canlı performanslarda introsu kayıttan çalınan metallica parçası. ayrıca vokal, gitar ve davul tonları açısından şahsi fikrimce metallica'nın en iyi albümü.
1979 yapimi norman jawison filmidir. basrolunde al pacino abimiz bir avukati oynamaktadir. son derece guzel ve surukleyici bir filmdir. finalde al pacino abimizin mahkemedeki o guzide konusmasi ve cildirmasi hakikaten gorulmeye deger.
metallica ve thrash metal tarihinin en kaliteli, en gaza getirici, en hareketli albümüdür. lars'ın bateri performansı dillere destandır, kirk ve james'in gitara en hakim olduğu albümdür, james'in vokali yazdığı sözlere cuk oturur ve thrash'e yakışır bir performanstır.
kısacası her şarkısı ayrı muhteşem olan bir başyapıttır.
Metallica'nın 25 Ağustos 1989'da Elektra Records tarafından satışa sunulan 4. stüdyo albümüdür. Basçı Jason Newsted'in dahil olduğu, aynı zamanda da önceki basçı Cliff Burton'ın olmadığı (Eylül 1986'da ölmesi nedeniyle) ilk stüdyo albümüdür.
Albüm kapağındaki resim, Adalet Tanrıçası (Lady Justice) heykelinin çatladığı, iplerle bağlandığı ve terazisinin adalet yerine parayı ölçtüğünü anlatmaktadır.
şarkının girişi kendini mutlu hissetmeni sağlar, elektro ses başladığı zaman tüylerin yavaş yavaş kalktığını hissedebilirsin ve nihayet lars ın o muhteşem ritminden sonra gözlerini kapatma vaktin gelmiştir, şarkının sonunda kendini başka yerde bulursun.
metallica'nın zaten ride the lightning'den sonra yarattığı bir kimlik vardı, cliff burton'ın efsane katkılarıyla beraber. gelgelelim zannedersem to live is to die dışında cliff'ın imzası olmayan bu ilk metallica albümü, thrash'in progressive'e kaydığı bence metallica'nın en türler üstü veya türlerarası albümüdür.
''...running in on our way, hiding you will pay...'' çizgisinden metallica önce;
'' life it seems will fade away drifting further every day...'' gibi daha kişisel ve düşünsel anlamda daha hüzünlü bir kimliğe kimi baladlarında bürünüyordu.
Bu noktada master of puppets, çok önemli bir albümdür.Çünkü uyuşturucu, müzik dünyasına saldırı vb. konuları ele almaktaydı metallica bu muhteşem albümde.
''...Justice is lost, justice is raped, justice is gone...''
...And Justice for all, 80'lere veda ederken bu düşünsel sürecin çıktığı zirvedir. One şarkısındaki savaş karşıtı tutum, albümle aynı adlı şarkıdaki sistem eleştirisi gibi etmenler Metallica'nın en sağlam mesajı da gerekirse verebileceğini kanıtlıyordu. The day that never comes'daki gibi amerikan ordusuna yaranmıyordu metallica aksine hem kitlesi güçlüydü hem de muhalifti Metallica, onu güçlü yapan faktör buydu.
Gelgelelim, bu tip kaotik, grimsi ve politik albümler önemli dönüm noktaları olur gruplarda. Örneğin, pink floydthe wall ve the final cut'tan sonra roger waters'ı atmak zorundaydı öyle de oldu. Metallica ise efsane thrash günlerini bırakıp, eleştirilmesine karşın son 20 yılın en büyük hit bombardımanı albümü the black album'e doğru yola çıkmaya başladı.
O yüzden, herkes bu albümün tadını çıkarsın, bassız olsa bile bu epik yapıtı dinlesin-derim ben-.
iyidir, hoştur da, jason'a ayıp edilmiş albümdür. grubun patronları james ve lars tarafından stüdyo kayıtlarında basın sesi kısılıp arka plana atılır, yerine ritim gitar ön plana çıkarılır.
1986 yılında metallica nın albümüne ismini veren şarkısı olmasının yanında, albümün ikinci
sıradaki parçasıdır.
en önemli özelliklerinden birisi cliffsiz bir metallica ve jasonlı ilk albümdür.
james bu albümde hala, havlamak diye tabir edebileceğimiz şekilde şarkı söyleyebilmektedir.