andrey tarkovski

entry137 galeri22 video5
    61.
  1. filmleriyle ilgili kendisi ne söylüyor, ne düşünüyor merak edenlerin (bkz: mühürlenmiş zaman) kitabını okuması gereken yönetmen.
    0 ...
  2. 60.
  3. Şiir ile sinemanın incelikli buluşması...
    0 ...
  4. 59.
  5. 58.
  6. lars von trier'in antichrist filmini adadığı şahane yönetmendir.
    1 ...
  7. 57.
  8. Stalker.
    hayatım boyunca izlediğim en iyi filmlerden birisidir.
    sıradışı konusu ile özellikle finali çok tatmin edicidir.
    lakin ergen beyinlerin anlayamayacağı ve sıkılacağı tarzdadır.
    sinefil değilseniz uzak durun.
    1 ...
  9. 56.
  10. çağının aslında dayatılan dünyanın çok ilerisinde,insan,özgür ruh, ölümsüz, şair.

    --spoiler--
    Karınlarını doyurmaktan başka bir amacı olmayan bir insanlar topluluğu, çürümeye ve düşmanlığa mahkûm olmaya lânetlidir.

    Andrei Tarkovski
    --spoiler--

    --spoiler--
    Modern sanatın seçtiği yol yanlıştır, çünkü hayatın anlamını arama adına salt kendini onaylama peşinde koşmaktadır. Bu yüzden bu yaratıcı uğraş, kendi bireyci eylemlerinin bir kerelik değerini haklı göstermeye çalışan egzantrik kişilerin garip bir çabasına dönüşmüştür. Ne var ki, bireyin kendini sanatta kanıtlaması imkânsızdır, çünkü sanat daha farklı, genel ve yüksek bir düşünceye hizmet eder. Sanatçı, kendisine neredeyse mucize sonucu bahşedilmiş sayabileceğimiz yeteneğinin bedelini ödemek zorunda olan bir hizmetkârdır. Günümüz insanı hiçbir şey feda etmeye yanaşmıyor; oysa gerçek bireyselliğe varmanın tek yolu özveriden geçer. Ne yazık ki, bu gerçeği giderek unutuyoruz, dolayısıyla insan olma duygusu da yitip gidiyor.
    --spoiler--

    --spoiler--
    Güzel, gerçeğin peşinde koşmayanlardan kendini gizler.
    --spoiler--

    --spoiler--
    insan varolduğu sürece yaratma eğilimi de var olacaktır. insan kendini insan olarak hissettiği sürece bir şeyler yaratmaya girişecektir. işte onu yaratıcısına bağlayan şey burada. Nedir yaratım? Neye yarar sanat? Bu sorgulamanın cevabı şu formülde yatıyor: Sanat bir yakarıştır. Bu her şeyi anlatıyor. insan sanat aracılığı ile umudunu dile getirir. Bu umudu dile getirmeyen, manevi temeli olmayan hiçbir şeyin sanatla ilgisi yoktur, bunlar ancak parlak birer entellektüel analiz olabilirler. Picassonun tüm eserleri bu entellektüel analiz üzerine kurulmuştur. Picasso dünyayı kendi analizi, kendi entellektüel yeniden yapılanması adına boyar. Adının tüm prestijine rağmen itiraf etmeliyim ki sanata hiçbir zaman ulaşamadığını düşünüyorum.
    ...
    "Halkıma demek isterim ki... Bütün dünyaya derim ki..." türünden peygambervari erdemler artık beni ilgilendirmiyor. Ben bir peygamber değilim. Tanrının şair olma olanağını, bir katedraldeki inananlardan farklı bir biçimde, yakarma olanağını verdiği bir insanım. Bundan başka ne bir şey söyleyebilirim ne de söylemek istiyorum. Eğer Batı toplumu benim filmlerimde Rus halkına yönelik mesajlar buluyorsa, bu iki halk arasında halledilecek bir problemdir. Benim problemim değil. Benim bir tek kaygım var; Çalışmak, sadece çalışmak.
    --spoiler--



    --spoiler--
    Önsezilere inanmam.
    Batıl inançlara hiç güvencim yoktur.
    iftiradan veya kinden kaçmam.
    Dünyada ölüm yoktur.
    Hepsi ölümsüz,
    Her şey ölümsüzdür.

    On yedide ölümden korkmam,
    Yetmişimde de...
    Sadece gerçek ve ışık var.
    Bu dünyada ne ölüm ne de karanlık var.
    En azından hepimiz kıyıya vardık,
    Ve oltayı atan benim.
    Ölümsüzlük balık sürüsüne geldiğinde.

