şimdi her anime aynı degil, birinin yaptıgını ötekine yıkmayalım.
pkklı animelerin anasını sikeyi mfakat diger animeler kardeşimizdir sunu unutmayalım ki doguda barınan anımelerın asılmıle olmus halı yanı kan bagımız var.
otaku da kutsal yurdumuz olan ötüken den türemiştir. bunları atlamayalım.
code geass ile bu evrenin açılışını yapmış bulunmaktayım.
teknik olarak japonları severim. tarihlerine ve kültürlerine bağlı kalmaları dünya milletlerine örnek teşkil ediyor. bir diğer örnek oldukları yer ikinci dünya savaşından iki atom bombası yiyerek yenik çıktıktan sonra yaptıkları atılımlar. adamlar kendilerini değiştirmeden geri kalan her şeylerini değiştirdiler. insani kıstaslar bakımından da hayran olunası bir millet.
bunun kullandıkları dil ile ilgisi olduğunu düşünüyorum ama bunu detaylıca anlatmaya üşeniyorum.
japonca japonyadır. japonun hayal gücü ise anime evreninde saklıdır diyerek bitirebilirim sanırım.
bir insan nasıl dizi izlemekten zevk alıyorsa aynı şey anime için de geçerli. ikisinin de çeşitli türleri*** var. ikisinde de season ve episode sistemi var. ikisinin de fanatiği ve normal izleyicisi var. tek farkı biri gerçek diğeri animasyon*
çocuk işi diyenler, hayatında bir kere bile anime izlememiş gerizekalılar.
mesela death note. bu animeyi gidin küçük bir çocuğa izletin çoğu şeyi anlamaz. çünkü senaryonun işleniş biçimi ve diyaloglar ona ağır gelir.
mesela shingeki no kiyojin. bu animeyi çizgi film çağında olan 6-10 yaşındaki bir çocuğa izletseniz o kan fışkırtmalı , kafa kopartmalı sahnelerin etkisinden kolay kolay çıkamaz.
demek istediğim yaş kitlesi büyük olan bir sürü animenin var olması ve kimilerinin bunu yedirememesi. ha bak ben size çocukluğumuzun japon "çizgi filmlerini" sayayım : yugi-oh , pokemon , beyblade , naruto original , bakugan, dragonball falan diye gider böyle.
Son zamanlarda tam bir görsel şölen olmaya başlayandır. Bazıları o kadar duygu yüklüdür ki trajikomik bir şekilde saatlerce hıçkıra hıçkıra ağlamanıza neden olabilir.
En son izlediğim kimi no na wa animesindeki o güzel çizimlerin ve hikayenin ağırlığından hala kurtulamadım.
opening ve endingleriyle yeni şarkılar keşfedilen insanı çok farklı ve uçtaki duygulara yarım saat içinde ulaştıran oluşumdur. En başta eleştirir sonra bağımlısı olursunuz .o 25 dakikalık videoları izlemek için internet kotasını doldurur telefonunuzu anime karakterlerinin resimleriyle donatırsınız, hatta çizmeye bile çalışırsınız . Kim ne derse desin anime diyince akan sular durur. Yeni bölümleri geciktiren fansublara ve çevirmenlere hiç kimseye sövmediğiniz kadar söver animeyi izlerken şekilden şekle girersiniz. Hatta çoğu zaman bir şeyleri kırar veya bir yerden düşersiniz. Tüm bu çilelere rağmen yinede vazgeçemez anime izlemeye devam edersiniz.
(bkz: anime izleyen insan tatlılığı) https://galeri.uludagsozluk.com/r/1524866/+
Kesinlikle çizgi film değildir. Çizgi filmler çocuklara hitap ederken, animeler her yaş kitlesine hitap edebilmektedir. Aralarındaki en büyük fark yaş farkıdır.