son yapılan anayasa değişiklik paketine referandum yolu açılınca chp'nin uyguladığı taktik. 14/05/2010 tarihinde chp anayasa mahkemesine bavurmuş. konu o kadar saçma ki nasıl başlık açacağınızı bile bilemiyorsunuz. yapılan anayasa değişikliği daha kabul edilmemiş, anayasa mahkemesinin önüne gitme şansı kanunlara göre yok. bir kanun değişikliğinin iptal edilebilmesi için önce onun kabul edilmiş olması lazım. ama chp kabul edilip edilmemesi yönünde oy verilmesini engellemeye çalışıyor. sebebine gelince halktan üstün kurum olmadığı için halkın seçimlerini anayasa mahkemesinin iptal edememesi. siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakarak rejim hakkında bazı şeylere değinelim. anayasa mahkemesi halk adına karar verir. eğer referandumla kabul edilebilecek bir değişikliği anayasa mahkemesi red ediyorsa sorun halkta değil anayasa mahkemesindedir. demek ki halk adına karar vermiyor... cumhuriyet adı üstünde cumhurun yönetimi. yani halkın kendi kendini yönetmesi. evrensel bir hukuk kuralı söyleyeyim. kanunlar halk ile uyumlu olmalıdır. halkın uymayı kabul ettiği şeyler geçerli kanunlar olabilir. mesela şapka kanunu... halk uymayı kabul etmediği için uygulanamıyor ama orda devrim yasası diyerek kalmaya devam ediyor. tamamen uygulanmıyor demek de yanlış. aslında işine gelen uyguluyor. fakat halkı galeyana getirmemek için üstüne gidilmiyor. dedim ya kanunların uygulanabilir olması için halk ile uyumlu olmak zorunda.(http://www.tumgazeteler.com/?a=695996 )
bu örneği verme sebebim de kanunların halktan üstün olmadığını göstermek için. bir uyumsuzluk varsa halkın dediği olur. gerçi bir kaç ay önce aihm şapka kanunu yüzünden türkiye'yi mahkum etti. anayasa mahkemesi adam gibi bir iş yapacaksa o kanunu iptal etmek zorunda...
(bkz: şapka kanunu)
anayasa mahkemesi anayasa değişikliklerini sadece şekil bakımından inceleme hakkına sahip. fakat daha önce bu kanuna uymayıp anayasa mahkemesi anayasayı çiğnedi. bu ise anayasa mahkemesine olan güveni yıkıp meşruiyetini sorgular hale getirdi. anayasa mahkemesi anayasaya uymuş olsaydı çoğu insan anayasa mahkemesinin üyelerinin seçimi konusunda yapılan değişikliği gereksiz görüp red edebilirdi.
daha önce türban kararında bariz olarak içerik denetimi yaparak anayasayı çiğneyen, 367 kararında anayasada açıkça yazdığı halde çiğneyen anayasa mahkemesi şimdi yeni bir garabete imza atar mı göreceğiz. anayasa mahkemesi bizzat rejimi koruyacağım derken rejimi tehdit eder hale geldi. chp ise anayasa mahkemesinin zorlama kararlara imza atmasına vesile oluyor. türkiye cumhuriyeti bir cumhuriyettir. egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ve millet bu egemenliğini yetkili organlar eliyle kullanır. yasama, yürütme ve yargı gücünü halktan alır. bir uyuşmazlık durumunda halka gidilir, halkın seçiminin önüne kimse çıkamaz. şimdi anayasa mahkemesi kendinden daha üst kuruma yani halka sorulan bir konunun önüne geçecek mi bekliyoruz. düşünün bir kurum bir karar çıkartıyor. yetersiz oy alıp bir üst mahkeme olan halka konu devrediliyor. ama başka bir mahkeme devreye sokulup halkın önüne gitmesine engel oluyor. bu tam bir rejim sarsıcı olaydır. anayasa mahkemesinden beklenen görevsizlik kararı alması. fakat daha önce imza attığı hukuksuzluklar nedeniyle güvenemiyoruz. rejimi korumak için kanunları bir kenara koyan, bizzat rejim adına rejimi çiğneyen bir kurum var. bu şekilde devleti halkından korumaya kalkan bir çok kurum gördük. jitem kuruldu, yargısız infazlar yapıldı, faili meçhuller oldu. bu mantıkla rejimi değil devleti koruyacağız diye devreye giren güçler kanunsuzluklara imza atarsa o rejimi bizzat kendileri yıkmış olur. işine gelmediği için görevi olmayan bir konuda müdahale eden terörist bir anayasa mahkemesini hiç kimse istemez. herkes kanunlara uymalı... anayasa mahkemesi karar verirken tüm hukukçular gibi kanunlara uymak zorundadır.
