animal farm

entry113 galeri5
    113.
  1. Harika bir kitap. Herkesin okumasını tavsiye ederim. Dikta rejimlerinin fotoğrafını çekmiş adeta.
    0 ...
  2. 112.
  3. Öncelikle kitabı anlamak için biraz tarihten bahsetmezsek olmaz. Marx sayesinde komünizm yayılmaya başladı ve komünizme yakın olan devletler Avrupa’nın ve Amerika’nın korktuğu Rusya ile yakındı. Bu nedenle özellikle ingiltere ve Amerika komünizm karşıtı bir görüş benimsiyordu ve Rusya’nın müttefiklerinin çoğalmasını kesinlikle istemiyorlardı. Hatta 2. Dünya savaşından sonra Amerika bir çok yardım yapmıştır komünizmi engellemek için.
    (bkz: Truman doktrini)
    (bkz: marshall planı)

    Bu nedenle halka her zaman komünizmin kötülüğünden bahsedilmiş, onların nasıl yoksul ve kötü olduğu anlatılmış Lenin ve Stalin de yaptıklarıyla bu görüşü desteklemişlerdi.

    Zaten yöneten bir sınıfın olduğu durumlarda eşitlik pek de mantıklı ve adil değildir.

    Samuel Beckett bu durumu şöyle ifade ediyor.

    Her insan eşittir ama bazıları daha eşittir.

    Velhasıl, yapıt ingilizlerin komünizm düşmanlığının roman bazındaki başat bir eseridir. Komünizmin çelişkisini anlatmış ve gücü elinde bulunduranların insanları nasıl manipüle ettiğini güzel bir şekilde göstermiştir.
    0 ...
  4. 109.
  5. sosyalizm bağlamında anlatılsa da bütün siyasi sistemlerin eleştirisidir. bütün siyasi akımlar, hareketler devinimini, ruhunu kaybettikçe karşı çıktığı şeye dönüşmesi kaçınılmazdır. devlet tiyatroları tarafından da oynanmış tiyatro uyarlaması da çok başarılı bir oyun olmuştu.
    0 ...
  6. 108.
  7. Hayvan Çiftliği, (orijinal adıyla Animal Farm) George Orwell'in mecazi bir dille yazılmış, fabl tarzındaki siyasi hiciv romanı. Roman ilk olarak 1945'te yayınlandıysa da asıl ününe 1950'lerde kavuştu. 1996'da ise geçmiş tarihler için verilen Retro Hugo Ödülü'nü 1946 senesi için aldı.
    Roman, Stalinizmin eleştirisidir. Totaliter rejimlere karşıt bir solcu olan Orwell, romanında SSCB'nin kuruluşundan itibaren meydana gelen önemli olayları kara mizah yoluyla ve mecazi bir dille anlatır.
    Hayvan Çiftliği çok yankı uyandırmış ve olumlu eleştiriler almıştır. Bir Stalinizm eleştirisi olmakla birlikte, II. Dünya Savaşı yıllarında müttefiklerini kızdırmak istemeyen ingiltere'de sansüre uğramıştır. Romanın çizgi filmi çekilirken konusunun CIA tarafından değiştirildiği iddia edilmektedir.[1] Roman 1999'da bu kez konusuna daha sadık bir senaryoyla filme çekilmiştir.
    Hayvan Çiftliği, Pink Floyd'un Animals albümüne ilham kaynağı olmuştur.
    "Hayvan Çiftliği" Türkiye'de ilk kez 1954 yılında o zamanki adı Maarif Vekâleti olan Millî Eğitim Bakanlığı tarafından Halide Edib Adıvar'ın Türkçe çevirisiyle bastırtılmıştır. 1966 yılında da kitabın ikinci baskısı yapılmıştır.[2]
    Romanın ingilizce versiyonu 1970'li yıllarda Türkiye'de yabancı dille eğitim yapan devlet okullarında (Maarif Kolejleri) ingilizce derslerinde okutulmuştur.
    Romandaki karakterler[değiştir | kaynağı değiştir]
    Koca Reis (domuz): Hayvanlara mutluluk ve barış dolu bir dünya vadeder, insanların çiftlikten kovulmasını ister. Karl Marx veya Vladimir Lenin'e benzer.
    Snowball (domuz): Hayvanlara okumayı öğretir, bir değirmen yapılması taraftarıdır. Lev Troçki'yi temsil eder. Napolyon değirmene önce karşı çıkar, Snowball'u çiftlikten kovduktan sonra ise değirmenin yapımını ister. Başa gelen her kötü olaydan Snowball'u sorumlu tutar.
    Napolyon (domuz): Köpekleri eğitir ve bir polis gücü haline getirir, Snowball'u çiftlikten kovar, insanlarınkinden daha baskıcı bir yönetim kurar. Josef Stalin'i temsil eder. Kitapta Hayvanizm olarak anılan Marksizm ve Leninizm'den kesin olarak dönüş yapar.
    Bay Jones (insan): Çiftliğin eski sahibi. Son Rus çarı II. Nikolay'ı temsil eder.
    Bay Frederick (insan): Düzenli bakılan komşu çiftliğin sahibi. Adolf Hitler'e benzemektedir.
    Bay Pilkington (insan): Winston Churchill'e benzemektedir.
    Moses (kuzgun): Din adamlarını temsil eder.Bay Jones'un evcil kuzgunuydu.ihtilal olur olmaz kaçmış ve sonra geri gelmiştir.Hiçbir iş yapmaz ve hayvanlara gökte bir hayvan cenneti "Balbadem Diyarı" vadeder.Domuzlar bunları yalanlasa da çiftlikte kalmasına ve içki içmesine izin verirler.
    1 ...
  8. 107.
  9. son zamanlarda hem çok gülerek hem de çok hüzünlenerek okuduğum bir bir kitap oldu animal farm. okumayanlara mutlaka tavsiye ediyorum ve okuyanlara da günümüz siyasetiyle bir kere daha okumalarını öneriyorum.

