Sen de 1400 senedir Kur'an okuyorsun da neye yaradı?
Veya 5000 yıllık(!) Kürt tarihin var da neye yaradı?
Piyango dan sana milyonlarca lira çıksa gidip Mercedes mi alırsın bir Kürt veya müslüman arabası mı alırsın?
Bu parayla gidip Arabistan da mı veya Erbil de mi yaşamak istersin Miami sahillerinde mi?
Hani derler ya "dinime küfür eden bari müslüman olsa" böyle bir durum.
ömer halisdemir ve fethi sekin gibi vatanı için canını hiçe sayan insanların yetişmesine yaradı.
tabii bunlar uç örnekler. vatan millet hizmeti sadece ölmekle olmaz.
hala hastanelerde işini iyi yapan cerahlar varsa bunu da o anda borçluyuz.
açın 2018 tus sonuçlarına bakın. en yüksek puanlılar cerrahi bölümleri yazmıyor artık. hepsi dermatoloji yazmış. çünkü bunlar andımızla yetişmedi. oturduğu yerde botoks iğnesi yapıp bol para kazanmak varken 3 saat ameliyathanede hayat kurtaracağım diye terlemek istemiyor. bu yüzden kardiyoloji gibi bir branşın puanı artık en düşük puanlıların girebileceği kadar düşmüş durumda. vatana millete hizmet bilinci olmayan en iyiler, yapabilecekken hayat kurtarmayı seçmiyor. aynı şekilde vatana millete hizmet bilinci olmayan vasatlar da "kardiyoloji benim harcım değil. ölümlere sebep olabilirim." diyerek bu alanı seçmekten geri durmayacak tabii. herkes çıkarına bakınca da bu ülke gün yüzü görmez. belki de eskiden 70 üstü puanla olunurken, andımızın yokluğuyla 45 puanla kardiyolog olan bir hıyarın beceriksizliği yüzünden bir yakınınızı kaybedip; medyada görüp o çok kınadığınız insanlar gibi hıyara saldırmaktan hapse düşersiniz.
düşünebilene örnek bol.
andımızın kaldırılma amacı, dini referanslar baz alınarak adım adım mensubiyet duygusunu zihinlerden silmek, sözüm ona 'dünya vatandaşlığı' görüşünü zihinlere kazımaktır. bunları kendi menfaatleri için hayata geçirmek isteyen ( hükmediciler) neler demiş görelim.
bilberg'in hollandalı il başkanı prens bernhard en hayati görevlerini şöyle açıklar.'milliyetçiliğin hüküm sürdüğü ortamlarda, insanlar egemenliklerinin uluslararası güçlü bir organa devrini kabul etmezler. bizim önümüzdeki en hayati görev onları buna razı etmektir'.
insanları egemenliklerini devretmelerine razı etmek için milliyetçiliğin her türlü kötülüğün kaynağı olarak gösterilmesi gerekir. bu nedenle milliyetçiliğin ' hastalık', ' savaş' ve 'bela' özdeştirilierek mahkum edilmesi onlar yönünden zorunluluk halini alır.
abd dış politika araştırmalar enstitüsü başkanı da benzer görüşleri söylemiştir.şöyle der. 'milliyetçilik bu yüzyılın en güçlü gerici kuvvettir. mal ve hizmetlerin serbest dolaşımını engeller, ekonomik ve kültürel gelişmeyi durdurur.. amerikan halkının misyonu,milli devletleri tarihe gömmek, onların kalan haklarını,daha küçük birimlerde birleştirmektir. önümüzdeki 50 yıl amerika'nındır'.
küresel güçler,, arz üzerindeki egemenliklerini milli direnişlerin kırılma kapasitesiyle yakından ilişkilendirirler. milli kültür aşılarak, milli devlet tarihe gömülerek ve nihayet milliyetçilik mahkum edilerek ancak küresel şirketlerin mallarının önü açılabilir. küresel pazarın sınırlarını genişletmek için milli yapıların etnisite, evrensel dinlerin de mezhep ya da cemaat birimine indirgenerek küçültülmesi gerekir. bunu yaparken kullanılan slogan da hazırdır.' önemli olan sınırlar değil, insanlardır.'
uzun lafın kısası, bu zihniyetteki devletlerin maşası haline gelen malum iktidarlar da, milletin, içselleştirdiği milli ve manevi gibi değerlerini asimile edip çökertmek amacını gütmektedirler.
savaş ölünce değil düşmana benzeyince kaybedilir. ( aliya izzetbegoviç).
ne mutlu türküm diyene.