animizme göre ruh sadece insanda değil, canlı cansız her varlıktadır. insanın ruhu bedenine veya bedenin belli parçalarına bağlıdır. başkaları tarafından çalınabilir, yenebilir veya onarılabilinir. bu, kişinin saçıyla, gölgesiyle, tükürüğüyle, resmiyle olabilir. can bedeni terkettiğinde kişi ölür ama ruhu hala bedendedir. bu ruh hala yaşıyor olanlara zarar vermesin diye ölenlerin ardından yas tutulur. ölenler ölüler dünyasında yaşamaya devam ederler.
çocukların yaşayan ve yaşamayan nesneler arasında ayırım yapamamasıdır. bu durum ben merkezliliğin bir yansımasıdır. kendisi, düşünen yiyen ve yaşayan bir varlık olduğu için çevresindeki tüm varlıkların onun gibi olduğunu düşünmektedir.
ruh un sadece insanlarda olmadığını, doğada insan ruhuna benzeyen ruhlar olduğunu, hatta cansız varlıkların dahi ruhu olduğunu kabul eden bakış açısıdır.
Psikolojik olaylarda olduğu gibi hayatla ilgili olayları da düşünen bir ruhun yönettiğine inanan sistem (Stahl doktrini). Stahl'ın animizmi hem mekanizme hem de vitalizme karşıdır; mekanizm, hayat olaylarını yalnız fizik-kimya olgularından ibaret sayar; vitalizm ise hayat olaylarını, yarı maddi yarı manevi olan, hem fizik-kimya olaylarından, hem de düşünen ruhtan ayrı bir hayat ilkesiyle açıklar. Şuur ve bitkisel hayat gibi iki ayrı ilkeyi varsayan vitalistlerin çifte dinamizminin (düodinamizm) aksine, animistler hem hayatla ilgili olayları, hem de psikolojik olayları tek bir sebebe, düşünen veya "akıllı" bir ruha bağlarlar.(Canlıcılık)
Piaget'in Bilişsel Gelişim Dönemlerine göre; işlem Öncesi Dönem'in Sezgisel Dönemini yaşayan 4-7 yaş arasındaki çocukların cansız nesnelere canlılık özellikleri yüklemesidir. Bebeğiyle muhabbete dalan bir canavar getirin gözünüzün önüne işte..
bütün varlıkların ve evrenin bir ruh taşıdığına inanan doktorin.varlıkların bedenlerinden ayrı orarak ruh taşıdıklarına dair inanış.ruh varlığına inanış.
Piaget'ya göre işlem öncesi dönemdeki çocukların cansız varlıklara canlılara özgü nitelikler yüklemesine verilen addır.Örneğin;kız çocukların oyuncak bebeklerine yemek yedirmeye çalışmaları.
animizm, doğada insan ruhuna az çok benzer ruhlar bulunduğunu kabul eder. ruh, sadece insanda yoktur. canlı cansız her şeyin ruhu vardır. ingiliz antropolojistler ilkel insanların fiziki olguların nedenlerini açıklamak amacıyla ruhsal, zihinsel vb. durumların yerine koydukları inançları açıklamak amacıyla animizm sözcüğünü kullanmışlarıdr. dolayısıyla, ilkel insan, hayal etmeye çalıştığı yollardan ruh kavramına varmıştır ve animist inançların çıkış noktasında da bu kavram vardır. ilkeller düşünce ve maddeyi birbirinden ayıramamışlardır. bu ayırımı yapamadıkları için onlara her şey maddi özelliklere ve amaçlara sahipmiş gibi gelir.
inancın temeli büyüye, maskeye ve dansa dayanır. insan büyü yaparak kötü ruhlardan korunabileceğine inanır. bugün bile yaygın olarak inanılan büyü efsanesi, animizm inancının bir sonucudur.
animiz, psikolojik olaylarda olduğu gibi hayatla ilgili olayları da düşünen bir rûhun yönettiğine inanan sistem (stahl doktrini)'dir . stahl'ın animizmi, hem mekanizme hem de vitalizme karşıdır; mekanizm, hayat olaylarını yalnız fizik-kimya olgularından ibaret sayar; vitalizm ise hayat olaylarını yarı maddî - yarı mânevî olan, hem fizik-kimya olaylarından hem de düşünen ruhtan ayrı bir hayat ilkesiyle açıklar. şuur ve bitkisel hayat gibi iki ayrı ilkeyi varsayan vitalistlerin çifte dinamizminin (düodinamizm) aksine animistler hem hayatla ilgili olayları hem de psikolojik olayları tek bir sebebe,düşünen veya akıllı bir ruha bağlarlar.(canlıcılık) i̇nsan öldükten sonra vücudu 18 gr. hafifler. bu 18 gramın rûh olduğu düşünülüyor.
animizm'e göre doğada sadece insanların değil; bütün varlıkların (hayvanlar, bitkiler vs.) bir canı ve rûhu vardır. şamanlarda da bu düşünce hâkimdir. hıristiyanlık öncesi avrupa'da bu görüş, çok güçlüydü (hayvanlar, ağaç kültleri vb.) aziz francis'e göre karşı çıkan kimi katolikler, onu animist olmakla suçladılar. ama sonuç olarak kilise, bunu reddedip fransiskenler'i onayladı.
animizm, tabiatta ait olan her şeyde, şuurlu bir yaşayış bulunduğunu ileri süren doktrindir. örneğin, ilkçağlarda yahudiler'in gök gürültüsünü "yahova'nın sesi" olarak adlandırmaları, animist bir yaklaşımdır.
animizm'e göre kişinin vücûdunun bir parçası da, onun ruhûndan bir parça taşır. kişinin gölgesi, sudaki aksi, tasvîri de onun rûhunun bir parçasını taşır; çünkü "tasvir ile gerçek aynıdır."
