Türkiye'nin ilk eğitim fakültesidir. Eğitim kalitesi oldukça yüksek olup kendisinden sonra açılan eğitim fakültelerinden farkını ortaya koyabilmek için yıllar önce adının yök'e başvuru yapılıp "eğitim bilimleri fakültesi" olması istenmiş ve kabul görmüştür.
Engin Geçtan, Gülseren Günçe, Üstün Dökmen, Bekir Onur, Mahmut Tezcan, Fatma Varış ve daha birçok değerli akademisyenin bir zamanlar ders verdiği; başlarda rağbet görmese de şimdi özellikle PDR bölümü öncelikli tercih edilen, Cebeci kampüsünün mütevazı okulu.
evet bu fakültede bende varım ama harbiden de 3-4 arkadaş birbirimizde destek oluyoruz, ki yoksa çekilmez zerre kadar.
ne bu kardeşim, büt yok, yaz okulu yok, geçme notu 70? çan kafalarına eserse var, ödevler için canını veriyorsun ama sonuçta ancak yüzde on gibi götünle güleceğin bir rakamı karşılıyor. ee ne kaldı anasını satim.
gitmişler de üstün hocaları ile övünüyorlar. puff... üstünü hiç sevmem öyle göründüğü gibi de değil yakından. tepeden bakmalar bilmem neler. hocalarının çoğu ideolojik saplantılı, olmayanlar da var tabii, sırf bilim için bilim yapanlar da var...
derste kimsecikler göt korkusuyla hoca ile tartışamaz, tartışacak olanlar bile arkadaşlardan destek gelmedi mi iyce boka sarar, bir iki de hocanın gözüne girmek için yalakalık yapan inekler de sana bilmiş bilmiş muhalefet ederse zaten "hay aklımı..." dersin ama ok yaydan çıkmıştır bir kere...
başıma gelen bir olaydan bahsedeyim,
birinci sınıfın bahar dönemi, çiçekler açmış kuşlar cıvıl cıvıldır. daha o sıralar körpe üniversite öğrencilerine izletlmek istenen bir gelişim videosu vardı. kısa keseceğim video evrimi savunması açısından birçok kişinin önyargı ile bakması ve bunun sonucu olarak beğenmese de izlemeleri ve düşünceleri sorulduğunda da ses çıkarmamaları durumuna soktu herkesi...
bende dedim ki "evrim propagandası..."
- efendim duyamadım?
+ evrim diyorum. evrim propagandası...
- ne propagandası olması gerekiyordu? vs tartışmaya başladık... ee hoca bişey diyor ben bişey... hocanın gözleri yaşardı. daha araştırma görevlisi gariban.
sonunda: ben sadece görüşlerimi beyan ettim hocam, siz sordunuz ben söyledim dedim.
ulan sınıftaki kimseyle bir alakam yok ama kendi halinde takılan bir müslümanım. ulan evrime kimsenin mi gıkı çıkmaz. hepsi de oturdular. yanımda cemaatte kalan bir arkadaş var. ona baktım sinirli sinirli!
ulan dedim! ne diye konuşmuyorsun da beni yalnız başıma bırakıyorsun? bok mu var?
aga yaa şöyledi böyledi... vs çocuk da korkmuş anlaşılan. ama bir bok yok sadece düşünceler beyan edildi o kadar. dersten kalırım korkusuyla mıdır nedir?
dersten sonra bir iki başları örtülü kız arkadaşlardan geldiler de beni tebrik ettiler. sağolun eksik olmayın ama konuşaydınız be...
neyse pek umurumda değildi bişey bende gittim bir daha görünmedim gözlerine. bildiğimi okumaktan da vazgeçmedim. çok şükür...
birde sadece derste hoca yoklama yaparken isimleri sesli söyledi,
"ulan ne bu hala lisede miyiz? sıçmışım bu işe" dedim. adam sıra bana gelince de herkes burda diyor ya:
- here! (ingilizce burada demek) dedim.
adam beni sınıftan kovdu!! tatsızlık çıkmasın diye bende çıktım dersten. ve inanır mısınız sırf tembelliğimden o dersten kaldım. lanet olsun. zar zor dd ile geçtik geçen dönem de asdasd...
Türkiye'nin tek eğitim ''bilimleri'' fakültesidir. Kpss'yi kazandırma oranı düşüktür taşra üniversitelerine göre çünkü ankara üniversitesi ebf'nin amacı öğretmen değil, akademisyen yetiştirmektir.