şu aralar chelse fc de forma giyen nicolas anelka'nın müslüman oluşu sırasında yaşadığı esrarengiz olaylar silsilesi ve müslümanlığı adım adım nasıl tanıdığı, ona islam'ı kimin sevdirdiği gerçeğidir.
2000li yıllardı, milenyumun doyasıya kutlandığı herkesin milenyum neşesiyle lale devrini yaşadığı günler... ak parti yoktu o zamanlar. türkiye'nin üstüne güneş gibi doğmamış, metrobüs yapılmamış, türk ve kürt kol kola halaylar çekmiyordu sokaklarda. ben ise o sıralar askerden dönmüştüm iş arıyordum çaresizce. valideciğim o günlerde de yatalaktı, şimdi de yatalak. onun için değişen bir şey olmadı. fakat o zaman ilaçlarını alamıyor, ssk kuyruğunda yatağıyla beraber ilaç sırası bekliyordu. babacığımla beraber iş aradığımız için valideciğimizi, evimizi yapan kişiyi yatağıyla birlikte ilaç sırasında bırakıyorduk. akşamları ssk bahçesindeki büfeden ona sosisli alıyor, nevresimlerini değiştiriyorduk.
taa ki hayatımda karşıma çıkan en iyi insanlardan biri olan pideci rahmet abi ile karşılaşana kadar. işsiz, sefil buna rağmen dindar bir insan olarak hayatımı sürdüren ben, o saniyeden sonra hayatımın değişeceğini hiç aklıma getirmemiştim. pideci rahmet abi ile tanışmış, görüşlerimiz uyuşmuştu. sürekli kıymalı pideleri bedavaya veriyordu bana. neyse bunlar ayrıntı.
asıl konuya geliyorum. pideci rahmet abinin fransa'daki yeğeni rüştü abi, yeni bir eleman gerektiğini ve türkiye'den çalışmak isteyen işsiz ve güvenebileceği bir genç aradığını söyledi rahmet abiye. rahmet abinin ise aklına hemen ben gelmişim doğal olarak. kısaca özetleyeyim. fransa'ya gittim ve ayda 2.500 tl gibi bir rakam geçmeye başladı elime. müslüman olan ecnebilerle tatlı şakalar yapıyorduk birbirimize. herkesin derdine çare buluyor, çocuğu yaramaz olan fransızlara ahlak dersi veriyordum. sakatları iyileştiriyor, garibanın derdine çare buluyordum. bu ünüm fransa'da kısa sürede yayılmıştı.
kaldığım evin yakınında bir kamp varmış. dünyaca ünlü bir takım gelmiş. o sıralar anelka hangi takımdaydı inanın bilmiyorum. fakat teknik ekibi anelka'nın huysuzluğundan yakınıyor, onu nasıl kullanabilirizin peşindelermiş. bir şekilde bana ulaştılar ve onlara bir pansiyonda randevu verdim. genç anelka'yı da ilk kez dünya gözüyle orada gördüm. derdi vardı çocuğun besbelli. yani bu çocuğun içine ya cin kaçmış, ya da ecnebi ya ondan huzursuz oluyor dedim. anında teşhisi koydum arkadaşlar. ben çok zeki bir insanım. taa o zamanlar 5 sene sonra kendimi nerde gördüğümün cevabını verebiliyordum kendime.
teknik ekip anelka'nın dertlerini anlattı ve çözüm bulmamı istedi. öncelikle bu futbolcu kardeşimizin müslüman olması gerekli. çünkü ben öyle ecnebi duaları bilmem, ki zaten bu saçma şeylerin tesiri yoktur. huzur islam'da dedim. bizi yalnız bırakın arkadaşlar, anelka ile beraber olmak istiyorum yalnızca diyerek teknik ekibi odadan çıkardım. anelka ile odada başbaşa beraber olduk. müslüman olmalısın, bu dertlerden ancak müslümanlık kurtarır seni dedim.
o da razıymış ki hemen dertlerini anlatmaya başladı;
sen güzel bir abiye benziyorsun, sana her konuda güvenmek istiyorum. içimdeki çığlıkları aslanlar duysaydı, onların bile ödleri kopardı. abi ben kısaca derdimi söyleyeyim; Hayatı bana zehir eden düşüncelerden kurtulmak, akıl oyunlarından, deli saçmalıklarına varıncaya kadar soyutlamak istiyorum kendimi. bunun içinde müslüman olmak istiyorum dedi.
kelime i şahadet getirmeye başladım. bunun ardından anelka;
gelin secde edelim ve rukuya varalım; bizi yaratan Rabbin önünde diz çökelim diyerek hüngür hüngür ağlamaya başladı. kafasını göğsüme yaslayarak, geçecek bunlar diye teselli etmeye başladım. içindeki şeytan onu engelliyordu. sonunda onu müslüman yaptım ve ondan sonraki ilk sözü;
karanlık benim içimdeymiş. yüce hbbia sana şükürler olsun. beni bu karanlıktan kurtarıp ahlaklı bir insan yaptın dedi ve dedikten sonra onları yolladım.
yıllar sonra onu fenerbahçe'ye ben getirdim! aradım ve nasıl olduğunu sorduğumda;
Müslüman olduktan sonra serin meltemler esmeye başladı yıllarca kavrulmuş yüreğimde. Artık tek bir anı bile ziyan etmek istemiyorum, beni fenerbahçe'ye getir abi!
tabi sonraki yıllar daha da çevrem geliştiği için hemen onu fenerbahçe'ye getirdik.
--spoiler--
kafasını göğsüme yaslayarak, geçecek bunlar diye teselli etmeye başladım. içindeki şeytan onu engelliyordu.
--spoiler--
biraz erotik olmuş ama olsun...
bir arkadaşım vesilesiyle tanıştığım bir çocuk cia in kendisini alıkoyduğunu. sonra onu kendi ekip arabasına değil çocuğun kendi arabasına bindirdiğini. cia elemanlarının arabadan indiklerinde silahlarını arabasında düşürdüklerini gördüğünü. bu silahlarla gecenin ilerleyen bir saatinde bir mekan sahibini vurduğunu sonra silahları denize attığını iddia eden bir çocuk vardı..
şimdi insan neden böyle kendini gösterme çabasını neden kendine verilmiş kazandığı bir hakmış gibi görür..