bugün

Sana iyi gelen şehre yerleş, iyi gelen müziği türünü önemsemeden dinle, huzur bulduğun insanda kal, sadakatine inanmadığın bankı denizi görse de terk et, dostluğu çok ayrı bir yere koy, fedakarlığı tek taraflıysa unut, cesareti sadece değeceğini düşündüklerine kullan...

Evet
annelik kelimelerle anlatılacak bir his değilmiş. yaşanılınca şaşkınlık ve hayranlıkla hissedilecek bir şeymiş.

kızım, canım kızım.
Halsizlik, boğaz ağrısı.

Bana sarı serum yap diye doktora gitmek, doktorun da sarışın olması, aca yanlış mı anlar diye sarı doktora sarı serum diyememek, hanım hanımcık doktorun “sori ne ki siye atum yapiyem” demesi.

Serumun mayıştırması, çiğköfte tepsisi görür gibi olmak, burna gelen isot kokusu, Urfa über alles ulan, lilililiiiiiii!
Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin. Bir kokusu var, bütün çiçeklere değişmem. bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin...

Beşinci Mektup | Ümit Yaşar Oğuzcan
Alçakgönüllü olmak uğruna cahilden nasihat dinleme, kimseyi kırmayayım diye sürekli kırılan ve yorgun düşen taraf olma, belki düzelir safsatasına kapılıp daima şans veren olup da şansını tüketme; insanlar genelde değişmez ve düzelmez, iyi niyetin baki kalsın lakin sömürtme...

Evet