yazılıyor olması demek bir bokların düzeleceği anlamını taşımaz. bizde böyle bir kanı o kadar hakim ki anlamak mümkün değil.
hatta türkiye de bir kesim var ki sürekli anayasa çıkarıyorlar, artık işleri bu olmuş. anayasa aşağı anayasa yukarı. ve fakat hukuk tarihi, anayasa teorilerine bakan eden yok. coşkun kırca vardı, ana yasa konusunda ciddi bir şeyler yapan olayı bilimsel araştıran ben başka okumadım kardeşim.
memleket tarihinden haberdar olmayanlar, dünya tarihinden haberdar olmayanlar anayasa demeleri yok mu delirmemek elde değil. bu kesimin ağzında demokratik sözde zırvalar vardır misal ; "harf devrimi yapılmış bu yüzdende eski tarihi bilgimiz, mirasımız vs gitmiş". neredeymiş la bu eski tarihi sahiplenenler ? sanki eskiler bu eski mirasları çok kullanıyorlardı da !
siz hiç türk, osmanlı kroniği, selçuklu kroniği yayınlayan osmanlı müverrihi gördünüz mü ? !!
--spoiler-- Madde 26 : Herkes düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.
--spoiler--
Bir devletin yapısını, yasama, yürütme ve yargı organlarının kuruluş ve işleyişini, yurttaşların temel hak ve yükümlülüklerini gösteren geniş kapsamlı yasa. Anayasalar devletlerin temel yasalarıdır. Bütün öbür yasaların bu temel belgeye uygun olması gerekir. Bu uygunluk çeşitli yollardan denetlenir. Türkiyede denetlemeyi Anayasa Mahkemesi yapar.
Bir devletin örgütlenme şeklini belirleyen, yasama, yürütme ve yargının sınırlarını çizen aynı zamanda da temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan kanunların uzerinde yer alan metindir.
nasılki insanların nüfus cüzdanları yani kimlikleri olur, devletlerin de kimlikleri vardır. bir devletin anayasası o devletin kimliğidir. ilk bir kaç maddesine bakarak bile o devletin ne tür bir devlet olduğu anlaşılabilir.
"anayasa, devletin kendi eliyle kendi iradesini kısıtlamasıdır."
üniversite 3. sınıfta aldığım "anayasa hukuku" ders notlarım arasında denk geldim bu cümleye.
doğru kullanılırsa faydalı olabilir aslında, bence anayasa iyi de çevresi kötü.
Cumhurbaşkanı updullah gül'ün görev süresi uzatmak için bizzat anayasa mahkemesi tarafından ihlal edilen kurallar bütünü. anayasa devletin yönetim biçimini gösteriyorsa, bizi yönetenler piçimsizlik yapıyorsa, demokratik ve hukuksal bütünlüğünü kaybetmiş demektir.
hans kelsen'in normlar hiyerarşisine göre en tepede yer alan yasadır. altında çıkacak olan yasa, kararname, tüzük gibi normlar, anayasaya aykırı olamazlar. türkiye'de değişmesi çalışmalara başlanmıştır. tahminen 2-3 sene içinde değişecektir.
şimdi basit bir çıkarım yapacağım.
"devlet" genelde bizlerin "baba" diye gördüğümüz bir olgudur.
en büyük yasa olan hukuksal metin olan şeye "ana" sıfatını takmak manidardır.
yani diyoruz ki;
anayasa devlet tarafından sikilmek için vardır.
devletler, egemenlik alanı içerisinde yaşayan insanların hizmetkarı olması gereken kurumlardır. işte! bu nedenledir ki anayasalar, devlet değil insan odaklı olmalı, devleti değil bireyi esas almalıdır.
oysa,
1921 yılından itibaren sırasıyla oluşturulan 1924, 1961 ve 1982 anayasaları'nın tümü, bireysel hak ve özgürlüklerden önce devletin nitelikleri ve yönetim biçimine yönelik maddelere öncelik vermiştir. bu, bir anlamda devletin mevcudiyetini, vatandaşın temel hak ve özgürlüklerinden daha üstün tutma anlamı taşımaktadır.
gelin! bir de almanya anayasası'na bakalım;
madde 1: '' die würde des menschen ist unantastbar. '' yani, '' insan onuru dokunulmazdır. ''
ne denli anlamlı bir giriş! sizce de öyle değil mi?
bizdeki gereksiz bi uzunluğa sahiptir.. ota boka karışır.. diğer ülkelerde sadece temel hak ve özgürlükler koruma altına alınır ve genelde kısa ve sadedir.
türkiye cumhuriyeti' nin 1923 ten beri üç kez değiştirdiği yasadır.
1924 anayasası cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte hazırlanmaya başlandı ve tbmm' de büyük bir çoğunlukla kabul edildi. 105 maddeden oluşan anayasaya göre cumhuriyet güçler birliği esasına dayandırıldı.
1960 yılına kadar varlığını sürdüren 1924 anayasasında önemli değişiklikler yapıldı. (laiklik ilkesi, kadınlara seçme ve seçilme hakkı vs.)
27 mayıs ihtilaliyle 1924 anayasası tarih oldu. yeni hazırlanan yasa halk oyuna sunuldu ve yüzde 81 oyla kabul edildi. kuvvetler ayrılığı ilkesi bu anayasa ile sisteme girdi. bu anayasa ile türkiye' de çift meclisli bir yapı oluştıuruldu. (millet mecisi ve cumhuriyet senatosu) yasaların anayasaya aykırı olup olmadığını tespit etmek üzere anayasa mahkemesi kuruldu.
12 Eylül 1980' de yönetime el koyan ordu yeni hazırladığı anayasayı 1982' de halkoyuna sundu ve bu anayasa da yüzde 91.37 oranla kabul edildi. bu anayasayla yürütme yetkisi güçlendirildi ve cumhurbaşkanlarının yetkileri artırıldı.
anayasa; milleti, gücü elinde bulunduran devletten korumak ve haklarını belirlemek için yapılan yasalardır.
türk anayasasına bakıp yanılmayalım. bizim anayasamız devleti halktan korumak üzerine kuruludur ve sadece adı anayasadır. bu yönüyle dünya anayasalarından ayrılır. başka anayasaları incelerseniz ruhlarında halka haklar verme ve bu haklarını koruma konusunda açılımlar yapar. türk anayasası ise sınırlandırmalar, yasaklar koyar.
bir devletin temel yapısını, organlarını, organları arasındaki ilişkileri, vatandaşların hak ve ödevlerini saptayan yasa. onun üzerinde başka bir hukuk kuralı yoktur.