chp yürütmenin durdurulmasını istemekte. neyin yürütmesini durduruyorsunuz anlaşılacak şey değil. değişiklik yapılmak istenen kanun devreye girmemiş, bir anayasa değişikliği yeterli oy alamadığı için kanunlarımızda yazdığı gibi halkın önüne götürülüyor. halkın iradesinden bir şeyleri kaçırmak ne chp'nin ne anayasa mahkemesinin hakkı değildir. umarım yeni bir garabete imza atıp anayasayı çiğnemezler. şahsen savcı olsam ilk işim böyle göz göre göre anayasayı çiğneyen anayasa mahkemesi üyelerini tutuklamak olurdu. ikinci işim ise demokrasiyi anayasa mahkemesini kullanarak yıkmaya çalışan ve yıkan chp'yi kapattırırdım. parti kapatma konusunda sadece iki argüman önemli birincisi şiddet kullanarak halkın demokratik seçimlerini demokratik olmayan yollardan engellemek, ikincisi demokrasinin çalışmasını engellemek, demokrasiyi ortadan kaldırmak. düşünün bir parti bir kurumun güçlerini kullanarak seçimlerin yapılmasını engellemeye çalışıyor. hitlerin seçimlerin yapılmasını engellemesinden ve iktidarını sürdürmesinden ne farkı var.
türkiye cumhuriyeti demokratik bir cumhuriyettir. kimse halkın üstünde güce sahip değildir. demokrasilerde son söz milletindir. bırakın faşist uygulamaları, rejim rahat çalışsın. faşizm ile ne alakası var diyenler için açıklayalım. halkın seçimlerini sırf benim gibi düşünmüyorlar öyleyse değersizdir diyorsanız buna faşizm denir. her insanın bir oy hakkı var. istediğiniz yönde olsun veya olmasın saygı duymak zorundasınız...
birde temel haklar tartışmaya açılamayacağı için referanduma götürülemez argümanı var. bahsettikleri temel hak nedir? sadece laf olsun torba dolsun. temel haklar referanduma götürülemez fakat anayasa mahkemesi de temel hakları çiğneyemez. temel hakları sağlamak için bazı düzenlemeler yapılmış. değişikliklere bakarsanız pozitif yönde temel hakları genişleten maddeler içeriyor. temel haklar referanduma götürülemez deyip temel haklar verilmesini engellemek neresinden bakarsanız ahlaksızlıktır. referanduma gerek kalmadan insanların temel haklarını vermek lazım. bunun için avrupa insan hakları sözleşmesini tam olarak uygulayan ve uygulatan bir anayasa mahkemesi gerekli. fakat bizim anayasa mahkememiz verdiği kararlarla aihm'de en çok mahkum olan mahkeme...
bir örnek vereyim. insan haklarına göre anne ve babalar çocuklarının nasıl bir eğitim alacakları konusunda karar verme hakkına sahipler. öğrenecekleri dini seçebilirler. fakat bizim ülkemiz tevhidi tedrisat kanunları ile eğitimde birliğe gitmiş ve çocukların ne yönde eğitim alacağına devlet karar vermiş. anne ve baba çocuğunun dini bir eğitim almasını istese gönderebileceği okul yok. sadece bizim gibi müslümanlara değil her dinden insanlara zulüm haline gelmiş. eğitimde birlik yapıyorsan her insanın dini görüşüne göre hizmet veren okul da açmak zorundasın. şimdi ülkemde yaşayan rumlar dinini öğrenmek için okul açamıyor. bunu referanduma götürerek hristiyanlık üzerine eğitim veren okullar açılsın mı açılmasın mı diye soramayız. yani referandumlar toplumun bir kısımının hakları üzerine yapılamaz. fakat bu anayasa değişikliği toplumun hangi kesiminin haklarını kısıtlıyor? hiç kimsenin haklarını kısıtlamıyor veya genişleterek haksızlık yaratmıyor. bu anayasa değişiklik teklifinde temel haklar referanduma götürülemez diyerek saçmalamak da chp'ye yakışır. chp'yi hepimiz biliyoruz. açık açık şu hak çiğneniyor demezler, sloganlar üzerinden iş görürler. eğer bir temel hak referanduma gidiyorsa ve biz bunları göremiyorsak bunu açıkça söyleyiniz de biz de size destek verelim. fakat dediğim gibi laf olsun torba dolsun. böyle kısır siyaset yapıp oy bekleyenler daha çok bekler. akp'nin oy alması ise mağdur edebiyatına bağlanır. demokrasiyi işletmez isen akp değil halk mağdur olur. akp iktidar olmuş, olmamış halkın umurunda değil. umurunda olan demokratik bir şekişlde insanlar seçimlerini yapabiliyor mu yapamıyor mu... benim demokratik seçimim anayasaya yön verecek ama sen bunu engelliyorsan benim demokratik hakkımı çiğniyorsan ben, senin gibi anayasa mahkemesini de chp'yi de demokratik rejimin bir parçası göremem...