günden güne içimde daha da çok yer eden his.
her şeyi, herkesi arkamda bırakıp, bilmediğim başka bir şehre gitmek. belki de orada yeniden, farklı bir birey olma için bir şans. bir yanım diyor ki, niçin duruyorsun burada, istediğin bu değil. diğer yanım bekle diyor, belki her şey düzelir...
Gelmesi ani olsa da oluşması bir hayli zaman alan istektir. Gelişi ani olduğu gibi yarattığı aydınlanma da son derece kısa sürer. Zira çoğumuz ne yaşadığımızın farkında olamadan yaşadığımız için bu tip ani isteklerle karşı karşıya kalıyoruz. Ancak hayatın bizi yaşatmayan noktalarına o kadar kök salmışız ki, yeni bir toprak bulamayacakmışız gibi bir hisle bu ani gelen isteği morga kaldırırız. Nasıl bilirdin isteklerimizi muhsin?
Zaman zaman hissedilse de, mantığın ve bizi kıskıvrak sahiplenmiş onlarca unsurun devreye girmesiyle sönmek zorunda kalan istektir.
istersiniz, kıvranırsınız o dürtüyle ama gidemezsiniz, prangalarınız izin vermez.
Ya da arkanız yokluğunuza tahammül edemeyecek sevdiklerinizle doludur.
En iyisi mi, bırakıp gitmeden, küçük küçük geliş gidişler yapmak, her şeyi çok zorlamadan.
Nefes almak önemli, en derin ve size iyi gelen nefesleri almayı ihmal etmeyin!
Yaşam bir gündür, o da bugündür!
insan kendini bırakıp nereye gidebilir? yoksa nerede değilsek orada mı mutluyız. uyanmanın bedeli serapları fedadır. feda. kim için ne için. sebepler sebep değil. gitmeler gitme değil. çün sağlam gideceksin. öyle yarım yamalak olurmu. olursa alışıldık bir şey olur. piç olur. yorgunum. evet yorgunum. gidemeyişimden. ölemeyişimden. beni boğan bağlardan. iflah olunmaz bilirim. ama bazı bedeller ödemek gerekiyor. uyanmanın bedelleri serapları fedadır. evet.
Son 1 yıldır ara ara yoklayan bir istek. Bazen birkaç aylığına da olsa, nefes alabilmek adına yabancı şehirlerde, yabancı yüzlerde, başka dünyaların ve başka hayatların var olduğunu görmek gerekir.
Kanın deli akmasından mı yoksa macera aramaktan mı bilmem ama bazen gerçekten her şeyden sıkıldığını farkediyordu turbanlı morty. Şanslıyım ki iş durumundan dolayı kısa bi zaman sonra bu isteği gerçekleştirebilirim. Tabii yanıma Rick’imi de alarak.
Yırtık dondan çıkıp,
çıktığı gibi geriye çekilen istek. Ben derim ki bize tc kimlik nosunu verdiklerinden bu yana damgalandık. Varlığımız tamamiyle zapturabt edilerek pasifize edildi. Her şeyi bırakıp gitsen bile tek kuruş alacağı var ise devletin; peşine takılacak, tek kuruş için bin lira harcayacaktır. Esasında buraya başka bir şey demek için geldim de insan başlığı görünce bir an kendi konumuna ve biçareliğinden dem vuruyor.
-Şüphesiz ki yazar ne yazarsa yazsın döner dolaşır kendini yazar- (günün sözü)
ben buraya niye çıkt... Yok bu o değil. Ben buraya niye geldim? Şunu demek içün: nereye giderseniz gidin, kafanızı emanet edeceğiniz bir emanetçi olmadığı sürece hiçbir işe yaramayacak. Black mirrorca geleceği tasarlayın: gitme isteği nüksediyor. "Emanetçip"e gidiyorsunuz. Sözleşme imzalayarak, zihninizi kiralık kasaya teslim ediyorsunuz. Zihninize şifre koyup, o arada size gittiğiniz yerde lazım olabilecek birtakım zihinsel aktivite ve hatıraları çipe yükleyerek, canınız çektiğinde bileğinizden okutuyor ve zihninize yüklüyorsunuz. Ne kadar fantastik bir polyannacılık değil mi? hatıranızdan ucubeleri yokluğun kuyusuna atıp hafiflediğinizi bir düşünün!
Aniden gelen aniden gider, demlenmişi geldiğinde gemiler yakılır. Her insan ziyad olabilir ama tarık bin ziyad olamaz.