    ilk başta şunu söylemem gerekir ki kitap bu komünizm yergisi mi yoksa totaliter rejimlere bir taşlama mı, bu bazen kitapın asıl anlatmak istediği derdin önüne geçiyor. ben çok kısaca şöyle anlatmaya çalışıyım; kitap bence otoriter rejimlere genel bir çatış amacı taşıyor. belki dönemin özelliklerinden belki de yazarın şahsı hayatında hayal kırıklığının daha fazla yer etmesinden dolayı komünizm daha fazla pay alıyor. yazar bana sorarsanız bir ayrım gözetmiyor. yani bütün sistemler eşittir. tabi bazıları daha eşit olabilir. kitabın ilk 30 40 sayfası olabildiğince komünist jargon içeriyor. bu arada, kitabın önsözünde yenilen spoiler yanında bu bir hiç ve yazı boyunca önemli derecede bir spoiler vermeyeceğimi şimdiden söylemek istiyorum. her neyse konuya dönersek; emek gücünden vurgu, insanın üretmeden tüketmesi, bunun bir doğa yasası olmaması, hayvanların kaybedecek postundan başka bir şeyinin olmaması gibi güzellemeler doğrudan doğruya komünizme atıflar. ama sayfalar sayfaları kovaladıkça yazarın karşısına aldığının esas olarak hayvanlar metaforuyla komünizmi, komünizm nispetinde de aslında tüm katı diktatöryalar olduğunu anlıyorsunuz. buralara fazla takılmadan kitabın incelemesine geçmek istiyorum. ama ondan önce de karakterleri günümüz türkiyesiyle özdeşleştirmek mümkün;

