her bir din için şekillerdirilen devlet olabilir mi ? binlerce din çeşidi var . tüm türkler de müslüman değildir . göktürkler den beri tükler birçok dini benimsemişlerdir . ayrıca kişi kendinden sorumludur , biz koyun sürüsü değiliz ; öyle hissedenler ahıra kapanabilir bok çuvallarını tavaf edebilirler . tüm türkleri islamcı saymak ; cehalet , anki hükümetin kıç yalayıcısı olmak , cennette victoria secret mankenleri ile grup sex yapacağını sanmak ( bayanlar için hz hollywood un sexy kutsal erkekleri ) ve kronik beyin yetmezliğine delalet ederdir .
yine bir veryansın icerikli troll cumlesidir.
%48 lik oy oranı ile akp gibi bir partinin iktidar olduğu bir ülkede bırak anayasal laikliği cumhuriyet bile fazla bunlara.
neyi zulüm anayasal laikliğin?? inancını istediğin gibi yaşamanı garanti altına alıyor. laikliğin zulüm oldugunu düşünmek için hakketten meşe ağacının gövdesi kadar kalın bi kafa yapısı olması lazım insanın.
ulu önder'in sittin sene evvel yapmaya çalıştığı bir gerçeğin gününmüzde hala uygulanamamasından kaynaklıdır. ulu önder basit ama bir o kadarda derin bir söz söylemiştir.
evet belki bu yapılabilmiş olsa laiklik kavramı bu kadara dillere pelesenk kalmayacak dinimiz ise daha mahremimizde olacaktı. ne yazık ki bunalr hep iç içe kullanıldı birer politik simge olarak gösterildi. ve günümüzde ne laiklik ne de din kendilerine özel mahremlerini kaybedip mitinglerde kendilerine yer buldu.
şimdi istediğiniz kadar başlık açın laiklik götlüktür diye. kıçınızı yırtın bu kafayla torunlarınızda bu tarz başlıklar açar.
laiklik ve sekülarizm kavramlarının türkiyede iç içe geçilmişliğinin halk üzerindeki yansımasıdır.
bir kesim aslında tamamen sekülarizmi savunduğu halde laisizmi savunduğunu sanıyor ve bunu türkiyenin özel şartları olarak açıklıyor.
oysaki türkiyenin tek özel şartı kavramların ortada yavşak olmasıdır.
laiklik vatandaşa nasıl zulmediyor acaba? bu ülkede herkes dilediği gibi camiye gidebiliyor, kimse karışmıyor. ramazanda oruç tutana değil asıl tutmayana baskı yapılıyor. öyle bi baskı ki tv kanallarımız bile ezan okutuyorlar iftar vaktinde. pek çok tv dizisinde (çocuklar duymasın da dahil) mevlüt bile okutuldu. gene ramazanda mahalleli topluca teravi(nasıl yazıldığını bilemedim) namazına gidebiliyorlar. mevlüt okutmak isteyen rahatlıkla eşini dostunu evinde toplayabiliyor. o evi örgüt toplantısı mı yapıyonuz lan!? diye polis basmıyor. isteyen herkes her yerde namaz kılabilsin diye alış-veriş merkezlerinde bile mescit var. türbanlı kızlar sokaklarda diledikleri gibi dolaşabiliyorlar. parası olana hacca gitmek de serbest. herkes zekatını, fitresini istediğine veriyor vergi dairesi bile hesap sormuyor. her kurban bayramı devlet pek çok kısıtlama getirdiği halde, herkes bildiğini okuyor ve ülke kan gölüne dönüyor. ee baskı bunun neresinde? sırf türbanlı kızlar resmi yerlere giremiyorlar diye laikliğin islamın bu derece özgürce yaşanmasına olanak verdiğini nasıl göz ardı edebiliriz?
"anayasal laiklik" gibi osuruktan teyyare, zırva bir tabiri tartışma konusu bile yapmak istememekle beraber, "insanlık tarihi boyunca islam da dahil olmak üzere dinler mi daha çok zulümlere alet olmuştur, yoksa laisizm mi?" diye can alıcı bir soruyu belli bir bilgi ve kültür birikimine sahip her bireye yöneltmek istiyorum.
laiklik, atatürk devrimlerinin mihenk taşıdır, hepsinin merkezindedir ve en mühim olanıdır. laiklikliği çıkarırsanız, diğer devrim ve inkılapların hepsi zamanla çökecektir. baştakilerin yapmaya çalıştığı da budur zaten. iyi uykular.