animizme göre ölü, kutsaldır. bu yüzden, onun karşısında kutsal olmayan her türlü işi, çalışmayı durdurmak gerekir. (bugün anadolu'da cenaze haberi alındığında her türlü iş güç bırakılır.) ölüm hâlinde kimi hareketler yapmak, ağlamak, sızlamak, kadınların saçlarını kesmesi, bedenlerine toprak sürmesi, bazen çok uzun süre konuşmayarak yas tutması gereklidir.
kişilik-üstülük, sadece bedende değil onun attığı salgılar, saç, tırnak, sperm, idrar gibi bütün atıklarında da bulunur. onun için bu atıkların kötü niyetli bir başkasının eline geçmemesi için herkes bunları saklar. hatta bazen buna ayak izi bile eklenir. kişinin gölgesi, sudaki aksi ve resmi, kişiliğine dahil nesnelerdir. bu nedenle hemen tüm ilkel toplumlarda insanlar, resimlerinin yapılmasına karşı çıkarlar. hatta insanın ismi bile bu listeye dâhil olabilir. bazen giysi de kişiliğe ait sayılır.
animizmin başlangıcı, ruhun öldükten sonra varolduğu düşüncesidir. zamanla sadece insanın değil, hayvanların ve bitkilerin de rûhları olduğuna, bunların da insanları iyi-kötü yolda etkilediğine inanılarak, bunlara da tapılmaya başlanmıştır. böylece, önce atalarının ruhlarına tapan insanlar, daha sonra doğaya tapmaya başlamışlardır. her nesnede ruh olduğuna inanılmasıyla, insanlarda canlı-cansız ayrımı kalkar.
maddi alemin dışında, manâ alemi düşüncesini geliştirmişlerdir ki mistik yan budur. bu insanların ibadetlerinin amacı; manâ ile temasa hazırlıksız oldukları zaman, kendilerini ondan korumak ya da hazır oldukları zaman manânın daha fazlasını benliklerinde tutmaktır.
rahip, manâya tamamen sahip olan kişidir ve bunu istediği gibi kullanabilir. tapınak ise manânın büyük miktarda toplandığı yerdir.
mistik kuvvetler, doğada da vardır ve insan bunlara hakim olabilir: bir takım sözler söyleyip, danslar edip, değişik karışımlar oluşturarak ya da bazı ufak heykelcikler yaparak işte büyü buradan doğmuştur.
salomon reinachia göre büyü, animizm'in tekniği ve stratejisidir. bazı nesnelerde büyülü bir kuvvet vardır; felaketi kovar ve mutluluk getirirler. büyünün iyi tarafı (rahipler yapar) ve kötü tarafı vardır (büyücüler yapar).
bu inanışa göre, resmin, heykelin, dansın, müziğin, bütün güzel sanatların ana kaynağı doğrudan doğruya veya dolaylı olarak animizmdir
var olanla yetinmek gibi bir derdi olmayan insanoğlu, bu inancında farklılaştırılmasında önayaklık etmiştir. totemcilik çevrede olup bitenlere anlam yetiştirmekte zorlanınca, ölmüş birey ruhlarının dolangıını düşünmeğe başladı. bu bir takım ruhlar beraberinde animizmi getirdi. animizm çürüyüp gitmeyi yok sayar. bu bağlamda metapşişik öğelerle içli dışlı olması hasebinden, büyücülük uğraşısının da, miladıdır. beşeriyet tarihinin rastladığı ikinci dindir.
ilk varyantlarında, fetişizm kavramı da, animist öğretiyi tanımlamada kullanıldı. bu sözü, zencilerin parapiskolojik objelerine göz gezdiren, portekizli leventler, kendi dillerindeki "feitiçio" sözcüğünden esinlenerek elde ettiler.
(Ruha tapma) Kimi sosyologlara göre ilk din olarak kabul edilir. Toplumun ata ruhlarının başka bir dünyada yaşadıklarına ve bu dünyaya müdahale ettiklerine inanılır.
insanların ve nesnelerin ruhlar tarafından yönetildiği inancına dayanan ilkel dinsel görüş. ilkel kavimlerin dinsel inançlarına verilen bilimsel ad. ilkel insan, işleyişini kavrayamadığı olayların karanlık güçler tarafından yönetildiği duygusuna kapılır. Bilim ilerledikçe, insanlar doğaya egemen olmaya başladıkça, animizm de yerini çok tanrıcılığa ve giderek tek tanrılı dinlere bırakmıştır. Günümüzde Asya, Afrika ve Avustralyada, Büyük Okyanustaki adalarda yaşayan bazı ilkeler kavimler bu inançla yaşamaktadırlar. Sayıları gittikçe azalmakla birlikte, yüz milyonun üstünde animist olduğu sanılmaktadır
piagetnin bilişsel gelişim kuramında işlem öncesi dönemde görülen kavram.çocuk cansız varlıkları canlı ya da canlı varlıkları cansız sanabilir.örnek olarak bi kız çocugunun oyuncak bebeğine yemek yedirmesi yere düşünce ağlaması verilebilir.ya da rüzgar nasıl oluşur? sorusuna çok uzakta çok büyük bir amca var o üfleyince rüzgar oluşur gibi cevaplar verebilir.aynı zaman da bi canlıya cansızmış gibi davranabilir.bi kediyi hırpalayabilir, cansız sanıp ona urabilir.
çocukların işlem öncesi dönemde cansız nesnelere canlıların özelliklerini yüklemesidir. animizmi görünce insan duraksıyor nasıl ya diye ancak daha sonra çakıyorsunuz tabii. hep sınav stresi bunlar. (bkz: kpss ye sayılı günler kalması)