Uzar uzar gider, çünkü hiç sonu yoktur yolların.. Bazen şöyle bir hafta gezeyim, kafa toplayayım diyorum. Tabi sadece düşünce, uygulama bir çay ocağında ya da bir dost meclisinde son buluyor. Bir yere alıp başını gitmek o kadar da kolay değil be.
gitmeyi bir kurtuluş sanan yazarlarımıza , gittiği yere
kafalarını da
kendilerini de götürdüklerini hatırlatırım.
gidince hiç bir şeyin değişmeyeceğini ,
hayalini kurdukları yaşamı asla bulamayacaklarını ,
hatta aksine sırf yer değiştirdikleri için
alışma süreci gibi sıkıntılarla dertlerinin katlanarak artacağını da ekler ,
gece gece morallerini bozmayı da görev addederim.
bir de dönüşü var ki bunun , burada bahsetmek bile istemiyorum.
Gidesiniz gelir bazen çok uzaklara kimsenin sizi bulamayacak yerlere ama dönüp bakarsanız ardınıza sizi seven insanlara birden vazgeçersiniz fütursuzca kayıp giden yıllarınıza evet bugün de yozgattayız efendim.
bazen aniden bastırsa da uzun zamandır içimde var olan istek. başımı otobüsün camına yaslayıp, kulaklıkla yolculuğa uygun müzikler dinleyip (dertlenmeye hiç niyetim yok tabii ki pozitif enerji veren müzikler olmalı) basıp gitmek ve döndüğümde yepyeni, içi dışı pırıl pırıl olmuş bir insan olmak istiyorum. bu aralar çok defterin sayfasını kapattım. tozları üstümde kaldı, silkelesem geçecek.
Aniden kaykayimla yaptigimdir. Ancak yola ciktiktan sonra guzide semtimizin boktan yollari sebebiyle dustukten sonra "Senin neyine lan uzun yol" dememle sonlanir kendileri.
Geçen sene 5 arkadaş karavan kiralayıp istanbuldan yola çıkıp, Karadeniz, Doğu Anadolu, güneydoğu, iç Anadolu, Akdeniz ve Ege yaparak Trakya tarafından yine istanbul'a geri dönmeyi planlamıştık. Toplam 1 ay sürecekti bu gezi. Bende tüm planlarımı buna göre ayarladım ancak son haftalara yaklaştıkça herkeste kopmalar ve vazgeçmeler oldu, sonuç olarak ben tek kaldım, tek başıma da çivi hayali yapamazdım tabi.
Ancak bu plan hep aklımda, hep yapılmayı bekliyor. Birgün sevgilim ve arkadaşlarımla böyle uzun yollara çıkacağımı hayal ediyorum hep.
Benden hiç gitmeyen bir duygudur.
Ne zaman boş bir günüm evet -bir-günüm olsa onu nasıl renklendirebilirim diye düşünür gitmediğim veya gitmeyi çok istediğim yerlerin arasından birini seçer uçak biletimi alırım.
Uzun olmasa bile ankarada tek tük orman içinde kalmış sonu gölete çıkan yollar var. Eymir falan değil. ismini bile duymadığınız göletler büyük ihtimalle. Gece yarısı kafam bozulunca gidiyorum. Biraz yol yapıyorum (90-100 km) göl kenarında bagajımdaki kamp oturağını açıp, termosta götürdüğüm veya semaverde demlediğim çayı içip dönüyorum sabahın ilk ışıklarında.