Yediğiniz bir şeyle ya da havanın güneşli olmasıyla ilgili olabilir. O his bende uyanmıyor geleceği düşündüğümde. Çünkü gelecek hep kötü gelecek. Çünkü bok gibi bir ülkede bok gibi bir dünyada ve çağda yaşıyoruz. insan hayatına dair en trajik şey, küçükken hep büyümek istemesidir. inanın çocukluğuma dönüp orda kalmayı öyle isterdim ki!
Siz de kendinizi kandırmayın, bu dünyada hiçbir şey çok güzel olamaz.
önce insana umut aşılayan bir müzik çalar ardından hemen bir sigara. sonra düşünürsün artık vakti geldi diye bu sefer olacaktır dersin. düşünürsün, gülümsersin keyifle sigarandan duman çekmeye devam edersin. sonra bir bakmışsın müzik bitmiş. birden silkelenirsin kendi kendine. az önce derin umut ve hayalin içinden keyifle çektiğin sigarandan, ne zaman gün yüzü gördük ki bu zamandan sonra görecez diyerek, söverek, umutsuzca son bir nefes daha çekip söndürürsün küllüğe sigaranı. sonra içinden geçer gider bu his.
Bakın bunu dün yaşadım. Dedim her şey leş gibi ama yarından sonra her şey çok güzel olacak.
Uykumu düzene sokucam.
Sağlıklı beslenicem yemek yapıcam.
Spora başlıcam.
1 Gün yaptım. Bu sabah boğazlarım şiş hapşurarak , ateşim çıkmış halde buldum.
Hani her şey güzel olacaktı???
Kader filmini cağrıştırır. Bekirin, pavyonda çalışan kadına "iyi olucaz iyi" dedikten sonra başına gelenleri anımsarım. Umutlanmak ya da umutların bitmesi saniyeliktir, biz de bekir gibi umutlanıyoruz ama sonumuz hep ayni sona bağlanıyor.