    napolyon: rte
    squelar: yandaş medya
    snowball: fetö
    boxer: gariban, çalışkan ama bilgisiz halk
    moses: gericiler
    mollie: tatlı su solcusu ya da belki ekşiciler
    köpekler: polis
    jones: eski düzen, eski hükümetler ( özellikle squelar her sıkıştığında "o günleri unuttunuz mu demesi" ile rte'nin her sıkıştığında "biz o ekmek kuyruklarını çok iyi biliriz" demesi arasında tüyler ürpertici bir benzerlik vardı.)
    insanlar: "dış mihraklar"

    eğer kitabı günümüz türkiye özelinde anlamaya çalışırsak karakterlerin üç aşağı beş yukarı böyle olacağı söylenebilir. ama esas benzetmelerse karakterlerden ziyade yaşanan olaylarla ilgili oluyor. yani kitapta öyle bir olay oluyor ki gerçekten aynısını yaşadığımızı anımsıyoruz. --- spoiler ---
    yel değirmeni meselesi chp'nin bikaç seçim önceki asgari ücret teorisiyle birebir aynı bir olay olması insanı çok değişik duygulara gark ettiriyor.
    --- spoiler --- nasıl diyorsunuz, nasıl 70 sene önce çok farklı bir coğrafyada hüküm süren bir idareyle bugünkü olaylar aynı olabilir. gerçekten hem bir keyif aracı olması hem de günümüzü bir parça daha iyi idrak etmek için mutlaka okuyunuz. imkan varsa eş dosta okutup üzerinde beyin fırtınası yapılması önerilir.

    kitaptan çok güzel alıntılar yapmak mümkün ama yazının başında spoiler vermeyeceğime sözverdiğimde yalnızca bir tanesini burada yazmak istiyorum;
    "napolyon her dönem üretim planlamasında hata yapmıştır ve yiyecekler her seferinde azalmıştır. squelar ise hayvanlara üretimin %100 %200 %300 arttığını söylemektedir. hayvanlar ise (başta boxer yani işçi emekçi halk tabakası) bu rakamlardan fazla bir şey anlamamaktadır. hayvanlar sadece artık daha az rakam dinleyip daha çok yemek yiyecekleri zamanın ne zaman geleceğini merak eder olmuştur. "

    yanisi dostlar beygirler ve diğer akılsız hayvanlar bile bir zaman sonra edward palmer thompson'ın ingiliz işçi sınıfı oluşumu'na benzer şekilde sömürüklerini o ya da bu şekilde farketmelerine, uyutulduklarına dair kafalarının en ücra köşelerinde dahi olsa bir şüphe barındırmalarına rağmen bugün bizim ülkemizdeki insanların hala daha en ufak bir kuşku dahi duymaması da kitabın benim için çarpıcı bölümlerinden oldu.
    2 ...
  10. 106.
  11. Benjamin'in "biliyorum ama söylemem" havaları beni deli etti. Tıpkı bizim aydınımız gibi halkı (hayvanları) uyarmayan kişilik.
    1 ...
  12. 105.
  13. halide edip adıvar çevirisi aşırı derecede ağırdır. kitap çok sert bir şekilde sosyalizmi eleştirmekle birlikte çiftliğin yönetimindeki her hayvan rus siyasetindeki liderleri temsil eder. animasyon filmi de mevcut.
    0 ...
  14. 104.
  15. FRANSIZ baskısında Napolyon karakterinin adı cesar olarak geçer. Sanırım fransızların kafalarında Orwell in istediğinden başka bir şeyler canlanmasın diye.
    1 ...
  16. 103.
  17. okunması gereken güzel bir george orwell eseri. Evet.
    5 ...
  18. 102.
  19. Kitapda ki napolyon karakteri stalin, snow ball karakteri ise troçki yi simgelemektedir.
    0 ...
  20. 101.
  21. george orwellın müthiş eseri. kitapta stalin dönemi ağır bir şekilde eleştirilir. bu yüzden dönemin tarihini bilmeden okumak pek bir şey katmayabilir.

