hiç değişmedi ki yıllardır: umutsuzluk ve depresyon zaten var, sağolsun öfke de geriden atak yaparak beni ele geçirdi can sıkıntısıyla birlikte. hüznü de unutmamak gerekir. zaten pozitif bir şey hissetmeyeli uzun süre oldu. aşk ve tutku da yaşayamıyoruz bazıları sağolsun. unutulmanın hüznü de eklenir yakında. sağolun ya.
ideal, mükemmel erkek, havalı güzel kadın geçişi bittikten sonra yan masada iki kızla oturan herifin gitmesini ve iyice huzur bulmayı bekliyorum. neticede öfkeliyim ve kafam karışık... beni siktir edenler başkalarıyla iki kişi oturunca doğal olarak anlayamıyor ve öfkeleniyorsun.
Bir satranç tahtasına bakıyorum sanki. Vezirler piyonlar atlar filler kaleler... Hep 4-5 hamle sonrasını hesaplıyorum , bir an önce mat etmek arzusuna meylediyorum . Bunun için vezirimi planım için feda edebileceğimi gösterdim karşılığında güzel bir şey alacağım hissiyle. Fakat en beklemediğim anda atının birini kaybettim .ve vezirim de artık varlığı bir fayda vermiyor oyunda . Umduğum vezir çıkarma planı da düştü suya. Ve acı durum görüyorum 4-5 hamle sonra . Daha pes etmedim ama artık rakibimin de hata yapması gerekiyor. Ve siz rakibimin kim olduğunu biliyorsunuz . Artık kazanamadığım bir hikayede pata götürmeye çalışıyorum .
Üşeniyorum ve açım. Uykum da yok. Şuan çişim bile gelse bu yataktan kalkamam. Zaten zor ısındım abv. Sobayı da yakabilirim aslında fakat ona da üşeniyorum.
Evlere sığamıyorum, kendimi dışarılara atasım var
Koşarak özlediğimin yanına gitme hevesi, arzusu, ne kadar koşsam da varamayacağımı bilerek
Bitmeyen bir burun direği sızlamasıyla..
- öfke, ki ben hissetmiyorum o beni hissediyor,
- umutsuzluk, o da beni hissediyor,
- can sıkıntısı, ben onu hissediyorum,
- geceye doğru hüzün de gelir ağlarım “ acaba o kimin yanında şimdi ? “ diye düşünerek.
özsaygı ihmal etmeye gelmez; bir anda kendini zerre değmeyecek insanlar için boşa çabalarken bulursun. aynaya bakmaktan, kendinle konuşmaktan ve ruhunla yüzleşmekten korktuğun zamanlar olur, kimse senden değerli değil ve hiç kimse esasen ikinci şansı da hak etmiyor.
evrende ne kadar gereksiz olduğum ve bir kadın beni sohbet etmeye bile layık görmüyorsa evden çıkmanın zaman kaybı olduğu düşüncesi... bu hayatı sevmiyorum.
10 yılı aşkın süredir, annemin ölümünden beri daha da kuvvetlenerek, öfke, üzüntü, depresyon ve umutsuzluktur. sadece iyi vakit geçirmeye çalışıyorum. yoksa sadece perde çekmiş oluyorum hobilerim ve haplarımla. yoksa değişen bir şey yok. başkaları başarılı ve mutlu oluyor, kadınlar ideal ve mükemmel erkeklerle sohbet edip, kahve içip çıkıp sevişiyor. sıkıcı gelmeye başladı. bir de can sıkıntısı eklenecek sanırım.