anayasalar tıpkı canlı varlıklar gibi sürekli değişip toplumun yapısına ve ihtiyaçlarına cevap vermelidir. son zamanlarda türk siyasetçileri topluca bu ihtiyaca cevap verme adına olumlu işler yapıyorlar, son halini alan anayasa tasarısı da bununsomut örneği olsa gerek. işte yeni anayasamızdaki bazı yenilikler.
--spoiler--
Siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştırılması: Kapatma davalarında Viyana kriterleri uygulanacak ve sadece şiddete bulaşan partilerin kapatılması sağlanacak. Parti kapatma için Meclis'ten izin şartı getiriliyor.
- HSYK'nın yapısı, üye sayısı ve seçim şekilleri: HSYK 21 üyeden oluşacak.
- Askere sivil yargı yolu açılıyor
- YAŞ kararlarının yargı denetimine açılması.
- Anayasa Mahkemesi ve Danıştay'a meclisin üye seçmesi.
- Devlet memurlarının özlük hakları ile ilgili düzenlemeler.
--spoiler--
yargıyla ilgili kısmı hariç itirazım olmadığı değişiklik efendim hsyk üyelerini Abdullah gül seçicek ne kadar tarafsız olabilirki?
anayasa mahkemesi üyelerinide gül seçiçicek ve bunlar 12 yıl görev yapıcak tüm bunların dışında yargıyı muhattap bile almadılar yazık resmen kendi adamlarını yargıya kayırıyorlar.
anayasayı biraz zor değiştirir canım devletim. açılım falandı derken bir anayasa değişikliği eksik kalmışdı o da tam oldu. bir tek ben mi farklı mı görüyorum türkiye'yi, yoksa onların yaşadığı başka dünyada mı yaşıyorum bilemiyorum. bildiğim bir şey var o da ülkemizde kirli kirli dolapların döndüğü. ne birisi sokakta ki vatandaşı düşünüyor, ne de gerçekten sorunlara çözüm bulmaya çalışıyor. tamamen yaptıkları oy kazanım savaşı hepsinin, kendi savaşlarını sürdürüyorlar. zaten bir çok insanın kafa gitmiş, daha beteri ne olacak bekliyorum. en sonunda bir akılllı kalmayacak ülkemizde ve belki de türkiye kalmayacak. bu topraklar, bu tarih hepsi yok oluyor kimsenin ruhu duymuyor.
her gün yeni bir gündem yaratmayı başaran güzide hükümetimizin bizlere attığı yeni kazıktır. tek kişinin çıkarını tüm halkın çıkarından üstün tutan bu yeni anayasanın yürürlüğe konması ülkemin geleceği hakkındaki korkularımda ne kadar haklı olduğumu bir kez daha kanıtlayacaktır.
an itibariyle tbmm genel kurulunda maddelere geçilmesi ve görüşülmesi yönünde 333 kabul oyuna karşın 73 ret oyu ile meclis genel kurulunda maddeler halinde görüşülmeye başlanacağı belli olmuştur.
Orada oyunlar tehlikeli,taktikler dolambaçlı,orada görünenin ardında görünmeyen kanlı bir ırmak boğulan adalet,insan hakları boğulacakmış gibi yapıp kıyıya çıkan çift maskeli sulta garabetler ! Orası 336 güğüm su 336'sı da kanlı soyguncu orası parlemento nam-ı diğer halk kovucu beşeriyet yolucu !
asıl şu zamana kadar kendi çıkarlarını üstte tutmuş olan başta anayasa mahkemesine atılacak en büyük tokattır. tali kurucu iktidar olarak buna hakkı vardır, hakkını kullanmak ise en büyük haktır.
"Türkiye'de son yaşananların özeti şudur: Önce muhalif duruşu olanlara yönelik operasyonlar yapıldı. Böylece karşı koyma yeteneği olanlar sindirildi. Medya, satın alma ve baskı yoluyla denetim altına alınarak, etkisizleştirildi. Bu yolla da iktidar, kendisine bağlı kayıtsız şartsız destek veren bir medya yaratmış oldu. Özgür duruşu olan televizyon sahipleri ya tutuklandı ya Türkiye'yi terke mecbur bırakıldı veya vergi cezalarıyla susturuldu. Yargı ve silahlı kuvvetleri kendi içinde bloke etmek için, türlü çeşit fitne operasyonları yapıldı. Sonuçta bu gelişmeler yandaş zenginler, yandaş aydın, yandaş polis, yandaş yargı ve korku içinde güdük bir muhalefet bıraktı. Ardından da elini ve kolunu prangalardan kurtaran iktidar, kazanımlarını güvence altına almak için de anayasal düzeni değiştirmek için harekete geçti."
akp'nin meclis başkanlarını da yanına alıp tüm partileri ezip geçtiği görüşmeler olan düzenleme. bugün 12.30 civarında akp milletvekili burhan kuzu kürsüye geldiğinde meclis başkanvekili "hocam" diye hitap ederek her boku ortaya çıkarmıştır.
iptali üzerine anayasa mahkemesinin şekli incelemesi gerekir. bizim mahkememiz ise yargı bağımsızlığına müdahele olarak gördüğü kanunlar yüzünden kısmen iptal etmiştir.
bu mahkeme yasaları kurtarmak için yasa çiğneyen tek kurum olma özelliği taşır. hukukun üstünlüğü elden gitmesin diye yapma ehliyetine sahip olmadığı şeyleri yapmaya hakkı olduğunu düşünür ama bunu hukuku çiğneyerek yaptığını halkın bile bir kısmı göremez. hukuk devletini kurtaran kahraman rolünü bu hukuksuzlukla kazanır bu kurum.