    --spoiler--
    bütün hayvanlar eşittir, ama bazıları daha eşittir.
    --spoiler--
    2 ...
  22. 100.
  23. george orwell'in muhteşem romanlarından bir tanesidir. bazıları için fabl'dan öteye gidemeyebilir, oysa içerdiği mesajlar, tasvirler çok canlıdır. Herkesin mutlaka okuması gereken romanlar arasındadır. Siyasete ilgi duyan, o ve ya bu partinin fanatikliği yapanların her şeyi kenara bırakıp okuması gereken bir bakıma da günümüz dünyasına ayna tutan eserdir. 1984 ile paralel denilebilir.
    1 ...
  24. 99.
  25. bir kaç ayda bir okunma gereği uyandıran muhteşem eser.

    daha iyisi için;

    (bkz: 1984)
    0 ...
  26. 98.
  27. muhteşem bir kitap. kitap yazıldığı dönem itibarı ile her ne kadar stalin eleştirisi olduğu savına uygun düşsede, her devrin ve her sistemin eleştirisi olmaya müsait. önce kitapla ilgili bir özet yapalım:
    --spoiler--
    ayyaş bir sahibi ve sahibinin ayyaşlığı ve aymazlığı ile yüz bulmuş tenbel ve işbilmez çalışanları olan bir çiftlikte başlıyor hikaye. çiftliğin en yaşlı ve en akıllı hayvanı olan domuz bütün hayvanları topluyor ve onlara hayvan ayaklanmasından bahsediyor. insanların hayvanları çalıştırdığı ancak haklarını vermediği, emeklerini sömürdüğü... gibi gibi şeylerden bahsedip çiftliğin yönetiminin ele geçirilmesi gerektiğinden bahsediyor. yaşlı domuzun ölümünden kısa süre sonra hayvanlar aç bırakıldıkları bir akşam isyan ediyor ve insanları çiftlikten kovup yönetimi ele geçiriyor. ilk zamanlar insanların yaşam şekli yasaklanıyor. (evde yaşanmayacak, içki içilmeyecek, yatakta yatılmayacak...) ancak direnişin lideri olan domuzlar günden güne iktidarın nimetlerine alışıyor ve yetiştirdikleri köpeklerin korkutucu gücünü de kullanarak sefa sürmeye, hayvanları eskisinden bile beter ezmeye başlıyor. kitaptaki bütün hayvanlar toplumun belli bir sınıfını temsil ediyor. mesela hiçbirşeye karışmayan ve devrimin en baştan destekçisi olmayan ama kılını dahi kıpırdatmayan eşek sanırım aydın kesimin temsilcisi. domuzlar tabiki iktidarın başını, köpekler kolluk gücünü, güçlü ve çalışkan at halkı (proloterya diyelim) baş domuzun kararlarını diğer hayvanlara bildiren ve durmadan baş domuzu öven diğer domuz yandaş medyayı sembolize ediyor diyebiliriz. hasılı kelam özgürlük ve eşitlik için isyan eden hayvanlar insan iktidarı dönemine göre bin beter bir düzenin kölesi olup ezilmeye devam ediyor. sözüm ona eşitlik için devrim yapan domuzlar ise başta yerin dibine soktukları insanlarla birlik olup sefa sürmeye başlıyor.
    --spoiler--
    kitabı günümüz türkiyesi bağlamında değerlendirirsek; ezilmiş ve sindirilmiş muhafazakar kesimin oylarıyla iktidara gelen hükümetin kitapta domuzların yaşadığı dönüşümü yaşadığını gözlemlemek hiçte zor değil.
    1 ...
  28. 97.
  29. tıpkı bugünleri anımsatan okunası eser.
    1 ...
  30. 96.
  31. george orwell'in en az 1984 kadar bilinen ünlü romanı. roman dedim, aslında roman değil, bir peri masalı.
    "dışarıdaki hayvanlar, bir domuzların yüzlerine, bir insanların yüzlerine bakıyor; ama birbirlerinden ayırt edemiyorlardı."
    2 ...
  32. 95.
  33. Hakan Günday bir konuşmasında, bazen bir cümle söylemek için yüzlerce sıkıcı cümle yazmak zorunda kalabilirsiniz, demişti. Bu kitapta o cümlenin ne olduğu aşikar. Ama diğer cümleleri okumak da çok keyifli. Felsefesi olan kitapların akıcı olması beklenmeyebilir. Hayvan Çiftliği ise aksine akıcı bir dille yazılmış. Kitabı okumayan üzülsün bence. Gitsin ağlasın.
    0 ...
  34. 94.
  35. haddinden fazla biryerleri hatırlatan kitap.
    1 ...
  36. 93.
  37. 92.
  38. orwel'in bir solukta okunası kitabı. hala okumayan varsa tavsiye olunur. başa seçerek getirdiklerimizin bizi ayakta nasıl uyuttuklarını anlatır orwel. onlar deveyi hamuduyla yutarlarken bizim karnımızı nasıl doyurmaya çalıştığımızın ironik hikayesidir okurken insan kend,ni aptal yerine konulmuş hissediyor..
    0 ...
  39. 92.
  40. Orwell in unlu kitabi 8 . Siniftayken animasyon filmini izlettirmisti ortmenimiz .
    2 ...
  41. 91.
  42. bir reel sosyalizm eleştirisi olan bu kitap george orwell'in en ünlü ikinci kitabıdır. alt başlığı bir peri masalı olan bu eser, küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değildir elbette; ama roman bir masal anlatımıyla yazılmıştır.
    1 ...
  43. 90.
  44. kapak tasarımıyla şeker gibi görünen, "all animals are equal but some animals are more equal" temelinde eleştiri sunan george orwell kitabı.
    0 ...
  45. 89.
  46. kolay okunan, basit anlatımlı bir anti propaganda kitabı. orwellin temel aldığı argüman, weberin bürokrasi kritiğine benzerlik gösterir.

