Dersi alırken sıkıcı gelir, sonra özellikle 2. Dönem zevk alınmaya başlanır. Çünkü yeni bişeyler öğrenir, devlet yönetimiyle ilgili öğrendiğiniz şeyleri başka insanlara anlatmaya başlarsınız. Tavsiyem: bol bol anlatmanızdır. Çünkü 1 yol sonra 550 mv olduğu haricinde hiçbir şey aklınızda kalmayacaktır.
anayasal düzlemde hukukun incelenmeye tabi tutulduğu hukuk disiplinidir. marmara hukuk öğrencisiyseniz ve birinci sınıfa başlayacaksanız adından oluşacak 'sıkıcı ders' ön yargısının doğruluğunu zamanla anlayacaksınızdır. ibrahim kaboğlu'nun derslerini dinleyip dönem sonunda hiçbir şey anlamadığınızı anlayınca ikinci dönem büyük ihtimalle anayasa hukuku aşkı derslere girmemek ile sonlandırılacaktır. Ancak ve ancak, anlatımı sıkıcı olmasına karşılık hukukun en temel ve benim için sınavına hazırlanması en keyifli dersidir. iyi bir hukukçu olmak için anayasa hukukunun mantığı öğrenilmelidir, derse girmek gereksizdir. (bkz: derse girmeden aa gelen anayasam)
çiçeği burnunda bir hukuk öğrencisi olarak ilk vizemin sahibi derstir kendileri. bu derse çalışmaya başladığında ezber yapmaktan başka seçeneğin olmadığını anlarsın. hocanın anlattığından da bir halt anlamadıysan eğer işin daha da zordur. üst sınıflardan hocanın soru tarzını öğrenmeye çalışırsın ser verip sır vermezler. fotokopicilerde eski vizeleri ararsın her dersinkini bulursun da bir anayasa yoktur. vizeden önceki son gece kaderine razı olur ve ezberlerini gözden geçirirsin...
Erdoğan Teziç ve ibrahim Kabaoğlu çok değerli hocalar olsa da dersin en güsel oğreniminin prof dr. Kemal Gözler tarafından yapıldığı hukuk disiplinidir.
devletin şeklini, yapısını ve devlet içindeki yasama, yürütme ve yargı organlarının karşılıklı ilişkilerini düzenleyen ve vatandaşların devlete karşı olan hak ve hürriyetlerini tespit eden hukuk dalıdır.
mezun olan şahıs avukatlık yapmaya başlamışsa, fakültede almış olduğu bu ders hiç bir işine yaramaz. Avukat olacaklar için gereksiz bir derstir kanımca.
hukuk fakültesinde ilk yıl alınan derslerden en zevklisidir. sanılanın aksine soyut kavramlardan oluşan bir ders değildir. benzer konulara biraz ilgisi olan birisi için oldukça tanıdık gelen konulardan oluşmaktadır. ezberi değil yorum yapabilmeyi gerektirir.
hukuk bölümü okunmaya başladığı andan itibaren bütün birinci sınıfların gözünü korkutmak için abartılarak anlatılan ve bu dersi ilk aldığında geçen kimse yokmuş rivayetlerinin bulunduğu ders.
gerçekten geçenlerin olmadığını zannederek derse çalışmayan akıllılar yaz okulunda dersi tekrar alırlar.
anayasanın maddelerini, normlar hiyerarşisindeki yerini ve anayasa yargısını inceleyen hukuk dalı. kamu hukukunun bir alt koludur.
soyut bir ders olduğu için öğrenciler anlamakta zorlanır ve doğal olarak alınan puanlar da epeyi düşüktür bu sebepten.
hukuk fakültelerinde birinci sınıfta gösterilir, bir çok öğrenci tarafından sonraki 1-2 yıl tekrar alınacaktır.
prof. dr. ibrahim ö. kaboğlu' nun anlatmayı geçtim, amına bile koyduğu hukuk dsiplinidir.
öğrenci anlayacak zekaya sahip değilse yahut ortalama kadın zekasına sahipse, zor tabii. bak evlat, ben de kaldım bu dersten ama boku türkiye' nin en kıymetli anayasa hukuku hocalarından ibrahim kaboğlu' na atmak biraz işin kolayına kaçmak gibi geliyor bana. adam resmen her ders sana doktrinsel bir dil ile hukuk ziyafeti sunuyor, sen de dilinin ağdalılığı nedeniyle uyuyorsan, bak işte o; senin sorunun.
devletin şeklini, yapısını, organlarının görev ve yetkilerini, bunların birbiriyle olan ilişkilerini, kişilerin temel hak ve özgürlüklerini düzenleyen hukuk kurallarının tümüdür.
dilbilgisi tekniği açısından uygun bir söyleme sahip olmayan kelimedir. esas teşkilat hukuku deyimi terminolojik olarak daha sağlıklıdır. zira kimse ceza hukukuna, ceza yasası hukuku; ticaret hukukuna, ticaret kanunu hukuku demezken anayasa hukuku deyişinde bir abeslik hissetmez. *