anayasa mahkemesi bu hukuksuzluğu hukuk devlet adına yapıyormuş. evet genç adamlar bülent ersoyla aşk evliliği yapıyorlar. amerika da özgürlük için ırak a saldırdı diyorlar.
neden mi halkın yarısı bunu alkışlarken yarısı karşı çıkıyor;
(bkz: bilgi kirliliği)
akp ve tayyip erdoğan yıllardır yeni anayasa söyleminde bulunurken diğer partiler şiddetle buna karşı çıktılar. bu meclisin yeni bir anayasa yapamayacağını söylediler. hatta birkaç maddelik değişiklikleri bile her değişiklikte anayasa mahkemesine götürdüler. biri de aym tarafından iptal edilmedi ve referanduma gitti.
referandumdan sonra başbakan yine bir hazırlık başlamasını istedi. tüm siyasiler ve stk'lar yetersiz zxaman olduğunu söyleyerek akp'ye karşı durdu. bugün ise akp ve tayyip erdoğan tamam gelecek döneme kalsın diyor. zaten şurda 6 ay daha meclis çalışacak. bir anayasa kesinlikle yetişmez.
ama bizim muhalefet tayip erdoğan ne derse tersini söylemeye alışmış. hem de bunu şöyle diyorlar; "akp ne derse bizim karşı çıktığımızı söylüyorlar. şimdi anayasa değişsin deyince akp karşı gelmeye başladı." ulan tayyip erdoğan anayasa değişsin dedikçe karşı çıktınız, zaman kalmadı deyince de değişsin diyorsunuz. size hangi salak inanır? türk milletini iyice aptal yerine koyuyorsunuz. 4,5 senedir meclisi oyala son anda anayasa değişikliği diye diret. kim inanır sana?
bunların derdi anayasa değişikliği falan değil. nasıl olsa yapılamayacak şeyi savunmak.
olmayacak şeyleri savunmayı bırakıp, olacak şeyleri yapsanız daha çok adam olurdunuz... olmayacak şeyleri vaad edenlerin halkın gözünde değeri belli ama hala anlayamayanlar var.
bu muhalefet iyice gözümden düştü. oy verenlerine hiç laf etmedim ama artık bu şekilde kısır politika yapan insanlara oy verenlere de şaştığımı belirtmek isterim.
madem öyle bir niyetiniz var. bir anayasa taslağı hazırlayıp meclise verin. ciddiyetinizi anlayalım. akp anayasa değişikliği düşünmüyorsa o mecliste sizin de milletvekilleriniz var. yetişecek mi bakalım.
seçimler yaklaşıyor ya... "biz anayasa değişikliği istiyoruz" demeye başladınız ama sabıkanız kabarık. daha düne kadar "akp, anayasayı değiştirerek padişahlığı getirecek, tayyip'i padişah yapacak" diyordunuz. bir gün de herşey değişti mi?
mantıklı açıdan bakarsak, ironik bir ifade biçimidir. zira, anayasa'yı yapan devlet, yaptığı anayasının bir çok madddesini kendi eliyle ihlal etmektedir. gerek mevcut iktidar, gerek bundan öncekiler anayasa'nın bir çok maddesini ihlal etmiştir...
yasalar bütünüyle, doğru ve hakkaniyetli bir şekilde uygulanamadıkdan sonra istediğiniz kadar değişiklik yapın nafile. devlet yönetiminin temel meselelerinden olan; halkın huzur ve refahı, temel hak ve özgürlükler gibi maddelerde yapılan ihlaller acaba bu değişiklik gerçekten halk için mi yoksa başka amaçla mı yapılmak isteniyor sorunu getirir akla...
-örnekse; daha iki üç gün önce demokratik haklarını kullanarak 4+4+4 eğitim sistemini eleştiren kamu emekçileri devlet tarafından, polis cop'u ve tazyikli su ile onurlandırıldı.
-eğitim sistemini eleştiren öğrenciler aynı muamelelere maruz bırakılmadı mı, parasız eğitim istiyoruz dedikleri için içeri atılmadı mı?
-asgari ücretle çalışıp, yaşam mücadelesi veren bir sürü insan var. yok mu? elbette var.
-gelir dağılımında muazzam bir uçurum söz konusu değil mi?
-sosyal bir devlette olmaması gereken, barınma sorunu yaşayan onbinlerce insan yok mu?
-devlet vatandaşından vergi adı altında işi abartarak haraç alıp, yine onlara eşit şekilde davranıyor mu? hayır insanları kendi ödedikleri paralarla, boyunduruk altına sürüklemiyor mu?
-iktidarın nimetlerinden yaralaranarak, yedi göbek sülaleleri zengin olan siyasetçiler yok mu var?
bunun gibi o kadar çok ironik vaka var ki, saymakla bitmez.
şimdi devletin anayasa'yı nasıl ihlal ettiğine bakalım, bunu anlamak çok basit.
geçerli anayasanın belli maddelerini okumamız kafi. bakın devlet anayasayı nasıl kendi eliyle ihlal ediyor. yukarıda yazdıklarımla anayasanın bazı maddelerini karşılaştırın sadece.
MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
V. Devletin temel amaç ve görevleri MADDE 5- Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
X. Kanun önünde eşitlik MADDE 10- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
B. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı MADDE 34- (Değişik: 3/10/2001-4709/13 md.)
Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir...
medeni kanunu isviçre, borçlar kanununu almanya, ceza kanununu italya dan alan zihniyet, şimdilerde darbe anayasasının devamını halka rağmen devam ettirmek istiyor.
anayasa ne için vardır? halk ve millet için değil mi. anayasada değiştirilemez maddesi olamaz. ileriki nesillere şimdikilerin pranga bağlaması saçmadır.