MADDE 2. Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti
MADDE 3. Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı istiklal Marşıdır.
Başkenti Ankara dır.
IV. Değiştirilemeyecek hükümler
MADDE 4. Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
değiştiriliyor olsaydı kafası esen biri gelip bizi biz yapan değerleri tek kalemde silerdi. iyi ki böyledir. olması gerekendir.
devletin temel niteliklerini belirtmesi bakimindan degistirilmemesi daha iyi olur, yok illaki degistirecem diyorsan 4. maddeyi degistirip ilk 3 maddeyi degistirmek icin yol acarsin. o zamanda devletin ismini, bayragini, baskentini vb. istedigin gibi degistirebilirsin, sonucunda ortaya baska bir devlet cikar ki, anayasa degisikligi ile yeni rejim kurulamayacagi icin mumkun degildir .
öncelikle bu maddelerin doğruluğu yanlışlığı konusuna bakmadan nasıl kabul edildiğine bakalım. 2. madde chp ilkelerinin 5 şubat 1937'de anayasaya girmiş halidir. 1961'de değişikliğe uğramış ve sadece laik cumhuriyet kalmıştır. demokratik rejimlerde bir madde çoğulcu demokrasi gereği çoğunluğun isteklerine ve insan haklarına uygun olmalıdır. bir partinin zorla dikte ettirdiği bir maddenin anayasada bulunması ve değiştirilememesi gariptir. bir partinin programının anayasaya uygun olması gerekirken bir anayasanın partinin tüzüğüne uygun olması sağlanmıştır. devlet chp'leşmiş ve bu şekilde yeni kurulan partilerde mecburen bu maddelere uygun olma zorunluluğu taşımıştır. yani chp'nin 6 okuna karşı iseniz parti bile kuramazsınız. türkiye'de parti kapatmaların, darbelerin sebebi olarak bu madde gösterilip bir delil göstermeden cumhuriyetin temel ilkelerine ve laikliğe aykırı davranışlar diye iddalarda bulunulmuştur. oysa avrupa'da bir siyasi parti kapatılabilmesi için sadece silahlı çatışma yapması ve bunun kanıtlanması gerekir.
bu madde içinde bulunan kelimeler rejimin niteliklerini belirler. şimdi bu maddenin neresi kötü, çok güzel şeyler söylüyor denebilir. içinde kişilere göre değişen bir laiklik kelimesi geçiyor ve darbe ile devrilen hükümetler anayasanın 2. maddesine elini bile sürmemişken, darbeciler devirdikleri hükümetlerin 'atatürk ilke ve inkılaplarından saptığını' iddia ederler.
yasal laiklik din ve devlet işlerini birbirinden ayırarak, dini siyasallaşmaktan ve yönetim aracı olmaktan çıkarır.(anayasa mahkemesinin laiklik tanımı.) pratik laiklik ise yukardaki tanımın belirsizliğini kullanarak dindar her insanı dini siyasallaştırdın diye suçlayabilme olanağı tanır. yani dindarlara verilecek her özgürlük, insan haklarına uygun olsa dahi laikliğe aykırı kabul edilebilir. mesela abdullah gül'ün eşinin türbanlı olması, yıllarca türbanlarıyla üniversiteye girebilirken sonradan yasaklanan türbana tekrar üniversitelerde serbestlik sağlanması gibi... hatta şu üniversiteye girişte katsayı uygulaması gibi. anayasa mahkemesi olmazsa darbe ile bunları sağlayanları indirmek gerekir. laik rejime bağlı yurttaşların özlemle beklediği görev bu değil mi?
bu gibi durumlar için atalarımız tarafından söylenen çok güzel bir söz vardır.
"itin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı".
hiç kasmayın, "memleketin dahilinde bulunanlar gaflet dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunsalar*" bile halk o kemikleri bir tarafınıza sokar. geçmişte örnekleri görülmüştür.
anayasanın 4. maddesi ile koruma altına alınmış hükümlerdir.ancak 4.madde kendini koruma altına almayı unuttuğundan bu madde değiştirilerek ilk 3 madde de değiştirilebecektir.
(bkz: sıkıyosa)
değiştirmeye uğraşanlar oldu, soluğu dar ağacında aldılar. arkasından efsane, devrimci falan dediler. türküler zırvaladılar. sonra ders almayanlar falan oldu yine. tekrar değiştirmeye kalktılar. bu sefer imralıya tıktılar.
4. madde ile korunandır. ve öyle mal gibi "enaaa 4'ü değiştirirz ya biz!" diyenlere sorarım, kaçınız anayasa hukuku gördünüz? hııı o zaman siz çok zekisiniz lan!
tamam anayasa hukuku görmemiş olabilirsiniz de anayasa mahkemesini de duymamışsanız çok değişiksiniz siz azizim.