    Bir evde yaşa ve o hiç düşmez.
    Diğer yüzyıllara selam veririm.
    Ve içeri gir, kurduğum eve.
    işte bu yüzden çocukların benimle yemeğini paylaşır,
    Karılarınız masama katılır,
    ve diğerleri.

    Bir masa her ikisine de hizmet eder büyükbabaya ve toruna:
    Gelecek şimdi yapılıyor.
    Ne zaman elimi zamana kaldırırsam,
    Beş parmağımı sana hediye ediyorum.
    Köprücük kemiklerimle, ne kadar dayanırsa,
    Geçen her yaşımda daha çok dayanıyorum.
    Zamanı dünyanın dönüşüne göre hesapladım,
    Ural dağlarının menzillerini geçmiş gibi geçtim onu.
    Kendi hesaplarıma göre yaşlanmayı seçtim.
    Güneye ilerledik, tozların havalanması ile

    Otlar içildi ve uygun zamanda,
    Onun duyargası atın nalında,
    Gelecekten haber veren bir çekirge...
    O, öleceğim kehanetinde bulundu, eğer o bir keşişse.

    Fakat kaderim semer vurdu hemen atıma,
    Şimdi zamanın içinde at sürüyorum gelmesi için
    Ve dalgaları dövüyorum davulumla.
    Ölümsüzlüğüm benim için yeterli.
    Uçup giden yıllarımı için akıyor kanım,
    Hala ılık kalması için
    Liman güvenilir ve gerçek

    Hayatımı seve seve ve isteyerek verdim,
    Uçuculuğunu kaybetmiş, kılıç gibi bir iğne
    Yol gösterici olmuş bana, tıpkı bir iplik gibi,
    Dünyanın her yerinden.
    --spoiler--
    2 ...
  11. 55.
  12. "sinema, insanlığa hiçbir şey öğretemez, çünkü insanlık, hiçbir şey öğrenemeyeceğini, son dört bin yılda yeteri kadar ispatlamıştır" sözünün sahibi deha rus yönetmen. isveç'e gidip film çekmesine rağmen bergman'la yazıştığı mektuplarda görüşmeme kararı almıştır. birbirlerine saygıları çok büyüktür. her planın sinematografik görüntüsüne çok önem verir fotoğraf değeri taşıyan planlar kullanır.
    0 ...
  13. 54.
  14. ayna hakkında
    Anlama ve kendini görme konusunda bambaşka bir algı tekniği geliştiren ve seyircisiyle bambaşka bir dille konuşan dünyanın şapka çıkardığı Rus yönetmen Tarkovsky'nin hepsi birer başyapıt olan filmlerinden, belki de en zor ve en çarpıcı filmi... 2. Dünya Savaşı'nın karanlık günlerini anlatan film, yönetmenin kendi çocukluğundan izler taşıyor. Kendine has sinema diliyle ve benzersiz görsel zenginliğiyle izleyiciyi sarsan ve çocukluğun masumiyetinin savaşın dehşetine kurban gidişini anlatan "Ayna", yönetmenin kişisel tutkularını ve ideallerini yansıtıyor. Kuşkusuz izleyicinin olayları yönetmenin gözünden algılaması beklenemez fakat filmin örgüsündeki karmaşa, tatlı ama sindirimi zor bir yemek gibi.

    Ayna, çok yönlü bir sanatçı olarak Andrei Tarkovsky;nin, kendi kişisel tarihine tuttuğu bir aynada gördüklerinin, o aynaya yansıttığı ;görüntülerin, anların şiirsel bir anlatımıdır. Ayna`da kurulan örgünün kişiselliği ve filmin bir şiir olarak okunabilme hususiyetini içermesi, ilk bakışta izleyici açısından çok yönlü zorlukları doğuruyor gibidir. Tarkovskynin Aynası, hem karmaşık bir geçmişe sahip olan sanatçının coşkusuna, hüznüne, yalnızlığına ve çocukluğuna hem de sanatçının nezdinde insan oluşumuza tutulmuştur. Dünyadaki varlığımıza, şimdi-burada oluşumuza, geçmişimize tutulan ve yaşamın kimyasını ve içerdiği mucizevi unsurları bize gösteren büyülü bir Ayna.

    Bir sinema filmi olarak Ayna, yaşamın karmaşık, renkli, açık ya da bizzat onu yaşayan kişi tarafından bile anlamlandırılamayan dokusunu, şiirsel ve görsel açıdan olağanüstü bir biçimde anlatan bir başyapıttır. Sanatın amacını kendine ve çevresine, insanın varlığının anlamını açıklamak ve dünyadaki var oluş nedenlerini göstermek olduğuna inanan bir yönetmenin yapıtı olarak Ayna, yaşamın hem olağan akışına hem de kişiselliğine göndermeler yapar.
    1 ...
  15. 53.
  16. film yönetmeni, yazar ve aktördür kendisi. "ivan'ın çocukluğu" ile venedik film festivali'nde büyük ödül kazanmakla ününü başlatıp, kazanmakla devam ettirmiştir.

    "ilkelerine bir kez ihanet edersen, hayat her gün seni sorgular. hayat ile olan saf ilişkini yitirirsin. bir insanın kendisine karşı hile yapması onun; filminden, hayatından vazgeçmesi demektir."
    1 ...
  17. 52.
  18. ayna filmini bir türlü izleyemediğim, ama her sinema konuşulan ortamda "tarkovsky nin ayna diye bir filmi var, ben hayatımda böyle film görmedim" diye mütemadiyen övdüğüm rus yönetmen. umut sarıkaya nın hakkında bir karikatürü vardır ve gülmekten öldürür. işte ölmek için fırsat..

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/241942/+
    1 ...
  19. 51.
  20. ilk olarak yol silindiri ve keman, ardından ayna ve son olarak da ivan'ın çocukluğu filmlerini izlediğim; isveçli usta sinemacı ingmar bergman'ın "tarkovsky, çağımızın en önemli film yönetmeni..." dediği, rus yönetmen. Venedik ve Cannes film festivallerinde ödül alan yönetmenin filmleri, çağdaş dünya sinemasının en değerleri eserleri arasında yerlerini almışlardır.

    filmlerindeki nesnelere yüklediği sembolik anlamların farkına varmak, kamera açılarını ve oyunculukları kabullenmek bir hayli zaman alsa da, en baştan beri yönetmenin kendine has sinema anlayışına hayran kalırsınız. babasının ünlü bir şair olması ve küçük yaştan beri aldığı müzik eğitimini de ustalıkla kullanan yönetmen, seyirciye ulaştırmak istediği duygu ve fikirleri direkt olarak vermek yerine "görüntüler" aracılığıyla ulaştırmayı seçmiştir...
    1 ...
  21. 50.
  22. 49.
  23. James Cameron dan önce gişelerin kralı olan vasat piyasa bolşeviği.
    0 ...
  24. 48.
  25. şiirsel sinema misayoneri olan yönetmenin en çarpıcı filmlerinden görüntüler için:



    http://www.youtube.com/wa...JZmNU&feature=related

    http://www.youtube.com/wa...n7eUQ&feature=related
    0 ...
  26. 47.
  27. filmlerindeki tematik kurguyu belirleyen ve dramatik aksiyonu yönlendiren asal unsur manevi körelmenin birey üzerinde yarattığı psişik kaos olan deli-dahi rus yönetmen.kendisini sembolizm düşmanı olarak lanse etmesine rağmen filmleri sürreel simgelerle yüklüdür.sinemasında rüya kavramı öne çıkmaktadır.ve bu zatın biraz eksantrik bir inanç kabulü vardır.sinemayı da ruhani arayışın aygıtı olarak görmektedir.filmler son derece çarpıcı ve sarsıcıdır.
    0 ...
  28. 46.
  29. rus ve dünya sinemasının ünlü yönetmenlerindendir. eserleri genellikle fotojenik ve sürreal imgeler ile süslüdür. nuri bilge ceylan sinemasından hoşnut kalanlar kendisinden pek etkilendiğini bilecektir. uzun çekim sahnelerin ustasıdır. stalker isimli filmi s.t.a.l.k.e.r. isimli bilgisayar oynuna ilham kaynağı olmuştur. venedik film festivali, cannes film festivali gibi uluslararası saygınlıktaki aktivitelerde bir çok ödül almıştır.

    en sevdiğim sahnelerinden birisi

    & ] adresinden izlenebilir.
    2 ...
  30. 45.
  31. edebi sinema öncüsü. edebiyat, şiirsellik ve sinema iç içe geçince ortaya tarkovski ruhu çıkıyor. kubrick tadında nevi şahsına münhasır yapıtlar. yakın zaman da izlediğim the return'da tarkovski etkisi belirgindir. statikliğin içsel dünyayı kemirip atması. söze gerek yok. sinemanın edebiyatıdır tarkovski ve eserleri.
    muğlak durağanlık, yüksek doz görsellik...
    sakince kubrick'le beraber tüketilmeli. yavaş yavaş... sindire sindire...
    0 ...
  32. 44.
  33. "buluşmalarımızın her anını
    bir mucize gibi coşkuyla kutlardık
    yeryüzünde yalnız biz vardık
    sen bir kuş kanadından daha hafif ve inceydin
    bir hayal gibi, merdivenleri uçarak
    yağmurlarla ıslanmış
    leylakların arasından geçirip,
    aynanın ötesindeki ülkene götürürdün beni."

    andrey tarkovski
    0 ...
  34. 43.
  35. nostalghia, ayna, stalker, andrew rublev, kurban, silindir taşı ve violin filmlerine imza atan usta yönetmendir.

    nostalghia filmden güzel bir bölüm...

    köz
    gibiyim, açtım yakamı, uzandım -
    trompetler gürledi, göz kapaklarıma
    ışık vurdu, nalların şakırtıları kovalayıp
    geçiyor, annem
    uçuyor sokağın asfaltında, el ediyor bana: gel -
    ve uçup gidiyor...
    ve şimdi de beliriyor düşlerde
    elma ağaçlı beyaz bir hastane
    boğazıma dek beyaz bir örtüyle örtülüyüm
    beyazlar içinde bir doktor bakıyor bana
    beyazlar içinde bir hasta bakıcı ayak ucumda
    deviniyor kanat aşağı yukarı. onlar kaldı
    ve annem geldi ve gelmem için el etti
    ve uçup gitti...
    0 ...
  36. 42.
  37. Sanat Yaratıcının aynadaki cilvesidir. Biz sanatçılar bu jesti tekrarlamaktan, taklit etmekten başka birşey yapmıyoruz. Bu yüzden, Yaratandan bağımsız bir sanata asla inanmıyorum. Tanrısız bir sanata inanmıyorum. Sanatın anlamı yakarmadır. Bu benim yakarışım. Eğer bu dua, bu yakarış, benim filmlerim insanları Tanrıya yöneltebilirse ne mutlu bana. Yaşamım esas anlamını bulacak. Hizmet etmek. Ama bunu asla başkalarına empoze etmeye kalkışmayacağım. Hizmet etmek, fethetmek demek değildir. France-Culture 7 Ocak 1986 Sayısındaki Tarkovsky Röportajı)
    2 ...
  38. 41.
  39. dünyanın en iyi yönetmenlerinden bir olan büyük sanatçıdır. her bir eserinin, her karesi "doludur."
    0 ...
  40. 40.
  41. izlemesi gerçekten zor bir adam. long take'in bokunu çıkartıp bir yolu 15 dakika boyunca filminde izlemeniz gerekebilir ya da bir insan kulağının kıvrımlarını ezberletebilir. arapça eğitimi almış olması ilginç yanlarından. sıradanın ötesindeki'ne, düşe, "reel"e ait olmayana dokunmayı seviyor. izleyene sadece gördüklerine hayran olmak kalıyor. ve tarkovski şöyle diyor:

    "juxtaposing a person with an environment that is boundless, collating him with a countless number of people passing by close to him and far away, relating a person to the whole world, that is the meaning of cinema."

    "bir insanı sınırları olmayan bir çevreyle yan yana koymak, yakınından ve uzağından geçen sayısız insanla karıştırmak, bir insanı bütün dünyayla ilişkilendirmek, işte sinemanın anlamı bu."

    (bkz: solaris)
    (bkz: stalker)
    (bkz: the mirror)
    0 ...
  42. 39.
  43. Filmlerini not tutarak izleme aşamasına geldim.Bu kadar iyi özetliyebılır benım hayatımı..

    Hepımız bir şey bekleriz
    mesela ben ben hayatım boyunca bısıler bekleyıp durdum butun hayatım boyunca sankı tren ıstasyonunda bekler gibiydim bütün zaman boyunca sanki yaşadığım hayat gerçek değildi de bi tür bekleyişti.
    0 ...
  44. 38.
  45. "her türlü sanatın gayesi; insana niçin bu dünyada olduğunu açıklaması, hatta sadece bu soruyu sordurmasıdır." a. tarkovski
    0 ...
  46. 37.
  47. Sinema dilini kendi üstün zekalı bakış açısına göre yorumlayıp diyaloglarla değil görüntülerle anlatan, sahne uzunluğunu kendi kafasına göre uzatıp kimi zaman anlaşılamayacak kadar gizemli görüntüler içinde saklananları betimleyen ama çoğu kişi tarafından anlaşılamayıp filmleri sıkıcı bulunan yönetmen.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük