Küçük bir yaşama sığdırılmış ömrümüz;
Notlar tutmuşuz,''Sakın geç kalma eve erken gel bugün.''
Unutmuşuz derken,her geçen seneden sonra bir mum daha eksiltmeyi
(iyi ki doğdun!)
Ve ikimiz Güz Bahçeleri'nde durmuşuz,o karede gülümserken siyah çerçeve.
Küçük bir yaşama sığdırılmış ömrümüz;
Sığıntı bir koyda demir almayı nasılsa unutmuşuz
(Üzüm bağlarında güzün güzelliğine adını veren gazel)
Boş ver,
Sen bize gökyüzünün sonsuzluğunda ağlarla çekilen yıldızlardan bahset biraz.
Küçük bir yaşama sığdırılımış ömrümüz;
Nefes nefese harman yerinde elimizden kaçıp kurtulmuş,uçurtmanın peşinden koşturduğumuz
(Durdur o anı, geri sar;hiç olur mu?)
''-Keşke'',bir adım ötede bağdaş kurup oturmuş
Şimdi kuş kafesinden hayaller kuran,akvaryumumdaki süs balığı kadar özgür.
Küçük bir yaşam:
Cam şişelerdeki maket gemilere miçoluk edemedim gitti.
Gişelerdeki beklenmedik gecikme,belki beklenenin gelmediğindendir.
Bir şeyler eksik''-anlatamam ama'' sığdırılmış.
Bu sözcük Fransızcaya "anecdote" şeklinde girmiş dilimize de Fransızcadan geçmiştir. Sözlük anlamı, özlü anlatımı olan güldürücü öykü, fıkra, kısa anlatı, kısa öykü, anı niteliği taşıyan küçük olay şeklindedir.
Küçük bir anekdot;
Yahya Kemâl, dostlarından birine:
– Bu akşam yemeği benimle yer misin? Diye sorunca, arkadaşı:
– Hay hay! Der. Çok memnun olurum. Hiçbir mazeretim yok!
Yahya Kemal gülümseyerek karşılık verir:
– iyi öyleyse, bu akşam size geliyorum.