Andavallı kelimesinin Kayseri ile Niğde arasındaki Andaval kasabasından geldiğine dair bir hikaye vardır. Son derece misafirperver olan Andavallılar, şehirlerinden geçen yolculara ikramda kusur etmezler, yedirir, içirir, ağırlarlarmış. Önce Kayserili yolcular, sonra Niğdeliler, Andavaldan geçerken hastalandıklarını söyleyerek Andavalda kalırlar, kendilerini kasaba halkına baktırırlarmış. Nihayet büyük bir imarethaneye dönen Ahdavalda yaşayamayacaklarını anlayan Andaval halkı, bir bir şehri terk etmez zorunda kalmış. O gündür bugündür saf, bön ve herşeye çabuk kananlara andavallı demek âdet olmuş.
- niğde merkez ilçe'nin 12km kuzeybatısı'nda bulunan 'aktaş ilçesi'nin eski adı.
-andaval olarak yanlış yazılan ve ahmak, bön, avanak anlamlarını betimleyen sözcüğün doğru yazımı.
mübadele sırasında, selanik'e göçen yöre halkı, gittikleri yere yine aynı adı verirlerken, boşalttıkları andaval'a yeni yerleşen vatandaşlar, müracaatla bu adı değiştirmiş ve yaşadıkları yeri 'aktaş' olarak adlandırmışlardır. bölgenin antik çağdaki adı da 'andabalis'dir.
tdk'da makam işgal eden ve araştırmanın gereğine inanmayan kimi 'andavallı'lar; 'Aptal, ahmak, beceriksiz, bön, avanak, şaşkın' sözcüklerine karşılık olarak 'andaval' sözcüğünü vermişler. oysa, 'andaval' bir yerleşim yeri ismidir ve bizler, bir yerleşim yerinin bu nitelikleri taşımasını genellikle beklemeyiz. bu niteliklere haiz olanlar, o yerleşim bölgesindende yaşayanlar, yani 'andavallı' ya da 'andavallılar' olabilir.
sözcüğün geliş yerini ve biçimini de bizlere öğreten üstat reşat nuri güntekin'in sıkça kullandığı 'andavallı' sözcüğünün hikayelerinde kullandığı biçimine dikkat ettiğimizde de bu husus açıkça görülecektir;
" Niğde'den epeyce uzaklaştıktan sonra yol arkadaşlarımdan birine:
- Buralarda bir Andaval olacak, dedim, acaba ne vakit geleceğiz?
O eliyle yolun sağındaki bir tepeyi gösterdi:
- Nah işte... Biraz evvel geçtik, dedi.
- Neye durmadık ya?
- Andaval'da duracak ne var ki?"