    kitap sovyet sosyalizmini sert bir şekilde eleştirir. bu pek de şaşırılacak bir durum değildir çünkü katıldığı ispanya iç savaşından beri süregelen bir sovyet düşmanlığı vardır orwellin.

    haklı mıdır derseniz, belli noktalarda çok da haklıdır orwell. sovyet sosyalizmi, stalinin elinde tam bir bürokrat diktatoryası haline gelmiştir. o dönemde 20 milyonu aşan sayıda bürokrat olduğu düşünülmektedir ülkede. ülkenin ekonomik verimsizliği de göz önüne alındığında bu rakam korkunçtur.

    neticede okunması gereken bir kitaptır. zaten bir günde okunabilecek bir kitaptır da.
    0 ...
  47. 88.
  48. Bugun okumuş olduğum George orwell, gerçek adıyla eric arthur kitabidir. Efsane bir kitaptir gercek yuzunu gorebilirseniz eger.
    Spoiler degil, genel anlatim;
    Beyler ciftligi hayvanlari koca reisin ruyasi uzerine bir hevese kapilirlar; kendi kendilerinin efendisi olmak! Nitekim zorda olsa gercek olur. Sosyalizmi kurmaya calisan hayvanlar, bir sure sonra bunun ise yaramadığını, her duzende zeki de olsa aptal da olsa birinin yonettigini, digerlerinin agzina bali hafiften çalıp idare etmesini isteyen birilerinin oldugunu anlatir. Kitap, reel sosyalizm ve Stalin e taslama yapmaktadir.
    Okumanizi, sosyalizim hakkinda bir fikrinizin olmasini isterim. Nitekim, gecmisten de olsa gercek bir olayi bizlere sikmadan anlatmaktadir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük