incidende tanırdım kitleler suruklemis duvarlara carparak anlattigı oyku. oykunun ilk serisi sozlukdekinden cok daha kisa olmasina ragmen cok surukleyici, serinin 2. sayisi cikacakmis.
sanirim ingilteredeki olaylari anlatacak ve bolca duvara carparak gecen bir seruven.
kitabını tek gecede okudum inci sözlük yazarı. hayat hikayesi beni benden aldı. çoğu noktasında kendimi gördüm, fazla yakın..
ccc angtyus ccc yazmak farz oldu.
tolstoy da oldu ya hay s.keyim böyle edebiyatın ızdırabını! hayatında bir kitap açıp okumamış, geçtim tolstoyu daha kendi edebiyatından bir yaşar kemal, bir reşat nuri okumamış adamlar bu adamı yazarların ilahı belledi amk. popüler kültürün yan etkilerine kendilerini kaptıran bir grup ergen diyeceğim fakat sağda solda görüyorum koca koca okumuş yazmış adamlar bunları okuyor, bunları edebiyat sanıyor.
az önce bir arkadaşımın evine kitabına deng geldim.
bilmiyorum okumaya değer mi ama beni pek açmadı. abartılacak bir şey görmedim.
kitabı belki bizden bir hikaye ama popileritesi balonmuş.*
inci/eksi sözlük günleri ve twitterdan takip ettiğim kadarı ile kendisini yazar, edebiyatçı olarak görmeyen kafasına göre kimselere şirin gözükme kaygısı olmadan takılan bir adamdır.
Yazdığı (anlattığı) hikâyeler muhteşemdir. Sokaktaki adamın gözü ile sokakları anlatıyor sadece. Adam ne kendisinden bir şeyler katıyor ne hayal gücünü kullanıp kalem oynatıyor.
Daha ne olsun?
-vay efendim ben edebiyat okudum da, yok efendi o kadar edebiyatçı varken kitapları okunur mu? Gibi ergen kafası ile eleştirmek (bok atmak için hazımsızlık yapmak) haksizlik bu adama. Adamın zaten böyle bir derdi yok.
Sadece ergenler takip etmiyor ikinci kitabinin arka kapağı yıldızlar geçidi gibi. Gelebileceği en üst noktaya gelmiş koca koca yazarlar, edebiyatçılar, karikatüristler bu adamın okuru. Her şeyi bir tarafa bırak ot dergisi gibi bir mecrada kendisine bir sayfa ayırttırabilmiş bu adam hiç olmayan edebiyat bilgisi ile.
Her şeyden önce gönül adamı lan bu. Alçak gönüllü, mütevazı olmanın neredeyse bokunu çıkarmış. Ümit besen gibi.
bu adama bok atmak ayiptir.
hayatını yasadıklarını unutmak ıcın o pıslık yerde çalışmasıyla,o ıngılız karısından yedıgı sıktırlerle kendı hayatıma cok benzettıgım okurken elımden dusurmedıgım helal be dedıgım yazardır.
dizüstü edebiyat kitapları içinde dili en akıcı olan, yaşadıkları ve aktardıklarıyla insanlara farklı bakmamı sağlayan cesur adam. (bkz: bir apaçi masalı) ikinci kitabını okumak daha nasip olmadı ama en yakın zamanda alıp okumayı düşündüğümdür.
yazılarının bir yerinde, herkesi kendinle yüzleştiren, hayat orospusu olmuş, piçler kralı. Fedai romanı da on numara olmuş. amsalaklığı bırakıp, yazar olabilmiş müstesna apaçi.
bu arkadaşın edebiyat dünyasına sondan başlayınca her şey çok güzeldi. inci sözlükteki kelebekli bir yazarın hikayesini soluksuz okumuştum ve hala böyle seven var mı demiştim içimden. sonra o kişinin angutyus nickli biri olduğunu okumuştum. bunun hatırına twitter dan takip ettim fikirler örtüşüyordu iyi dedim güzel dedim. sonra fedai isimli kitabını okudum çok sürükleyici bolca gözlem barındıran çok gerçekçi bir roman ona da eyvallah. ancak bir apaçi masali 1 i okuyunca son 30 sayfada resmen midem bulandı ya. masum ve acılı bir kadını kaz gibi yolmuş resmen. hayattan intikamımı alıyım derken paralı asker olmuş. tabii yazdıkları kurgu değilse. bu yazdıklarını kadın yazsa neyle damgalanacağını herkes biliyor ama erkek yazınca nasıl da hayatı tesbih yapmış koçum oluyor. gerizekalı gibi bandrollü kitaplarını aldığıma üzüldüm. beş kuruş daha kazandırmayacağıma eminim bu mini çakala.
Ef-sa-ne. Bir Apaçi Masalı 1-2-3-4 hepsini bir oturuşta okutan bir yazar. Kendisi de sözlük yazarı olarak başlamış ve şimdi ortalığı kasıp kavuruyor. Hayatının içine eden kadın Sara JANE'dir. Eğer o kadın olmasa bence şimdi bu adamın kimse yüzüne bakmaz, okuduklarını sallamaz. Fakin vuculayk Kebabman falan muhabbet çok iyidir. Tavsiye edilesice yazardır.