundurarak, Taraflar arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri aralıksız ve dengeli olarak güçlendirmeyi teşvik etmektir.
2. Yukarıdaki fıkrada belirtilen amaçların gerçekleştirilmesi için 3, 4 ve 5. maddelerde gösterilen şartlara ve usullere göre bir gümrük birliğinin gittikçe gelişen şekilde kurulması öngörülmüştür.
3. Ortaklığın:
a) Bir hazırlık dönemi,
b) Bir geçiş dönemi,
c) Bir son dönemi,vardır.
Madde - 3.
1. Hazırlık döneminde Türkiye, geçiş dönemi ve son dönem boyunca kendisine düşecek yükümlülükleri üstlenebilmek için, Topluluğun yardımı ile ekonomisini güçlendirir.
Bu hazırlık dönemine ve özellikle Topluluğun yardımına ilişkin uygulama usulleri, Anlaşma'ya ekli Geçici Protokol ile Mali Protokol'de belirtilmiştir.
2. Hazırlık döneminin süresi, Geçici Protokol'de öngörülen usullere uygun uzatma dışında, beş yıldır.
Geçiş dönemine, Geçici Protokol'ün 1. maddesinde öngörülen şartlara ve usullere uyularak geçilir.
Madde - 4.
1. Geçiş döneminde Akit Taraflar, karşılıklı ve dengeli yükümlülükler esası üzerinden:
- Türkiye ile Topluluk arasında bir gümrük birliğinin gittikçe gelişen şekilde yerleşmesini,
Ortaklığın iyi işlemesini sağlamak için Türkiye'nin ekonomik politikalarının Topluluğunkilere yaklaştırılmasını, bunun için de gerekli ortak eylemlerin geliştirilmesini sağlar.
Bu anlaşmayla misak-ı milli sınırları içinde yer alan vatan toprağı musul sözde ırak'a ama aslen ingilizlere bırakılmıştır. Bunun karşılığında 25 yıl boyunca musul'dan çıkacak petrolün %10u türkiye'ye verilecektir ama büyük devlet adamlarımız 500.000 sterlin e (peşin ödemede güzel iskonto yapılmış) bu haktan vazgeçmişlerdir.
Yani vatan toprağı canlı nakit paraya satılmıştır.
Şimdi de birileri başka bir ankara anlaşması üzerinden vatan toprağı lafları ediyorda kaderin cilvesi mi diyelim, trajikomik mi diyelim ne diyelim.
(#26789496) seklinde kadir misirlioglu zirvaliginda cevaplanmaya calisilmis bir başlıktir ki bu arkadaşların okuma yetisi sinirlidir. Musulu sattilar iste diye serzenislerine istanbuldaki hasmetliler gidip alaydi madem alınabilir durumdaydi dedirten cevaptirda ayrıca.